Selâm ile...
Dünyanın yaklaşık beş aydır, özelde Türkiye’nin ise iki aydır tek bir gündemi var; koronavirüs salgını... Batı medeniyetinin ruhunu koparıp maddeye hapsettiği Batılı ve Batılılaşmış hodbin insan tipi, ölüm korkusu ve mevcut konforunu kaybetme kaygısını yaşıyor. Konforunu kaybetmek ve istikbâlin karanlık oluşu ise, hislerle beraber davranışlarda da değişimi zarurî kılıyor. Global bir sosyolojik dönüşüm beklentileri içerisinde, insanlardaki korku, endişe ve maddî kaybın öfkeye dönüşüp dönüşmeyeceği üzerine yorumlar yapılıyor; devletler ise toplumları en kötüye hazırlıklı olmaya psikolojik olarak hazırlamaya çalışıyor. Dolayısıyla cihanşümul olarak tüm insanlığı benzer hislere sevk eden bu salgın, dünya düzeni değişiminin de bir habercisi hâline geliyor.

Rönesans’ı milat kabul edersek, aradan geçen takribî beş asırlık zaman diliminde Batı, maddeye tahakküm edip tüm veçheleriyle iç içe bir sistem teşkil etti. Birbirine tam entegre unsurlardan müteşekkil olması hasebiyle zafiyeti kudretinde mahfuz olan bu sistem çökerken, zannediyoruz ki asıl mesele cemiyetimizin ahvali... Senelerce Batı’nın kurduğu tahakküm karşısında ezilen Müslümanlar sadece reaksiyoner söylemler geliştirdi. Hiç bir orijinalitesi bulunmayan bu tepki dili düşmanını tersinden yaşatırken, insanımızı da Batı normlarının içerisine hapsetti. Dolayısıyla, bugün kanaat önderi olarak vasfedilen bir çok ismin, dünya düzeninin değişiminden bahsederken dahi, kapitalizm ile komünizm arasındaki düşünce kalıplarının dışına çıkamıyor, bir çözüm önerisinde bulunamıyor. Çünkü Batılıların da bu kalıpların dışına çıkabilecek ne bir ufku, ne de bir fikri var. 

Koronavirüs salgını ile alâkalı rakamlar da gösteriyor ki; bugün virüs meselesinin bu kadar büyük global bir kriz hâline dönüşmesi, salgının boyutundan ziyade insanlığın bir çıkmaz sokakta bulunmasından kaynaklanmakta... Bu hafta kapağımızda “Mesele Virüs Değil Siz Hâlâ Anlamadınız mı? Kıtalar Çapında Gerginlik...” ifadelerine yer verdik. Kapak mevzumuzu “Bu Maskenin Altında Frengili Bir Kurukafadan Fazlası Yokmuş” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe, mezkur global krizi, 1400 Gergini mânâsı içinde global anlamda toplumların hazırlanması, kurulması şeklinde değerlendiriyor.

Koronavirüs salgını ve neticeleri hakkında farklı görüşleri bu hafta da sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Bu hafta Gazeteci-Yazar Mustafa Özcan ve Sosyolog Erol Erdoğan ile yapmış olduğumuz röportajları alâka ile okuyacağınızı düşünüyoruz. 

Çakal Carlos (Salim Muhammed), “Kapitalizm İnsanlara Acı Çektiriyor” başlıklı yazısında koronavirüs vesilesiyle kapitalist sistemin zulmüne dikkat çekiyor. 

Oğuz Can Şahin, “Tarkovski’nin Kadına Bakışı” başlıklı yazısıyla dergimizde...

Bahattin Yeşiloğlu, “Bedahetleri Görelim” başlıklı yazısının ikinci bölümünde, gayri meşru ilişki yaşayanları cezalandırmayıp da, 18 yaşından önce evlendikleri için insanları mağdur hukuk sistemini tenkid etmeyi sürdürüyor.

Yusuf Kacır, İstiklâl Mahkemelerinin kaldırılmasının yıldönümü münasebetiyle bir yazı kaleme aldı. Yazısının başlığı, “Bir Asırlık Cumhuriyet Tarihinin Özeti: İzmihlal Mahkemeleri”...

Osman Temiz’in “Korona! Sen Nesin ve Ne Yapmak İstiyorsun” başlıklı yazısı beşinci bölümüyle devam ediyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...

Allah’a emanet olun...