Dergimizi baskıya hazırladığımız saatlerde (5 Kasım Salı), sosyal medyada “Kocaeli’de 10 Kasım Pazar günü saat 09:05’te M. Kemal’i anmak için cami hoparlörlerinden siren çalınacağı” iddiası dolaşmaya başladı. Bu iddia üzerine kısa bir soruşturmanın ardından, Kocaeli Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nün Çayırova Kaymakamlığı’na, Çayırova Kaymakamlığı’nın ise İlçe Yazıişleri Müdürlüğü vasıtasıyla ilgili birimlere aktardığı bir belgeye ulaştık.
Bunun üzerine Çayırova Kaymakamlığı’na ulaşarak kendilerine ilgili belgenin aslı olup olmadığını sorduk. Çayırova Kaymakamlığı’ndaki görevli kadın memur, bu belgenin Çayırova İlçe Müftülüğü’ne ve İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne kendileri tarafından gönderildiğini, kendilerine ise Kocaeli Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü tarafından gönderildiğini teyid etti.
 
“İnançsız Birinin Adını 
Niye Camide Analım?”
Ardından camilerin Diyanet’in sorumluluk alanında olması dolayısıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nı arayarak “Kâfir birisi için camide anma merasimi düzenlenir mi? Kâfir birisini anmak için camiden siren çalınabilir mi?” sorusunu yönettik. “İnançsızlığın ölçüsü nedir? Siz mi inançsız sayıyorsunuz, yoksa o kendisi mi inançsız olduğunu söylüyor?” diyen Diyanet memuruna “mevzu bahis kişinin kendisinin inançsız olduğunu söylediğini, bunun cemiyetin ekserisi tarafından bilindiğini ve bu kişinin hayatı boyunca İslâm’a düşman tavırlarıyla tanındığını” söylememiz üzerine, “Öyleyse böyle birisi için camide niye program düzenleyelim; ama inançsız olduğunu katiyen bilmek gerekir.” cevabını aldık. “Peki, Kur’ân-ı Kerim’e ‘gökten indiği zannedilen dogmalar’ diyen bir adamın inançsız olduğunu söyleyebilir miyiz?” diye sorduğumuzda ise, “Aziz kardeşim bunlar yüz yüze konuşulması gereken bir meseledir. Ben sizin ne demek istediğinizi anladım.” denilmesi üzerine ne sebeple aradığımızı söyledik ve mevzu bahis yazıdan bahsettik. “Camilerden niye siren çalınsın kardeşim, böyle bir şeyin bilgisine sahip değiliz.” diyen Diyanet görevlisine kimle görüştüğümüzü sorduğumuzda “Diyanet’ten bir arkadaşla görüştünüz.” şeklinde cevap verdi. 
 
İfade Hatası mı?
Diyanet görevlisinin böyle bir yazıdan haberdâr olmadığını söylemesinin ardından Kocaeli İl Müftülüğü ile irtibata geçtik. Kocaeli İl Müftülüğü’ndeki yetkili memur, kendilerinden habersiz böyle bir uygulama yapılamayacağını, kendilerinin ise Diyanet’in emri dışında böyle bir şey yapmayacaklarını, Diyanet’in ise böyle bir emir vermeyeceğini söyledi.
Akabinde Kocaeli Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nü arayarak, mevzu bahis yazıyı kaleme alan memur ile görüştük. Memur H., yazıyı kendisinin kaleme aldığını fakat bir yanlış anlaşılmanın olduğunu belirtti. “Esasında kendilerinin iki merkezî siren sistemlerinin olduğunu” söyleyen H., “5 Kasım saat 10:00’da camilerin hoparlörlerinin de dahil olduğu sistemden sirenle yapılması plânlanan denemenin ezan okunarak yapıldığını, 10 Kasım’da ise camilerin hoparlörlerinin dahil olmadığı sistemden siren çalacağını” söyledi. Yazıdaki ifadenin öyle anlaşılmadığını söylediğimizde ise “Doğru söylüyorsunuz ifadeden öyle anlaşılıyor; ama yazıyı yazan benim camilerden siren çalınmayacak, kaymakamlığın bir hatası var.” dedi.
Görüştüğümüz memurların hasbî tavrı sebebiyle mevzuun bir yanlış anlaşılmadan ibaret olduğu kanaati hasıl oldu ve kendilerini böyle mevzularda daha dikkatli olunması hususunda uyardık; takipte olacağız.
 
Baran Dergisi 669. Sayı