Selam ile…

Geçtiğimiz hafta Erdoğan’ın yemin etmesiyle beraber Türkiye’nin hükümet sistemi de değişmiş oldu. Anayasa değişikliğine uyum için çıkartılan KHK’larla beraber, 15 Temmuz’da başlayan halk ihtilâlinin devlet planına akislerinin sürdüğünü söyleyebiliriz.

Tabiî bu hafta bir de 15 Temmuz’un sene-i devriyesini idrak edecek olmamız da diğer bir tevafuk.

Yeniden sistem değişikliğine dönecek olursak, Beştepe’deki Külliye’de yapılan törenin hem hazırlanış hem de davetliler bakımından Müslüman Anadolu halkının ruhiyâtına muvafık bir çerçevede yapıldığını söyleyebiliriz... Yeni sisteme uyum için çıkarılan KHK’lar da bundan sonra ne türlü bir yönetim şekline hazırlanılması gerektiğini dosta düşmana ilân etti...

Türkiye’de bir değişim ve dönüşüm rüzgârı estiği muhakkak. Bu değişim artık bizim için bir zaruret hâlini almıştı. Peki, vaziyet bizde böyle de dünyanın geri kalanında nasıl? Dünya, milletlerarası müesseselerin iflâs ettiği, eskiden olduğu gibi güçlü devletlerin bir emirle istediklerini yaptıramadığı, globalizm balonunun patladığı ve ticaret savaşının başladığı bir dönemden geçiyor. Müesses nizamın köhnediği ve dünyaya artık bir düzen veremediği bedahet hâlini alırken, Anadolu’dan başka yeni bir şey söyleyecek kimse de yok. Arnold Toynbee’nin dediği gibi; “İstikbal İslamındır! Denenmemiş bir O var!” İslâm’ı, hicrî 15. asrın eşya ve hadiselerine tatbik edebilecek yenilenmiş anlayış ise Büyük Doğu-İbda; bu topraklardan çıkmış tek orjinal fikir.

Türkiye’nin, geçmiş olduğu bu yeni idare nizamının ruh ve keyfiyetini nerede araması gerektiği de böylelikle ortaya çıkmış oluyor. Cumhurbaşkanlığı Sistemine geçiş törenine katılan ülkelerin kimliğine baktığımızda, bu değişimin artık yalnız Türkiye için değil bütün bir Devlet-i Aliyye coğrafyası açısından ehemmiyet arz ettiğini görüyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi, sene-i devriyesini iftiharla idrak edeceğimiz 15 Temmuz halk ihtilalinin ruh ve keyfiyetini kuşanmalı. Bu yeni devlet anlayışı, Üstad Necip Fazıl’ın tabiriyle “önce yurduna, İslâm alemine ve sonra bütün dünyaya numunelik teşkil edecek” yeni bir dünya düzenini doğurmalıdır. Tıpkı Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun 29 Kasım 2014 tarihindeki Adalet Mutlak’a konferansında işaret ettiği gibi:

“Yeni dünya düzeni kurulacaksa, biz de diyoruz ki buradan başlasın.”

Allah ümitlerimizi kayırsın ve yürürlüğe giren yeni sistem memleketimize hayırlar getirsin.

Bu vesileyle kapağımızda, “15 Temmuz Halk İhtilâli Sürüyor/Yeni Dünya Düzeni Anadolu’dan Doğuyor!” diyoruz. Kapak yazımızı, “Hiç’e Çıkan Yollar ve İnsanlığın Son Umudu” başlıklı yazısıyla Ömer Emre Akcebe kaleme aldı.

Mustafa Özcan, “40 Yıllık Döngü Kırılma Aşamasında – İran Halkı Çileden Çıktı!” başlıklı yazısında, İran’ın yeniden bir halk devriminin eşiğinde olduğuna dikkat çekerken, hicrî 1440 senesinin ehemmiyetine işaret ediyor. 

Bahattin Yeşiloğlu’nun sohbet tadında kaleme aldığı yazılarından bir diğeri olan “Şarık Tara: Kapitalist Gibi Yaşa Sosyalist Gibi Paylaş” başlıklı yazısını bu hafta da büyük bir keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Fatih Turplu, “Je me seuviens-Hatırlıyorum!” başlıklı yazısında yazarlık, dostluk ve tarihe bakış açısıyla alâkalı mülâhazalarını paylaşıyor. 

Birkaç haftadır gündemin yoğunluğu dolayısıyla yayınına ara vermiş olduğumuz, Osman Temiz’in kaleme aldığı “Eflâtun-u İlâhî” başlıklı yazı dizisi, sekizinci bölümüyle bu hafta kaldığı yerden devam ediyor. 

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun...