Selâm ile...

Bilindiği üzere bu hafta İstanbul’da 25. Enerji Kongresi başlığı altında mühim bir toplantı gerçekleşti. Toplantıya Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya kadar birçok lider katıldı. Bu kongrenin hususiyeti, katılan liderlerin Amerikan karşıtlığı paydasında birleşmesi oldu. Hâliyle de İstanbul’daki bu buluşma bir bakıma ABD karşıtı ülkelerin gövde gösterisine dönüştü ve bu durum hem katılan liderler ve hem de dünya kamuoyunca böyle karşılandı.

Hususiyetle 15 Temmuz sonrası gerilen ve gittikçe bir krize doğru dönüşen ABD-Türkiye ilişkileri böyle giderse dönülmez akşamın ufkuna varacak.

Daha evvel ABD ajanı FETÖ’cüler vasıtasıyla krize dönüşen Rusya-Türkiye arasındaki gerilim ise yine 15 Temmuz ve sonrasındaki gelişmeler ve İstanbul’daki toplantıyla birlikte tamamen normalleşti; iki ülke arasındaki ilişkiler işbirliğinden müttefikliğe doğru yol almakta... Diğer yandan Amerika’nın operasyon yaptığı bir diğer ülke Suudi Arabistan. Suudiler, son yaşananlardan dolayı Rusya ve Türkiye arasındaki ticarî, siyasî ve askerî ilişkileri geliştirmeye daha sıcak bakmakta... Öte yandan Türkiye-ABD ilişkilerinin gergin bir hâl aldığı demlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Venezüella Devlet Başkanı Maduro ile de ikili bir görüşme gerçekleştirmesi ehemmiyetli bir gelişme... Dikkat edilmesi gereken husus bu devletlerin tamamının ABD tarafından operasyona muhatap kalması...

Hülâsası halinde evvelden beridir dünyanın efendiliğine soyunmuş ABD gün geçtikçe kan kaybetmekte ve hâdiselerin seyrini evvelden tayin eden rolden hâdiselerin arkasında savrulan bir vaziyete geçmektedir, hatta bize göre geçti. İşte tüm bu gelişmelerle beraber “ABD mağduru” diyebileceğimiz ülkelerin İstanbul’da bir araya gelip günümüz dünyasında mühim savaş araçlarından olan enerji hususunda görüşmeler gerçekleştirmesi ABD ve Batılı müttefiklerini oldukça rahatsız etti. Gerek Suriye, gerekse de Irak’taki son gelişmelere bakarak söylersek, Türkiye, Rusya ve sair devletler arasında bir ittifaka doğru yol alınıyor. Tabiî ki her şeyi zaman gösterecek. Kapağımızı bu meyanda hazırladık ve dünyanın baş belası ABD’nin tahakkümden acziyete doğru yol alışını “Çanlar ABD İçin Çalıyor... Türkiye-Suudi Arabistan-Rusya İttifakına Doğru” manşeti ile verdik.

Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “İnsanca Yaşamak ve Yaşatmak” başlıklı yazısında işledi.

Kâzım Albay’ın, milletin kapitalist sistemin çarklarında ezilmesine göz yuman yöneticileri uyandırma vaktinin geldiğini söylediği yazısının başlığı “Emeğinin Karşılığını Alamamak”...

Çakal Carlos (Salim Muhammed), “İslâm Devleti ve Diğerleri” başlıklı yazısında Ortadoğu’yu mahveden ABD ve müttefiklerine mukabil “İslâm Devleti” adıyla ortaya çıkan IŞİD’i değerlendirdi.

Bu hafta Gazeteci-Yazar Fuat Uğur ile alâka ile okuyacağınız bir söyleşi gerçekleştirdik. Fuat Uğur, “Türkiye’de Gerçekler Sükût Suikastına Maruz Bırakılıyor!” diyor.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dünya ve kâinat planını farklı bir veçheden ele aldığı eseri Ölüm Odası B-Yedi 334. bölümüyle devam ediyor, alt başlığı “Tecrid (Sebebi Mukadder Hastalık)”...

Fahri Özcan, “Hicrî Yılımız, Muharrem ve Aşure Günü”nü ele aldı.

Abdullah Kiracı’nın vakıf müessesesi üzerine kaleme aldığı yazı dizisi “İrsâdî Vakıflar ve Kamu Hizmetlerinin Finansmanı” başlığıyla devam ediyor.

Gülçin Şenel, “Müslüman Kadınları Özgürleştirmek” başlıklı yazısıyla dergimizde.

509. sayımızda sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun...