Selâm ile…

Müslüman Anadolu halkı, geçtiğimiz sene bu demlerde, yaklaşık bir asırdır kendisini özünden koparmaya çalışan, aşağılayan, hor gören, dinine, diline, ilmine ve dahî her şeyine saldıran dahilî ve haricî tüm düşmanlarına emsali zor görülür bir sille indirdi. Müslüman Anadolu halkı, Üstad Necip Fazıl’ın tam tamına 70 sene evvel yaptığı “Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak” ihtarına 15 Temmuz 2016’da ittiba ederek mukaddes emanete yeniden sahip çıkmaya namzet olduğunu gösterdi. Üzerindeki ölü toprağını atarak kim olduğunu hatırladı.

Siyonist Haçlı destekli darbe teşebbüsünün birinci sene-i devriyesini geride bırakırken, Müslüman Anadolu halkının ulvî ihtilâl sürecindeki dönüm noktalarından biri olan 15 Temmuz’daki ruh hâlini hâlâ muhafaza ettiğini, hatta sadece boynuna yeniden pranga vurulma hamlesine reaksiyon göstermekten öte aksiyona geçmek için hazır olduğunu gördük. 15 Temmuz 2017’de, tıpkı bir sene evvel olduğu gibi hor görülenler, alay edilenler ellerinde bayraklar ve dillerinde tekbirlerle meydanlara akın etti, artık kabına sığmadığı ve aksiyona geçmek için sabırsızlandığı mesajını hem içerideki idarecilerine, hem de düşmanlarına verdi. Memleketin dört bir yanındaki İbda bağlısı gönüldaşlarımız da tıpkı bir sene evvel olduğu gibi ön saflardaki yerini aldı.

Halk ulvî ihtilâl sürecinin heyecanını tatmışken, idarenin bunun idrakinde olmaması ve laçka münasebetler silsilesinin devam etmesi halkı doğru mecraya kanalize edebilmek hususunda bir eksiklik olarak göze çarpıyor. Dolayısıyla siyaset ve hukukta mücadele atıl kalmakta. 15 Temmuz’un üzerinden geçen bir senelik zaman zarfında yaşananlar bunu gösteriyor; FETÖ’cüler hâlâ pişkin pişkin tavırlar sergileyebiliyor. Tüm bunlara mukabil, bu millet yeniden ayağa kalkmıştır ve Mutlak Fikir’in nizamı er yahut geç tesis edilecektir. Bugün milletin çok sevdiği şahıslar dahî bunun önünde set olmaya kalkarsa milletin ayağının altında kalır.

Öte yandan düşmanlarımız, Müslüman Anadolu halkının verdiği mesajı iyi idrak edememiş olacak ki, yeni plânlar peşinde koşmaya devam ediyorlar. Bilhassa Tüsiad bünyesinde toplanan Batıcı oligarşik zümreye, ordu içerisindeki Kemalist güruha ve Kılıçtaroğlu avanesine dikkat etmek gerekiyor. Buradan onları da ihtar edelim: Sokak hareketleriymiş, ekonomik darbeymiş vs. ne türlü bir melanete teşebbüs ederseniz edin, kurtuluş yolunuz yok. Tek kurtuluş yolunuz, Büyük İslâm İnkılabına katılmanızdan geçer.

Kapağımızda bu meseleyi değerlendirdik ve “Akıncı Ruhu Diriliyor! Yeni Nizam, Yeni İnsan, Yeni Yurt!” manşetini attık. Kapak mevzumuzu “Akıncı Ruhu Diriliyor-‘Mutlak Fikir’in Nizamına Doğru” başlıklı yazısında Ömer Emre Akcebe işledi.

Yine kapak mevzumuz ile alâkalı olarak, Baran Demir “15 Temmuz’un Sene-i Devriyesi Vesilesiyle” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Çakal Carlos (Salim Muhammed), bu hafta 15 Temmuz’un ehemmiyetinden ve geçtiğimiz hafta mukaddes beldemiz Kudüs’teki mukaddes mabedimiz Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılmasından bahsediyor.

Vehbi Kara, “Denizcinin Günlüğü” yazı dizisine, “Cebelitarık ve İspanya” başlığıyla devam ediyor.

Bu hafta Gazeteci-Yazar Hikmet Genç ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Büyük bir alâka ile okuyacağınızı düşündüğümüz söyleşide, 15 Temmuz’u, Anadolu’nun ehemmiyetini ve milletimizin üzerine karabulut gibi çöken kan emicileri konuştuk.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dergimizde tefrika edilen, dünya ve kainat plânını farklı bir veçheden ve farklı bir üslupla ele alan eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin 374. bölümünün alt başlığı “İz Süren (Mim Mim’in Hikâyesi)”…

Osman Temiz’in “Acb-üz Zeneb’in Peşinde” başlıklı yazısı yedinci bölümüyle devam ediyor...

Gülçin Şenel, “Anlayamamak Bahanesi” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Bahattin Yeşiloğlu’nun yazısının başlığı “Okuduklarımdan Tedailer: At”…

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle…

İntikam hissiniz daim olsun!