İçinde bulunduğumuz rahmet ve bereket ayında açlık ve sefaletle yüz yüze Afrika'daki Müslüman kardeşlerimiz. Öncelikle bir not: Türkiye'de günde 4 milyon ekmek çöpe atılıyor; bu durum, Afrika vesilesi ile ele alınması gereken mühim bir mevzu. Sofradaki ekmek kırıntılarını bile zâyi etmekten imtinâ eden, dikkat eden, hürmet eden bir kültür zenginliğinden 4 milyon ekmeği çöpe atan barbarlara dönmüş ve gözü dönmüş Batılı'lara benzemişiz.

Gelelim Afrika'daki açlık meselesine… Doğu Afrika'daki kıtlığın sebebi ne? Bu insanlar nasıl ve hangi şekilde bu hâle geldiler?

Şu an gündemde olan ülke Somali zengin yer altı kaynaklarına sahib olmasına mukabil kıtlık içinde. Uranyum, demir, ve özellikle 1969 yıllarında keşfedilen petrol… Uzun yıllar İtalyan ve İngilizlerin sömürgesi altında kaldı Somali. 1969'da ise bağımsızlığını (!) kazandı.

Osmanlı'nın hâkimiyeti altında geçen refah günlerinden bu güne doğru son 200 yıla baktığınızda, kan, zulüm ve açlık içinde Somali… Aynı şekilde bütün Afrika öyle; iç savaşlara sürülmüş, Zorla hırıstiyanlaştırılmış ve akla hayâle gelmedik işkencelere maruz bırakılmışlar; Güney Afrika'daki Batılı "beyaz" hâkimiyet, siyahlara okulları, otobüsleri ve birçok yeri yasaklamıştı.

Batılılar… Amerika, İngiltere, İtalya, Almanya ve diğer kuyrukçuları; kısaca BM dersek harhâlde yanlış olmaz!

Şu an Somali'nin, zengin Afrika'nın açlıkla boğuşuyor olmasının başlıca birkaç sebebini sıralayalım:
1. Afrika nüfusunun çoğunluğu Müslümanlardan oluşuyor; özellikle Somali'nin neredeyse tamamı.
2.
Afrika'da çoğalan bir nüfus, Batılıların işine gelmiyor; bu sebebten kırılmalarını tabiî bir hissizlikle seyrediyorlar. Senelerdir deneme tahtası olarak, kobay olarak kullandılar ve kullanıyorlar, onlar için kendi sistemlerini ayakta tutan leş parçalarından öte bir mânâsı yoktur Afrikalıların.

3.Yukarıda söylediğimiz gibi uranyum, demir ve Petrol kaynakları olan topraklar olması… Mânidârdır, 1969'da petrol sahalarının keşfedilmesinden sonra başlayan iç savaşlar Somali'de hiç durmamıştır; oradaki petrolü 4 Amerikan firmasının çıkardığını da ekleyelim…

1992'de ABD komutasında 30 Bin BM askeri Somali'de üs kurdu. Ne var ki, iki yıl sonra Müslüman Somali halkı bu duruma müdahale etti ve tepki sebebi ile 1994'te Somali'den çıkmak zorunda kaldı. Somali'den çekildiğinde arkasında 7000 bin ölü ve kaos içinde bir Somali vardı. Tabiî ki barbar ABD ve Batı Hâlâ Somali'de at koşturmaktadır. Kanlı elleri hâlâ Afrika kıtasını parçalamaktadır. Şu satırlar Somali'nin niçin aç kaldığını ve insanlarının göz göre göre ölüme terk edildiğini gayet net açıklıyor:

"Cibuti'de askeri üssü bulunan ABD bir diğer üsünü de Somali'de açarsa bölgenin kontrolünü büyük ölçüde eline almış olacak. Somali ve Yemen, Kızıldeniz'in Hint Okyanusu'na açılan kapısı konumunda ülkeler. Arap yarımadasını Afrika kıtasına neredeyse bağlamak üzere olan geçitten petrol yüklü tankerler ve savaş gemileri geçmekte. Geçtiğiz günlerde İsrail ve Batı destekli Güney Sudan'ın bağımsızlığını ilan etmesinin ardından Afrika kıtasındaki Müslüman ülkelere yönelik parçalama planı artık sır değil."

Bir günde binlerce askeri Libya, Irak ve Afganistan üzerine gönderebilen, bir gece de milyonlarca ton bombayı Müslüman ülkelerin üzerine atabilen Batılılar, ABD, BM nasıl oluyor da Somali'ye bir türlü gıda yardımı ulaştıramıyorlar?

Afrika'da açlık yok; sömürü var: Batı, Bm bize dâimâ (Ancelina Coli)nin yüzü ile gözüktüğü için vahşi yüzünü unutup duruyoruz; hakikat, Batılı ülkelerin aslında birer kan emici vampirlerden ibâret olduğudur.