Selâm ile...
31 Mart seçimlerindeki usulsüzlükler sebebiyle iptal edilen İstanbul seçimleri 23 Haziran’da yapıldı. CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, Ak Parti’nin adayı Binali Yıldırım’a karşı 800 bin oy farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Tek müşterek noktaları Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirme arzusu olan CHP, İyi Parti, HDP ve Saadet Partisi, CHP’nin adayı İmamoğlu’nu desteklemek suretiyle Ak Parti’yi ilk kez bir seçim mağlubiyetine uğrattı. Çünkü, sadece tek bir şahsa düşmanlık beslemek kadar basit ve seviyesiz de olsa bir hedefi işaret edip birlikte hareket ettiler.
 
Ak Parti, 2002 senesinde iktidara gelirken müesses nizama ve nizamın temel kurumu olan CHP’ye karşı muhalefet tavrıyla Müslüman cemiyetin desteğini toplamıştı. Topluma vehmettirdiği Kemalist düzeni yıkma ideali senelerce Ak Parti’ye katalizörlük yaparak onu her sahada besledi ve güçlendirdi. Bunu idrak edemeyen Ak Parti, yol, köprü, tünel yapmanın toplumun teveccüh sebebi olduğu zannına kapıldı. Bir manevî ideali ve o ideale ulaşmak adına aşılması gereken ara gayeleri işaret edemedi; toplumun desteğini maddî temelde temin etmeye yol, köprü ve tüneller yaparak işi halledebileceği zannıyla hareket etmeye devam etti, ediyor.
 
“İktidarız; ama muktedir değiliz” denilen zamanlardan devletin tüm imkânlarının ellerine geçtiği bir döneme gelinmiş olmasına, Batıcı-Kemalist düzeni yıkacak gücü ve fırsatı eline geçirmesine rağmen mahkûm bir tavır sergileyerek Kemalizm’i yıkmak yerine ona yaranma yolunu seçen Ak Partililer, sisteme entegre oldular. Kemalist zihniyete sunî teneffüs hususiyeti taşıyan bu tavırla muhafazakâr Kemalist bir tip türedi. Türkiye’de yaşamaktansa Batı’da kenef bekçiliği yapmaya razı bu tip Ak Parti döneminin gençliğidir ve son seçimlerde Ak Parti’yi hezimete uğratan da bu tiptir. Bu tipin türemesinin sebebi ise senelerdir müteaddit kere söylediğimiz üzere; başta kendi teşkilâtı olmak üzere Ak Parti’nin gençlerin önüne manevî bir ideal koyamamasıdır.
 
Nitekim, muhafazakâr Kemalist bu tiplerin prototiplerini 23 Haziran seçimlerinin neticelenmesinin ardından meydanlarda gördük. Senelerce verilen mücadelenin ardından hürriyete kavuşan başörtüsü kafasında olmak suretiyle alkollü kutlamalara meze olanlara şahitlik ettik. Kapağımızda bu vahim tabloyu işlerken “İdealsizlik Hezimeti” manşetini attık ve “Ruh olmadan madde imarı, körler koğuşunu zîynetlendirmekten farksızdır!” dedik. Bir kez daha belirtelim; bu hezimet bir seçim yenilgisi olmaktan çok daha ehemmiyetli ve tehlikeli bir mânâyı ihtiva etmektedir.
 
Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Sebep Üstü Sebep” başlıklı yazısında işledi.
AK Parti 24-25-26. Dönem Milletvekili Metin Külünk, AK Parti’nin 23 Haziran seçimlerinde karşılaştığı sonuçları dergimize değerlendirdi.
 
Kerim Bozdağ’ın, Ak Parti’yi yeni bir muhasebeye davet edici yazısı, “Ne Yapmalı?” başlığını taşıyor.
 
28 Şubat sürecinde Refah Partisi’nden Diyarbakır Sur ilçesi belediye başkanlığı yapmış, tecrübeli siyasetçilerden Cemal Toptancı’ya, Ak Parti’yi, Ak Parti belediyelerini, Ak Parti tabanının son durumunu ve 23 Haziran sonrası yapılması, yapılmaması gereken hususları sorduk.
 
Bu sayımızın orta sayfasında, 23 Haziran İBB seçimlerinin değerlendirildiği çalışma söz konusu...
Çakal Carlos (S. Muhammed) “İstanbul Seçimleri ve Siyasî Mahkûmlar”dan bahsediyor...
Nazif Keskin, “Dünya Buhranının Tek Sebebi Batı’dır” yazısıyla dünya sistemi ve demokrasi eleştirisi getiriyor.
 
Osman Temiz, “Abdulhakîm Koltuğu Sembolü Çerçevesinde” yeni bir seri yazısına başlamış bulunuyor.
 
Bu haftanın gelişmeleri arasında dünya ve Türkiye ile alakalı öne çıkan hadiseleri de sizler için değerlendirdik.
 
Nice sayılarda görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz...

Abonelik için irtibat bilgileri: 02165535671 - [email protected]