Maiga, Fransa'nın, tüm uluslararası finans kuruluşlarındaki temsilcileri aracılığıyla Mali'ye yönelik kalkınma projelerini engellemeye çalıştığını söyledi.

Fransa'nın Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üzerinde de etkisi olduğuna işaret eden Maiga, "Ne zaman ECOWAS zirvesinin yapılacağı belli olsun nedense Fransız yetkililer hemen tarih vererek alınacak yaptırım kararlarından bahsediyor. Bu da bize zirvede alınacak kararlar konusunda Fransa'nın ECOWAS ülkelerinin liderlerinden daha fazla bilgi sahibi olduğunu düşündürüyor." dedi.

Maiga, 9 Ocak'ta düzenlenen ECOWAS zirvesinin tarihini ve alınacak yaptırımları Fransa'nın neredeyse zirveden bir ay önce açıkladığını ifade etti.

Fransa'yı askeri iş birliği anlaşmalarını ihlal etmekle de suçlayan Maiga, Fransa'nın ülkenin kuzeyindeki askeri üssü Mali devletine bildirmeden terk etmeye karar verdiğini anımsattı.

Maiga, o zaman Fransa'nın askeri üs kurmasına olanak tanıyan iş birliği anlaşmasını gözden geçirme kararı aldıklarını dile getirdi.

ECOWAS'ın Mali ile ilgili kararları, Fransa ve Avrupa medyasında yazılıp çizilenleri dikkate alarak vermesine de şaşırdıklarını kaydeden Maiga, Mali'deki mevcut yönetimin dünyada son 20-30 yıldaki gelişmeler ışığında, tarihten dersler çıkararak durumu analiz ettiğini söyledi.

"Libya'dan silah ve mühimmatla gelen ayrılıkçı grupların arkasında Fransa var"

Maiga, Fransa'nın Barkhane Operasyonu, Birleşmiş Milletler'in (BM) MINUSMA misyonu, Avrupa'nın Takuba Görev Gücü ve G5 Sahel Gücü'ne karşın güvenlik durumunun giderek kötüleştiğine dikkati çekti.

Mali'deki güvenlik sorununu bir hastalığa benzeten ve yıllardır yanlış teşhisle tedavi edildiğini dile getiren Maiga şöyle devam etti:

"Hastaya ilaç ve reçete verildi, 2 ay içinde iyileşeceği söylendi ancak o dönem sadece vücudunun bir kısmını etkileyen hastalık 8 yılda bedeninin yüzde 80'ine yayıldı. Eğer hastada bir sorun yoksa o zaman ya teşhis ya tedavi ya da doktorda bir sorun olduğu kesin. Bunu sorgulamak lazım. Mali hükümetinin de bugünkü terörle mücadelede yaklaşımı bu şekilde. Ya doktoru ya tedaviyi ya ilaçları değiştireceksiniz."

Maiga, 2011'de Muammer Kaddafi'nin devrilmesinden sonra Libya'dan bölgeye gelen ayrılıkçı grupların Fransa tarafından desteklendiğine dikkati çekerek, "Libya'dan silah ve mühimmatla gelen ayrılıkçı grupların arkasında Fransa olduğu bizzat ayrılıkçılar tarafından söylendi. Ayrılıkçılar, Fransa'nın kendilerine Mali'nin kuzeyini işgal etme, orayı bölerek bağımsız devlet kurma sözü verdiğini söylüyor. Bunu biz söylemiyoruz. Bunu Fransız siyasetçiler tarafından desteklenen bu grupların liderleri söylüyor." ifadelerini kullandı.

"Sadece kuzeyde başlayan terör toprakların yüzde 80'ine yayıldı"

Mali'de 2013'teki darbe sonrası kurulan geçiş hükümetinin Fransa'dan yardım istediği ve Fransa'nın da buna yanıt verdiğine işaret eden Maiga, Fransa'nın bugün kendilerini "meşru olmamakla" itham ederken yine sözde meşru olmayan geçiş hükümetinin talebi sonrasında bölgede Serval Operasyonu başlattığını hatırlattı.

Maiga, dönemin geçiş hükümetinin Fransa'ya yazdığı söz konusu talep mektubunun içeriğinin de tartışma konusu olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi:

"Fransa'ya gönderilen bu yardım talebini içeren mektupta ne yazıyordu? Mektubun kopyası ne Savunma Bakanlığında ne Dışişleri Bakanlığında mevcut. Mektubun örneğini Fransız Senatosunun sitesinde bulduk. Mektupta Fransa'dan istihbarat ve hava desteği istenmiş ama asker konuşlandırılmasına ilişkin bir talep yok. Fransa buna (kuzey bölge) Kidal'a kadar saygı duydu ama Kidal'a vardığında Mali ordusunun önünü kesti ve terör gruplarının yeniden örgütlenmek için yıllarını harcadığı bölgeyi kuşatarak dışarıya kapattı.

Bundan ders çıkarıyoruz. Fransa'nın terörle mücadelede bize yardım etmesi gerekiyordu ama Mali'nin bölünmesi ve terörün dokunulmaz bir hal almasına neden olan şartları yarattı. 9 yılın sonunda sadece kuzeyle sınır olan terör sorununun toprakların yüzde 80'ine yayıldığını görüyoruz. Devlet otoritesinin bütünlüğü, toprakların tamamında tesis edilmiş değil. BM kararları her yıl değişiyor zira bu kararlar Fransa tarafından yazılıyor. Hatta yakınlarda, MINUSMA'ya 2 bin asker daha gönderilmesini öngören bir karar taslağına da karşı çıktık. Haberimiz dahi yoktu. Amaçlarını, görevlerini, milliyetlerini bilmeden böyle bir askeri birliğin topraklarımıza gelmesi kararını veremeyiz."

"Mali'ye gelmek isteyen devletler yazılı anlaşma imzalamalı"

Maiga, Danimarkalı askerlerin, Takuba Görev Gücü bünyesinde ülkeye gönderilmesi ve akabinde çıkan krize ilişkin de şu değerlendirmede bulundu:

"Takuba Görev Gücü yaklaşık 2 yıldır topraklarımızda ama terörle mücadelede elde var sıfır. Takuba'ya asker gönderen tüm devletlerin Mali ile yazılı anlaşma imzalaması gerekiyor. Mali bir dizi ülkeye davetiye yolladı. Bir ülke eğer Mali'ye gelmek istiyorsa topraklarımızdaki askeri angajman şartlarını net şekilde ifade edeceği resmi yazılı bir anlaşma yapılması lazım. Bazı Avrupa ülkeleri neden böyle bir anlaşma imzalamadan Mali'ye gelmeye karar veriyorlar anlamış değiliz. Danimarka ile aramızda yaşanan şey tam da bu. Danimarkalılar iznimiz olmadan ülkemize geldi. Onlara bu konuda hem fikir olmadığımızı söyledik."

"MINUSMA'nın amacı askeri üslerde casusluk yapmak değil"

Maiga, bunun yanı sıra son dönemde Fransa ve MINUSMA'nın yasa dışı şekilde hava sahasını kullandıklarını söyledi.

"9 yıldır oynanan tüm oyunları görüyoruz. Hatta son dönemde ECOWAS'ı Mali'ye karşı haksız, hukuka aykırı ve gayri meşru kararlar almaya zorladıklarını görüyoruz zira bu kararların hiçbir yasal dayanağı yok. Topyekun ambargo." diyen Maiga, sınırlarını Mali'ye kapatan ECOWAS ülkelerinden birinden havalanan Fransız askeri uçaklarının Mali hava sahasını kullandığını kaydetti.

Maiga, şöyle devam etti:

"ECOWAS ülkelerinin birinden gelen Fransız askeri uçağı Mali hava sahasında uçuyor, tespit edilmemek için transponderlerini kapatıyor, hatta kuleyle iletişimini de kesiyor. Daha sonra topraklarımızda bir noktaya iniyor ve ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyler bırakıyor ve geldiği ECOWAS ülkesine geri dönüyor."

Benzer bir sorunun MINUSMA uçaklarıyla da yaşandığını aktaran Maiga, "MINUSMA'nın da saatlerce askeri üslerimizin üzerinde uçuş yaptığını tespit ettik. Anladık ki Fransa, MINUSMA'dan askeri üslerimizin üstünde uçmasını istemiş. MINUSMA'nın amacı askeri üslerde casusluk yapmak değil. Bu olayın akabinde MINUSMA'dan izinsiz şekilde hava sahamızı kullanmamalarını istedik." diye konuştu.

"Fransa, AB ülkelerini Mali ile ilgili gizli gündeme sürüklememeli"

Maiga, MINUSMA'ya ilettikleri talebin benzerini de Danimarka'ya ilettiklerini ve aralarındaki anlaşma şartları yerine getirilene kadar askerlerini geri çekmelerini istediklerini belirtti.

Fransa'nın ise bu süreçte sert bir üslupla çeşitli ithamlarda bulunduğunu kaydeden Maiga, şunları söyledi:

"Biz bununla uğraşırken Mali'yi vekaletle yönetmek isteyen Fransa bizi sorumsuzlukla suçladı. Hatta işi hakaret boyutuna getirdiler. Çok ileri gittiler. Son verdiğim röportajlardan birinde Mali'nin AB ile hiçbir sorunu olmadığını söyledim ama AB'den çok basit bir talebimiz var: Fransa, AB ülkelerini, AB'ye sunduklarından farklı bir gizli gündeme sürüklememeli. Mali'nin 1960'dan bu yana bağımsız bir ülke olduğunu hatırlatmak istiyorum. Mali'nin AB ile ilişkilerini vekaleten Fransa yürütemez. Mali ile ilişki kurmak isteyen ortak gibi davranmalı. Tek istediğimiz buydu ama bundan dolayı (Fransa) hükümetin meşruiyetini konu alan hakaretler etti.

(Ibrahim Boubacar Keita hükümetini kast ederek) Meşru dedikleri hükümet camilerde masum insanları öldürürken Fransa neredeydi? Bu BM raporlarıyla da doğrulandı. Son olarak 2021'de düğündeki Malililer Fransız uçakları tarafından bombalandı. BM de kurbanların bir düğüne katılan siviller olduğunu söylüyor. Fransa bu kişiler için terörist dedi ama doğru söyleyen kim?

Dolayısıyla bütün bu yaşananlar, dikkatli olmamız ve şartları önceden belirlenmemiş yabancı operasyonların topraklarımızda bulunmasına izin vermememiz gerektiğini öğretti. Halkımıza ve egemenliğine saygı duymaları lazım. Başka bir şey istemiyoruz.”

"Mali'yi Batı ile Rusya arasındaki jeopolitik savaşa kurban etmek istiyorlar"

Başbakan Maiga, Rusya ile son dönemde savunma alanında imzalanan iş birliklerine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Mali'nin, ülke güvenliğinin yeniden sağlanmasına yardımcı olacak herkesle çalışmaya hazır olduğunun altını çizen Maiga, ülkesinin egemenliği ve halkın onurunun müzakereye açık olmadığını söyledi.

Maiga, şöyle devam etti:

"Tüm bu şamata sahada 'hasta Mali'yi iyileştirmeye çalışan' 50 binden fazla askerin varlığı yüzünden yaşanıyor. Köyler saldırıya uğruyor, bu yabancı güçlerin müdahalesini talep ettiğimizde 'hayır' diyorlar, MINUSMA savaşmaya gelmedi. Avrupa ülkelerinden uçak almak istiyoruz, engelleniyoruz, ABD'den almak istiyoruz, engelleniyoruz. O zaman çözüm, size engel olmayacak partnerlere yönelmek. Bu nedenle Rusya ile askeri iş birliği yapmaya karar verdik.

Sadece Rusya da değil başka ortaklarla da çalışıyoruz. Mali'yi Rusya ile Batı arasında yaşanan ve kendisini ilgilendirmeyen bu jeopolitik ve stratejik savaşa kurban etmek istiyorlar. Mali ordusu, her cephede güçlendirmek için başka ortaklarla da çalışıyor. Bunun meyvelerini de almaya başladık. Mali ordusu harika sonuçlar elde etti. Bir aydan kısa sürede 30 yılda yapamadığımız kadar çok teröristi etkisiz hale getirildi."

Başbakan Maiga, Fransa'nın Mali hükümetini devirmek için siyasi ve diplomatik bir terör uygulandığına dikkati çekerek şunları kaydetti:

"Wagner ve Rusya etrafında bir sürü tartışma dönüyor. Kısacası attığımız adımların farkındayız. Hükümetimizin önceliği Malililerin güvenliği. Gerisi propaganda ve şeytanlaştırmadan ibaret. Dediğim gibi Fransız makamları, hükümetimizi devirmek için medyanın da yer aldığı siyasi ve diplomatik bir terör uyguluyor.

Terörle mücadelede tam sonuç almaya başladığımız bir dönemde neden hedef alındığımızı anlamıyoruz ama dikkat, Mali'nin istikrarsızlaşması onların tahmin etmediği sonuçlara yol açabilir. Diyeceklerim bu kadar. Kısacası biz Mali halkını ve güvenliğini savunuyoruz. Egemenliğimize, halkımıza, savunma alanında bizi tatmin edecek sonuçlar verecek Rusya ya da başka partnerlerle çalışmak hakkımıza saygı duyulmasını istiyoruz."

Mali güvenlik alanında Türkiye ile iş birliğini güçlendirmek istiyor

Türkiye'nin büyük ve Müslüman ülke olmasının kendileri açısından önem arz ettiğini kaydeden Maiga, Mali'nin laik bir devlet olmasına karşın nüfusunun yüzde 95'inin Müslümanlardan oluştuğunu kaydetti.

Maiga, kardeş ülke olarak nitelediği Türkiye ile ekonomik ve diğer alanlarda kurulan ilişkilerin çarpıcı düzeyde geliştiğini belirterek "Hükümetimiz Türkiye ile kurulan bu ilişkilere özellikle güvenlik dahil her alanda yeni ve güçlü bir ivme kazandırmak istiyor. Türk halkına, Mali halkının Türk hükümeti tarafından uzatılan yarım eline karşılık verdiğini söyleyin." dedi.

Son dönemde yaşanan jeopolitik gelişmeleri yakından izlediklerine vurgu yapan Maiga, Türkiye'nin son yıllarda Afrika'da hak ettiği yere gelmek için başlattığı ekonomik ve diplomatik atağın farkında olduklarını belirtti.

Başbakan Maiga, Afrika'nın yabancı güçlerin savaş alanı olduğuna dikkati çekerek bu savaşın topla tüfekle değil; ekonomi, kültür ve sosyal alanlarda da verildiğini söyledi.

Maiga, "Türkiye'yi kollarımızı açarak karşılıyoruz ve biliyoruz ki Türk ve Müslüman kardeşlerimiz de bizimle aynı ruh halindeler." diye konuştu.

Mali halkının da umudunu kaybetmemesi gerektiğini vurgulayan Maiga, şöyle devam etti:

"Yıllardır ilk kez devletimizin başında halkımızın onur ve egemenliğini yeniden tesis etmekten başka amacı olmayan vatanseverler var. Bazı yabancı güçlerin etkisinde kalan Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) bizi gayrimeşru ve yasa dışı olarak nitelediğinde ve yaptırım uyguladığında Malililer bunun farkına vardı. Cumhurbaşkanımız bu yaptırımlara boyun eğmek yerine halkı, (10-14 Ocak'ta) 4 gün içinde tüm bölgelerde seferber eden destek gösterileri düzenlemeye davet etti. Hükümete destek amacıyla düzenlenen bu gösterilere 4 milyon kişi katıldı.

30 yıldır ciddi paralara mal olan seçim kampanyaları akabinde düzenlenen seçimlerde hiçbir aday 2 milyondan fazla seçmeni bir araya getiremezken 4 milyon kişi sadece hükümete destek için sokaklara döküldü. ECOWAS yaptırımlarıyla bizi yalnızlaştırma ve hükümetimizi istikrarsızlaştırma arzusunun gerçekleşmediğini, alınan yaptırım kararlarının tam tersi etki yarattığını düşünüyorum. Halk 'hayır' demek için tek vücut olarak ayağa kalktı."

"Türkiye'ye çalışma ziyareti düzenlemek istiyoruz"

Geçiş hükümetinin başındaki Cumhurbaşkanı Assimi Goita'nın 38 yaşında genç bir asker olduğunu anımsatan Maiga, buna karşın Goita'nın terörle mücadelede 18 yıllık tecrübesi nedeniyle halkın güvenini kazandığını kaydetti.

Başbakan Maiga, "Aralarında Türklerin de bulunduğu dostlarımız bilmeliler ki Mali devletinin başında, Mali halkının itibarını geri kazanmasına yardımcı olabilecek tüm ülkelerle iş birliğini hazır vatanseverler var." dedi.

Başbakan Maiga, Türkiye'ye teşekkür ederek "Türk dostlarımıza da ilgileri için teşekkür ediyoruz. Müslüman, kardeş ve partner ülke olarak Türkiye'ye güvendiğimizi söylüyoruz. Ortaklığımız kazan kazan ilkesine dayanmalı. Bugün birçok Türk şirketinin de Mali'de yeri olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin tüm yükselen güçler gibi Mali'de ülkemizin diğer dostlarıyla hakkettiği yeri alması için iş birliklerini araştırmak amacıyla bir grup bakanla Türkiye'ye bir çalışma ziyaretinde bulunmayı da hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.