Selam ile…
Baştan başa kurgulanmış yalanlar ile hakikatin tersyüz edildiği bir düzenin, doğrunun yanlıştan, iyinin kötüden, güzelin çirkinden ayırt edilemediği; hatta iyinin kötü, kötünün iyi addedildiği bir iklim oluşturması beklenir. Çünkü bu düzeni tesis edenlerin bekası ve hâkimiyetlerini muhafazası cemiyetin anlayışındaki bu erozyona bağlıdır. Bunun için hakikat avcıları avlanmalı, cemiyet döküldüğü kalıbın dışına taşmasın diye her türlü vasıta kullanılmalıdır. Bu düzenin insanları kendisine hap gibi takdim edilen bakışı ve malûmatı kuşanmalı, düşünmeden yaşamalıdır.
Ancak bu şekilde, memuru tarafından ihanete uğrayan bir amir hain; amirinin sağladığı imkân ile kendisine verilen vazifeyi ifâ ettikten sonra ihtirasları uğruna amirine ihanet edip her şeyi kendisine mâl eden bir memur, kahraman ilan edilebilir. Ancak bu şekilde bir toplum celladına âşık edilip kendisine maddî ve manevî her türlü zararı reva görenleri baş tacı edebilir.

Mayasında yalan olan koskoca bir düzeni kabullenmiş, üstüne onun tedrisinden geçmiş olan cemiyetin; topyekûn müesses nizam yalan üzerine kurulu iken onun içinde söylenen yalanları, yapılan yanlışları ve kendisine verilen zararları idrak etmesi, nerede nasıl davranacağını bilmesi beklenemez. Objelere ve olaylara anlam yükleyemez. Çünkü o, aklını kudsiyet atfettiği “değerler” için kiraya vermiştir, o değerler de yalan ve taklit üzerine kuruludur.

Bu memleketin Müslüman’ı, “Elhamdülillah Müslümanım” der de şeriata karşı olduğunu söyler; İslâm düşmanı bu milletin öz değerlerine düşmanlığını açıktan ifade edemez de kendisini “solcuyum” diye tanımlar; Kürtçüsü “anti-emperyalistim” der de tıpkı “solcuyum” diyenlerin yaptığı gibi emperyalizmin mihrak devleti ABD’nin kucağına oturur. Böyle saçmalık olur mu demeyin; çünkü oluyor ve her birini temsil noktasındaki şahıslar ile kurumlar milyonlarca destekçi buluyor.

Bu memleketin iktidarı, güç kendisinde değilmiş gibi vatandaşlarının bir siyasî partinin (HDP’nin) yaptığı kanunsuzluğa karşı tertiplediği protestoya-eyleme iştirak eder. Rejimin sahibi olan İslâm düşmanlığıyla malûl ana muhalefet partisinin lideri, daha iki hafta evvel iktidarın bu kanunsuzluklar sebebiyle aldığı kararı eleştirdiğini umursamadan “Güç sende değil mi?” diye iktidara çıkışır.

Bunlar memleketimizde son derece tabiî şeyler. “Deveye sormuşlar boynun neden eğri? Deve de cevap vermiş: Nerem doğru ki?” misali bizimkisi… Kapağımızda bu “Cehalet Patlaması”nı ele alırken, Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “Kemalizm’in asıl buğz edilmesi gereken tarafı ne İslâm karşıtığı, ne dış yüz devrimleri, sadece idrakı iğdiş etmiş olmasıdır…” ifadesiyle de Kemalizm’in Müslüman Anadolu halkına yaptığı gerçek işkenceye işaret ettik.

Kapak mevzumuzu “İnsan Sürüsü” başlıklı yazısında değerlendiren Ömer Emre Akcebe, inkılâblar adı altında dil ve hafızamızın değiştirilmesinden ve binlerce yıllık irfanımızın çöpe atıldığından bahsederken, bir yandan da milletimizin fikir ve aksiyon planında hadım edildiğine vurgu yapıyor.

Kerim Bozdağ “Diyarbakır Anadolu’dur!” başlıklı yazısında, milletimizin üzerine musallat edilmiş belanın vahametini göstermesi açısından, Diyarbakır’da Kürt annelerinin başlattığı mücadelenin ne denli önemli olduğuna değiniyor.

Bu sayımızda Sosyolog Dr. Ramazan Akkır’la Kapitalizm’in insanoğlunu sevk ettiği buhran ve global nizamın aktüel ahvali üzerine bir röportajımız bulunuyor.

Çakal Carlos (S. Muhammed) bu hafta Venezülla’daki askerî tatbikatlardan ve askerî hazırlıktan bahsediyor.

İbrahim Tatlı “İbda’ya Muhatap Anlayış” başlıklı yazısında, “Aksiyona paralel olarak fikrî sahada daha büyük fetihler gerçekleşmesi gerekirken, maalesef İbda Mimarı’nın takdirini kazanmış az sayıda çalışmadan başka bir eser” çıkmadığını vurgulayarak bir özeleştiri yapıyor.

Türkiye Aile Meclisi Genel Koordinatörü Adem Çevik ile aileyi, kadın cinayetlerini ve İstanbul Sözleşmesi’ni konu alan bir röportaj yaptık.

Sinami Orhan bu hafta, “Failden Delile Körleştirme” alt başlığı ile “Kim Saldırdı” başlıklı yazısının üçüncü bölümünü kaleme aldı.

Ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.

Nice sayılarımızda görüşmek dileğiyle…

Allah’a emanet olun.