Selâm ile…

Hicrî 1440, Hicrî 1400 gergini… Öyleyse ümitvar olmak için her şeyimiz var. Ve hiçbir olumsuz şart veya hiçbir olumsuz hal tenkidi, bu gerçeği bozamaz. Çünkü gerçek; “ger ve çek”tir, gerilip çekilmiş olandır, madde planında manevî bir dayanağa ihtiyacı olan tezahürdür. Hicri 1400’ün bâtınî ve zahirî izahları İbda Mimarı tarafından ortaya konulmuş durumda… Bu izahlarda görünen hususiyetler, kronolojiden bağımsız olarak, Hicri 1400’ün hakikatinin tezahür ettiği zamanki gerçeği olacaktır. Buna zamanın gerilmesi/gerginleşmesi diyebiliriz. Mânâ âleminde gerçekleşmiş olanın maddeye yansıma şiddeti de Allahualem bu gerginlik nisbetinde olacaktır. Gerçek, Müslümanlar için müsbet de olabilir, menfi de… Gerçek, menfide bir sıçrama tahtası hüviyetindeyken, müsbette tabii akıştır. Oluş zorluklarını sıçrama tahtasını bilenler hatırlanmalı.

Bu hafta iki farklı mevzuyu kapağımıza taşıdık. Bunlardan birincisi, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde her hafta düzenli olarak yayımlanan eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin bu haftaki başlığı ile alâkalı. Dünya ve kâinat planının farklı bir veçheden ve üslupla ele alındığı Ölüm Odası B-Yedi’nin 399. bölümünde tevafuklar 1440 rakamına işaret ediyor. Yazının başlığı ise Hicrî 1440 (Hicrî 1400 Gergini); biz de başlıktaki ifadeyi yukarıdaki ihtarlarla kapağımıza taşıyoruz.

***
Diğer mevzumuza gelirsek; Malûmunuz 28 Şubat’ın üzerinden 21 sene geçmesine mukabil Müslüman avının yapıldığı süreçte cezaevine alınan isimlerin bazıları hâlâ içeride. Hem de 28 Şubat darbesi yarım yamalak da olsa yargılanır, üniformalı sorumlularının bir kısmı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis istemi savcının mütalaasındaki yerini korurken…
28 Şubat davası devam ediyor. Çevik Bir, Çetin Doğan vesair dönemin kelli felli paşaları haklarında müebbet hapis istemiyle yargılanıyorlar. Uzunca bir süre, 28 Şubat gerçeklerinin ortaya çıkmasını gizleyen FETÖ’cüler tarafından sulandırılan dava hâlâ rayına; darbenin sermaye ve medya ayağı hâlâ sanık koltuğuna oturtulabilmiş değil. Bir yandan dava devam ederken, öte yandan 28 Şubat darbesinin sebep olduğu mağduriyetlerin giderilmesi için bir kampanya başlatıldı. Ak Parti Milletvekili Ravza Kavakçı ile Gazeteci Yazar Yakup Köse, Tayyar Tercan, Selim Albayrak ve Av. Hamza Uçan, Bolu F-Tipi Cezaevi’nde tutulan İBDA ve İslami Hareket davalarından yatanları ziyaret ederek “Bu Son 28 Şubat Olsun” kampanyasını başlattılar. Ayrıca İnsan Hakları ve Adalet Hareketi (İHAK) 28 Şubat sürecinde askeri vesayet ile verilen mahkûmiyet kararlarının hükümsüz sayılmasını ya da mahkumlara yeniden yargılama yolunun açılmasını isteyen bir basın toplantısı düzenledi.

Müslümanları Anadolu topraklarından süpürmek üzere kurgulanmış, başarısız olacağı anlaşılınca Kemalistlerin yerine, B plânı Ilımlı İslâmcı FETÖ’nün ikame edildiği darbe teşebbüsü olan 28 Şubat, memleketin bugün cebelleştiği sıkıntıların çözüme dâir ipuçlarını da ihtiva eden bu karanlık dönem, zaten ABD tarafından işgal altında tutulan memlekete FETÖ vasıtasıyla nasıl kastedildiğinin aydınlatılması bakımından elzem. Hatta bunun için fazlasıyla geç kalındı. Bu dönemi aydınlatmak ve sorumlularını cezalandırmak, her şeyden evvel mesnedsiz suç iddialarıyla cezaevinde ömür tüketen Müslümanların ahının yerde kalmaması açısından zarurî.

Biz de kapağımızda bu meseleyi değerlendirirken “Bu Son 28 Şubat Olsun!” dedik. Kapak mevzumuz ile alâkalı olarak Ömer Emre Akcebe’nin “Kemalistlerin Felix Culpası: 28 Şubat”, “Fatih Turplu’nun “İsmail Uysal, Charles Bukowski ve Reza Zarrab” ve Kâzım Albay’ın “İnsan Hakları ve 28 Şubat” başlıklı yazılarını dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz. Ayrıca Gazeteci Yazar Yakup Köse ve Av. Hamza Uçan başlatılan kampanya ile alâkalı görüşlerini Baran okurlarıyla paylaştılar.

Bu hafta dergimizin yayın hayatına başlamasının 12. sene-i devriyesindeyiz. Cumali Dalkılıç, bu vesileyle kaleme aldığı “Baran Dergisi 12. Yılında” başlıklı yazısıyla dergimizde.
İran üzerine araştırmalar yapan Abdullah Sayın ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Sayın; “İran Yayılmacılığı Yıkıma Yol Açıyor” diyor.

Abdullah Kiracı, iktisat mevzuuyla alâkalı yazı dizisine “Faiz ve Siyaset” başlığıyla devam ediyor.

Osman Temiz, “Sokrates ve Horoz Borcu”nun ikinci bölümüyle dergimizde.

Emrecan Çetin, Nick Stefford’un “Nehrin Solgun Yüzü” tiyatro eseriyle alâkalı bir yazı kaleme aldı.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz. Allah’a emanet olun…