Selâm ile…
Bilindiği üzere yaklaşık üç ay evvel İncirlik Üssü’nün tedbiren kapatılması ve bazı Amerikalı yetkililerin yargılanması için Baran olarak suç duyurusunda bulunmuştuk. Geçtiğimiz hafta ise, bu konuda birkaç gelişme daha yaşandı. Hem hükümet kanadından İncirlik’teki Amerikan varlığına dair menfi bir söylem geliştirildiği görüldü hem de muhafazakâr cenahın önemli gazetelerinden Yeni Şafak İncirlik’in Amerikalılara kapatılması için kampanya başlattı. Nihayet Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın “İncirlik Üssü’nü kapatma hakkına sahibiz” şeklinde bir açıklamada bulundu.Bu açıklamayı, ABD’li yetkililerin üssü kaybetmeye tahammülleri olmadığını fâş eden bir takım beyanatları izledi.
Bu arada bir not olarak ifade edelim ki, suç duyurumuz ile alakalı kanuni süreç işliyor.Şikâyet dilekçemizde sıraladığımız sağlam delillerle ispatlı ve artık iddia olmaktan çıkmış suçların ülkemiz hâkimleri tarafından hakkıyla değerlendirileceğine ve gereğini yaparak İncirlik’i kapatacaklarına inanıyoruz. Yani bu urlaşmış sorun, yakın bir zamanda, Kalın’ın dediğinden daha hızlı bir şekilde yargı tarafından çözülebilir.
90 yıldır, Hıristiyan’ından Yahudi’sine, İngiliz’inden Amerikalısına, Kemalist’inden dönmesine bilumum Hak düşmanı bu toprakların kaynaklarından menfaat sağladı. Bilhassa, Türkiye’nin Soğuk Savaş sürecinde Batı blokunda yer alması ve NATO’ya üye olmasıyla ABD, ileri uç karakolu olarak gördüğü Türkiye’yi istediği istikamete sevketti. Memleketimizi boyunduruğu altında tutmak için degerek ajanları, gerekse de tesis ettiği müesseseleriyle faaliyetler yürüttü. Siyasî, ekonomik, askerî, akademik velhasıl her nev’i sahada tahakküm kurarak, memleketimizi fiziken ve zihnen işgal etti.

Bu işgali gözler önüne seren husus,topraklarımızda ABD’nin, neredeyse TSK kadar (!) askerî üsse sahip olmasıdır; daha NATO üslerini saymıyoruz bile.Bu üslerin en ehemmiyetlerinden birisi olan İncirlik Üssü’ne dâir tarihî hâdiseler ve haberler herkesin malûmu… ABD’nin Ortadoğu’da gerçekleştirdiği operasyonların merkez üssü İncirlik, topraklarımızda olmasına mukabil Batı’nın İslâm coğrafyasını kana bulamasında kullanılan, sırtımızdaki bir kamburdur…

İslâm coğrafyasındaki operasyonlardaki işlevinin yanı sıra, İncirlik, Türkiye’yi kontrol altında tutmak için planların tasarlandığı üs konumunda. Üste görevli askerlerin insanlarımız tekme tokat dövmesi, sarhoş olduğu hâlde araba kullanırken çarparak öldürmesi, 10’uncu Tanker Üs Komutanlığı’ndaki camiye girip Kur’an-ı Kerimleri yırtması; hâsılı hem değerlerimize, hem maddî varlığımıza taarruz etmesine mukabil İncirlik Üssü’ndeki Amerikan varlığı yerli yerinde duruyor. Hem de iktidarların değişmesine, sosyal dönüşümler yaşanmasına rağmen mevcut statüsünü hep koruyor.

Siyonist-Haçlı destekli hâinler tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz darbe teşebbüsünde de İncirlik Üssü’nün faal olarak kullanıldığı herkes tarafından biliniyor. “Bağımsızlık” iddiasının yerine getirilme şartlarından belki de en önemlisi İncirlik başta olmak üzere memleketimizdeki tüm Amerikan üslerinin kapatılmasıdır. Zira dört bir yandan memleketimize saldıran ABD ve Batı’ya ivedilikle verilmesi gereken cevap da bu olsa gerek.

Kapağımızda işgal üsleri meselesini işledik ve “Şer odağı Amerikan üsleri kapatılsın” manşetini attık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Anadolu’nun Bağrında Bir Günah Yuvası” başlıklı yazısında işledi.

Kâzım Albay, “İdeolojisiz Devlet Olur Mu?” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Genç yazarlarımızdan Baran Demir, Sahabe-i Kiram’ın büyüklerinden Hz. Muaviye hakkında “Hal’ül Müminin” başlıklı yazı dizisine başlamıştı, ikinci bölümünü sizlerle paylaşıyoruz.

Vehbi Kara, “Denizcinin Günlüğü” başlıklı yazısının ikinci bölümüyle dergimiz sayfalarında.

Bu hafta Erkan Tan ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Başta medyanın gücü olmak üzere birçok meseleyi konuştuk; alakayla okuyacağınızı düşünüyoruz.

Fahri Özcan, 1949 yılında tanıştığı Gönenli Mehmet Efendi hakkında bir yazı kaleme aldı. Yazısının başlığı, “Gönenli Mehmet Efendi Hocamızı Anarken”...

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dünya ve kâinat plânını ele aldığı ve her hafta dergimizde tefrika edilen eseri “Ölüm Odası B-Yedi”nin alt başlığı “Çizgi”...

Abdullah Kiracı, iktisat mevzuuyla alakalı yazı dizisine devam ediyor. Bu haftaki yazısının başlığı “Üretim Unsurları”...

Gülçin Şenel, doksan yaşında hayatını kaybeden John Berger ile alakalı bir yazı kaleme aldı; “Usta ‘Tenkid Sanatçısı’ John Berger Üzerine”...

Allah'a emanet olun...