Güney Doğu Asya ülkelerinden, eski ismi Burma olan Myanmar’ın Arakan şehrinde Müslüman katliamı yaşanıyor. 2010'da 3 milyon Müslümanı olan ülkede neredeyse yarısından fazlasını katlettiler.

Çin'i arkasına alan Budist çoğunluk, Müslümanlara adeta soykırım başlattılar. Şiddet, yağmalama, tecavüz, yakmalarn ve akla gelmez işkencelerle Myanmar adeta cehenneme dönmüş vaziyette. 

Yıllar önce Meikhtila şehrinde alevlenen katliamlar, Yamaethin ve Tatkon'a sıçramıştı. Daha sonra Arakan bölgesinde soykırıma başladılar. 
Budist çetelerin yapmış olduğu bu katliamların arkasında Myanmar devleti ve destekleyicisi emperyalist Çin var. 
Bangladeş yönetimine ve bir kısmı da başka bir Budist ve İslam karşıtı olan Tayland’a bir kısmı’da ülke içinde bulunan toplama kamplarına sığınmak zorunda kaldılar.  

Çin'in Derdi Petrol

Katliama destek çıkan Çin’in tek istediği Myanmar'da bulunan Petrol ve doğalgaz. Aslan Balcı "Petrol ve doğalgaz Arakanlı Müslümanların yaşadığı, toprakların ve bölgenin sahibi olan Müslümanların arazisinden çıkıyor. Arakan eyaletinin başkenti olan yeni uyduruk ismi Sittwe'nin esas adi Akyab’ın 120 kilometre güneyindeki liman şehri Kyaukpyu’da çıkan doğalgaz ve petrolü buradan alıp borularla Çin topraklarına ulaştırılmak isteniyor. Bölgede bulunan Müslümanların toprakları ellerinden zorla alınarak Budist çetelerin mülkü haline geliyor. Böylece bölge tamamen Müslümanlardan temizlenmiş oluyor. Boru hattı şimdilerde Çine bağlandı. 

Arakan'daki Boru Hattı Çin'e Bağlandı

Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanların topraklarında geçtiğimiz yıllarda zengin doğal gaz ve petrol yatakları bulunmuştu. İlk sondaj çalışmaları Güney Koreli petrol devi Daewoo şirketi ile başladı. Sonra Askeri cunta başkanı olan katil ve faşist cuntacı Thein Shwein Daewoo şirketi yerine Çin devleti ile anlaşma yaptı. 2004 yılında keşfi tamamlanan 1 trilyon 2 milyar metreküplük doğal gaz ve 2 milyar 1 milyon varillik petrol rezervi, önümüzdeki Mayıs 2013’de faaliyete geçecek olan hat, enerjiye bağımlı olan Çin'e ulaşacak. Shwegas, yılda 12 milyar metreküp doğal gaz ve 22 milyon ton petrolün pompalanacağı 800 kilometrelik iki ayrı boru hattı şeklinde inşa ediliyor.

2012'nin Mayıs sonunda başlayan olaylar katliam ve yağmalama olayları Müslümanların çoğunlukta olduğu Rakhine eyaletinde başlamıştı. Özellikle Kyaukpyu kentinde bulunan bütün Müslümanlar ya öldürülmüştü veya başka yerlere göç etmek zorunda bırakılmışlardı. Bu kentte hiçbir Müslümanı bırakmadılar. Şimdiki saldırılar ise ülkenin iç kesimlerindeki Mandalay Eyaletindeki Meiktila bölgesinde yaşanıyor. Hem geçen yılki katliamın yaşandığı yerler hem de son haftalarda devam eden saldırıların meydana geldiği Meiktila ve çevresi de Shwegas hattı üzerinde yer alıyor. Bu boru hattına “ ölüm ve katliam hattı” da diyebiliriz. Hattın geçtiği yerlerde oturan Müslümanlar iki yıldır resmen katlediyor. Hem de insanlık dışı yönetmelerle katlediyorlar.

Hukuksuz bir şekilde ülke yönetimini elinde bulunduran katil Thein Shwein boru hattına kendi ismini verdi. “Shwegas boru hattı” 30 milyar dolarlık bir projedir. Bu proje ile ülkenin kaynakları bizzat devlet başkanı makamını işgal eden kişi tarafından yağmalanıyor. Devletin ve halkın malını çalarken madenlerin çıktığı toprakları da kendine almış oluyor. Ancak yapmış olduğu hırsızlık ve soykırım anlaşılmasın diye Arakan Müslümanlarını potansiyel düşman olarak ilan edip bu hırsızlığın üzerini örtmüş olmakla birlikte kendine bağlamış olduğu birkaç sapık Budist rahip vasıtası ile de Budizm dinini bu katliama ortak koşuyor. Budist rahipler alışa gelmişin aksine Myanmar’da terör olaylarına karışıyor ve hatta katliamları bizzat bazı keşiş ve Budist rahipleri yönetiyor.  

Budist Çeteler Müslüman Avına Çıkmışlar

Ülkenin en büyük şehri niteliğinde olan Yangon şehrinde tam anlamı ile Budist çeteler Müslüman avına çıkmışlar. Kendilerine “969 hareketi “ ismini takan bu katil ve eşkıya çapulcuları Müslümanların ev ve iş yerlerini işaretliyorlar. Şehirde Müslümanlar ile birlikte yaşayan Budistlerin ayırt edilebilmesi için Budistlerin evlerinin kapısına "969" şeklinde bir işaret koyarak Budist olan kişilerin evi ve iş yeri manasına geldiğinden bu yerlere bir şey yapmıyorlar. Ama 969 yazısı olmayan tüm birimler yağmalanıp yakılıyor. ''969” sembolünün Buda’ya ve Budizm dini için kutsal bir işaret olduğu için bu rakamı hareketlerinin sembolü olarak kullanmaya karar verdiler.

Terör estiren kişilere yol gösteren bazı Budist din adamları ile bazı yerel “feodal ağaların” adamları oluyor. Gündüzleri ev ve iş yerleri işaretlenen yerler akşam karanlık basmadan yakılmaya ve yağmalanmaya başlanıyor. Bu işlemi dışarıdan gelmiş olan bazı motosikletli çeteler yapıyor. Kasaba veya köylerin dışında konuşlanan devlet güvenlik birimleri bu katliamı görmezlikten geliyor. Eğer içeriden mukavemet gelecek olursa o zaman polis ve askeri güçler müdahale ediyor. Bazen de bu çapulcu çetelerden gözaltına alınanlar oluyor ancak bu kişiler daha sonra serbest bırakılıyor. Tutuklamalarının sebebi de polis veya mülki amirler rapor tutmak için bu oyunu oynuyorlar. İlerde bir soruşturma açılacağı vakit “sorumlular görevini yaptı ancak yanlış adamı tutuklamışlar. Delil olmadığı için yakalanan kişiler serbest bırakıldı” demek için şeytanca bir plan yapıyorlar. Ülkenin diktatörü olan Thein Shwein’e gazeteciler soruyor ”güvenlik güçleri olaylara müdahale etmekte hep geç kalıyor. Burada bir ihmal ve kayırma yok mu?”. “ ülkemizin demokratik bir sistemi olduğu için bu tur gecikmeler oluyor” diye cevap vermesinden de rahatlıkla anlaşılıyor ki terör ve katliamları bizzat kendisi tezgâhlıyor."


Arakan'da Binlerce Müslümanı Katlettiler

Myanmar'ın Arakan eyaletinde cuma günü karakollara düzenlenen saldırıların ardından bölgede yeniden artan şiddet olaylarında 2 ila 3 bin Müslüman katledildi. Haberi TIKLA