Selâm ile…

Bütün dünyanın gözü altı senedir devam etmekte olan Suriye savaşında… Birçok ülke, kendi menfaatlerini gözeten “küçük hesaplarla” pastadan pay alabilmek için sahada… Fransa, Çin, Almanya bunların arasında... Diğer taraftan diğer bazıları Suriye meselesine stratejik mantıkla yanaşıyor. Akdeniz’de söz sahibi olabilmek için tek şansı Suriye olan Rusya, Esed rejiminin en büyük destekçisi… Yine İran en başından beri Esed rejimini savunmak bahanesiyle bölgede kendisine alan açma çabasında… Hadiseler başladığında muhaliflerden yana tavır koyan veya öyle bir intiba bırakan, fakat Esed’in devrilmesi için de hiçbir reel bir adım atmayan ABD, bugün PYD üzerinden yeni projelerle sahada… Suriye’de protestolar başlar başlamaz muhaliflerin yanında olduğunu belirten ve Suriye rejimiyle diplomatik bağları atmak gibi hayati bir hata yapan Türkiye de Fırat Kalkanı Harekâtı ile doğrudan müdahil duruma geldi. İçeride Esed rejimi, IŞİD, Nusra, ÖSO, PYD ve bunların haricinde birçok irili ufaklı grup. Tabir-i caizse at izinin it izine karıştığı bir ortam.

Herkes, global bir hüviyete bürünen bu savaşın nereye varacağını kestirmeye çalışırken, artık toprak bütünlüğünün muhafazası neredeyse imkânsız hale gelen Suriye ile alâkalı bir harita geçtiğimiz hafta Amerika’da ajanslara düştü. Haritaya göre, Amerikan devleti Suriye’de ondan fazla kantona ayrılmış, parça parça bölünmüş yeni “parya devletçikler modeli” öngörüyor. Gerçi ABD böyle bir maksada matuf hareket ettiğini, attığı her adımla gösteriyordu; sürekli inkar etmesine rağmen, büyük miktardaki silah desteği ve verdiği askerî eğitimle Suriye’nin kuzeyinde PYD’ye bir devlet kurdurmayı amaçladığı anlaşılıyordu. Yayınlanan bu harita hayata geçirilebilir mi, gerçekleştirilirse ne kadar devamlılığı olur göreceğiz; fakat bilmemiz gereken bir gerçek var ki tüm bu yapılanlar, gerçek düşmanları olan Ehli Sünnet’i ve onu şahsında taşıdığına vehmettikleri Türkiye’yi kıstırmaya yönelik adımlar.

ABD’nin Irak’ta Saddam Hüseyin’i devirdikten sonra idareyi Şiilere bırakmasının ardından Türkiye’nin güneyinde tabiî hinterlandımız olan İslâm dünyası ile bağlarımızı kesen bir Şii hilâli oluşturulmuş ve Türkiye kuşatılmıştı. Bugün ise Şii hilâli çemberin dışında-güneyde kalmak suretiyle, çemberin iç kısmında-kuzeyde bir PYD hattı kurulmak suretiyle Türkiye çift katmanlı bir kuşatmaya maruz bırakılıyor. Öte yandan Balkanlarda Amerikan ve NATO askeri kuvvetleri Türkiye sınırına yakın bölgelere konuşlandırılıyor. Yani Türkiye açık açık dört bir taraftan kuşatılıyor; buna rağmen idarecilerimiz Amerika bizim müttefikimiz martavallarını okumaya devam ediyor.

Yukarıda çizmiş olduğumuz manzara gösteriyor ki, bir ölüm-kalım mücadelesinin içerisindeyiz. Zira son birkaç senedir bir takım operasyonlarla içeride yapılan yıpratma çalışmaları bizi bu yönde ihtar ediyordu; fakat 15 Temmuz’da Anadolu’yu takribî yüz sene evvelki gibi bir kez daha içeriden işgal edemeyeceklerini anladılar. Siyonistlerin “ahmak fil Amerika”yı burnundan tutmak suretiyle icra ettirdiği yeni parya devlet modelinin uygulanabilmesi için Anadolu’nun parçalara ayrılması ve “Anadolu Ruhu”nun ortadan kaldırılması gerekiyor; bunun için hazırlanıyorlar. Biz ise bugüne kadar Suriye politikasında yapılan hataların, basiretsizliğin ve cesaretsizliğin ceremesini çekiyoruz. Girdiğimiz dönüşü olmayan bu yolda ya olacağız ya öleceğiz. Fırat Kalkanı Operasyonu’yla sahaya inilmiş fakat yanlış politika sebebiyle gayesine erdirilemeden neticelenmişti. Şimdi ise, karşımıza almamız gereken kim olursa olsun, sonuna kadar gidilmesi gereken bir operasyonun başlatılması zaruridir.

Kapağımızda bu meseleyi değerlendirirken, “Siyonizm’in En Yeni Parya Devletçik Hayâli” manşetini attık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Suriye Denklemi” başlıklı yazısında işledi.

Bu mesele ile alâkalı Osman Atalay ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Ajanslara düşen Amerikan patentli haritanın detaylarını konuştuğumuz söyleşide Atalay, “Amerika Suriye’de Siyonistlerin Taşeronluğunu Yapıyor” dedi.

Kâzım Albay, “Modernizmin Yalanları” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Çakal Carlos (S. Muhammed), “Japon Kızıl Ordusu ve Mukarbal”dan bahsediyor.

Abdullah Kiracı, iktisat mevzuuyla alâkalı incelemesine “Faiz Türleri” başlıklı yazısıyla devam ediyor.

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun dünya ve kâinat planını farklı bir veçheden ele aldığı eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin dergimizde tefrikasına devam ediliyor. 378. bölümün alt başlığı “Gençlik (Hakikat Aşkı)”...

Osman Temiz, “Ramazan Müjdesi Horoz Borcu ve Miras Sahibi Kim?” başlıklı yazı dizisinin birinci bölümüyle dergimizde.

Kaptan Vehbi Kara’nın, bu haftaki yazsının başlığı “Gemiyi Yeşile Boyadık”...

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz. Allah’a emanet olunuz...