Selâm ile...
19. Yüzyılda global hâkimiyetini tesis, 20. Yüzyılda ise bu hakimiyeti teyid eden Batı medeniyeti, gücünün aydınlanmacı modernleşmeye dayandığını bir çekiç gibi insanlığın kafasına çaktı;bu modernleşmenin biricik yoluelbette Batı güdümüne girmekten geçiyordu. Bilgiyi tasdik mecrası olarak inşa ettiği akademi vasıtasıyla işlerliğini kabul ettirdiği bir takım mefhumlar çerçevesinde siyasî, iktisadî ve kültürel nüfuzunu/işgalini artırmaya çalıştı. Dünya toplumlarının Batılılaşarak kültürel olarak birbirine benzemesiyle global bir kültürün ortaya çıkması, kitle iletişim vasıtalarının yaygınlaşmasıyla artan iktisadî karşılıklı bağımlılık gibi gelişmeler ise “globalleşme” mefhumu altında işlenirken, dünyanın “global bir köy” hâline dönüştüğü yalanı pompalanıp durdu. “Batı’nın ürettiği her şey doğrudur” anlayışına teşne idrakler peyda oldu.

Oysa ki Batı’nın kültürel nüfuzu kendisine karşı bir reaksiyonu da beraberinde getirdi. Dolaylı ya da doğrudan Batı güdümündeki toplumların Batılılarla aralarındaki farklılıkları vurgulamaya başlamaları yeni değil; lakin artık bu vurgulama ciddi bir ABD ve Batı karşıtlığına dönüşmüş vaziyette ve Batılılar da buna maddi (askeri, finansal, siyasi) cendereleri sıkarak mukabele ediyorlar. Ama bu karşıtlığı artırmaktan başka bir işe yaramıyor. Diyalektik çelişki artık Batılılar ile Batılı olmayan dünyanın geri kalan yüzde sekseni arasında. Haliyle bu durum, dünya düzeninin, bugüne kadar kontrolü elinde tuttuğunu iddia eden Batı’nın iradesi dışında çöküşünü bize ihtar ediyor. Gramsci’nin deyimiyle “eski ölmekte; fakat yeni henüz doğmadı.”

Dünya düzeni çökerken kurulacak yeni dünya düzeninin ise Anadolu merkezli olacağına inancımız tam. Kapağımızda “Dünya Düzenindeki Kontrolsüz Yıkım”ı ele aldık ve“Ne Oldu Global Köyünüze?” dedik. Kapak mevzumuzu “Global Ekonomik Sistem ile Millî Politikaların Çatışması” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe, kapitale dayalı kalkınma döneminin artık sona erdiğini dile getirirken dünya düzeninin yıkılmasına sebep olan en önemli hadiselerden birinin Türkiye’yi BOP çerçevesinde sisteme entegre etmeyi amaçlayan Fetö’nün kaybetmesini sağlayan 15 Temmuz direnişi olduğunu belirtiyor.

Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, dünya ve Türkiye’de cereyan eden hâdiseleri Baran Dergisi’ne değerlendirdi.

Çakal Carlos (S. Muhammed), İspanya seçimlerinden Ürdün’de yaşanan protestolara, Amerika’nın Kuzey Kore ve Suudi Arabistan’la olan ilişkilerine kadar birçok meseleyi “Hâdiselerin Muhasebesi” başlıklı yazısında değerlendirdi.

 Abdullah Kiracı, “Rezerv Para: Siyasî mi, İktisadî mi?” başlıklı yazısında 80-90 sene evvel ciddi manada mübadele aracı olarak kullanılmaya başlanan kâğıt paradan bahsediyor. Dünya ticaretinin işleyebilmesi için bir rezerv paranın zarurî olduğunu ve bu rezerv paranın bugünkünün aksine sömürüye engel olmak maksadıyla da kullanılabileceğini belirtiyor.

1 Haziran Cuma günü, mutad hâle gelen Baran Dergisi iftarını ve ardından okur buluşmasını yaptık. Yoğun katılımlı ve bereketli bir program oldu. M. Taha İnci “Baran Dergisi Geleneksel Okur Buluşması” başlıklı yazısında programı anlatırken bir dava dergisinin çıkış gayesinden de bahsediyor.

İbrahim Tatlı, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun sevdiği bir şarkıya atıfla “Elveda Güzel Candy” başlığını attığı yazısında Kumandan’ın vefatı ve sonrasıyla alâkalı düşüncelerini paylaşıyor.

Gülçin Şenel, Cins dergisinin Mayıs sayısında “Oturum” bölümünde yayınlanan Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu ve İbda hakkındaki sohbet vesilesiyle “İbda’yı Çalışmak” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Kâzım Albay’ın “Millî Mücadele-Lozan-Cumhuriyet ve Tek Parti İktidarı” başlıklı yazısı ikinci bölümü olan Lozan Muahedesi başlığıyla devam ediyor. Yazısında, bize bugüne kadar zafer diye tanıtılan Lozan’ın ne mânâya geldiğini işliyor.

Osman Temiz, “Eflâtun-u İlâhî: Yağmurcu’nun Ardından” başlık yazısı ile aramızda…

Fahri Özcan, yazısında, önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz Kadir Gecesi’nin mânâsını işliyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun.