Selâm ile…

“Son yetmiş senedir dünyanın başına bela olmuş, hak-hukuk tanımaz bir şekilde önüne gelene saldırmış, bilhassa Müslümanların tepesinden bombalar yağdırmış devlet hangisidir?” diye sorulduğunda hiç şüphesiz bu suale muhatap olan herkes ABD cevabını verecektir.

Millet olma hususiyetine erememiş bir topluluğa sahip olmasına mukabil, bu insan topluluğunu refah ve maddi menfaatler çerçevesinde bir arada tutan, arada ses çıkaranların kafasına vurmak suretiyle susturan ABD, II. Dünya Savaşı’ndan sonra ele geçirmeye başladığı, Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle beraber ise elde ettiğine inandığı dünya hâkimiyetini hiç beklemediği bir şekilde kaybediyor.

Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından umduğunu bulamayan ABD’nin karizması ilk olarak Saddam Hüseyin tarafından çizildi. Akabinde 11 Eylül 2001’de kendi topraklarında vurulan ABD, Afganistan’da batağa saplandı. 18 yıl devam ettirdiği savaşı Taliban ile uzlaşarak sona erdirmek zorunda kaldı. Bu süre zarfında hızla çöküşe geçen ABD ile birlikte dünya sistemi de şarampole yuvarlandı.

Trump’ın başkan seçilmesinden bu yana iç siyasette çalkantılar yaşayan ABD’de, bir kesim “izolasyonist” bir politikaya dönüşü savunurken, bir kesim ise küresel hâkimiyetin Çin’e bırakılmaması taraftarı… Bu atmosferde ABD, dışarıda her zaman yaptığından daha fazla “orman kanunları”na sarılıyor. Gücü nisbetinde dayatmalarda bulunmaya çalışıyor; fakat her uğraşı fiyasko ile neticeleniyor.

Elbette dış politikada ve iktisadî sahada yaşanan bu çöküş, toplumu refah vaad ederek bir arada tutan ABD’yi içtimaî mânâda da vurdu. Ekonomik daralmanın yükselttiği ırkçılık neticesinde siyahîlere yapılan zulmün artması, 2020 yılında arka arkaya yaşanan siyahî isyanları doğurdu. Buna Kovid-19 salgının getirdiği menfi tesir de eklenince ABD çatırdamaya başladı. Bugün ABD içeride alev alev yanıyor ve parçalanacağı günü bekliyor. Elbette, global sistemin hâkimi ABD’nin bu çıkmazı, global sistemin de değişimine işaret ediyor. “Şartların tarihi misyonunu üstlenmeye zorladığı Türkiye”nin meselesi de işte tam bu noktada başlıyor.

Kapağımızda ABD’nin içinde bulunduğu vaziyeti işlerken “İşte Özlediğimiz Amerika” manşetini attık. Kapak mevzumuzu “Amerika Birleşik Devletleri’nin Sonu Göründü” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe şu suali soruyor: “Amerika batıyor”, “Avrupa battı”, “Batı bitti”, “bizi de zaten kıskanıyorlar” gibi sloganları artık bir kenara bırakmanın ve Türkiye’nin temsilcisi olması gereken değerler ile teklif etmesi gereken yaşanmaya değer hayatı konuşmanın vakti gelmedi mi?

Kapak mevzumuz ile alâkalı olarak Gazeteci Yazar Ardan Zentürk ile bir röportaj yaptık. Zentürk, “Yeni Roma” olarak adlandırılan ABD’nin çöküşünün Roma gibi olacağını söylüyor.

Oğuz Can Şahin, “İmam Cemil, Siyahîler ve Başkaldırı” başlıklı yazısında ABD’nin siyahîlere karşı takındığı tavrı ve bu tavra karşı verilen mücadelenin sembol isimlerinden İmam Cemil’den bahsediyor.

Çakal Carlos (Salim Muhammed), “El Al Havayollarını Satın Alan Genç Yahudi” başlıklı yazısında Siyonist İsrail’in sembollerinden olan El Al Havayolu şirketinin 28 yaşındaki bir Amerikalıya satılmasından bahsediyor.

Bu hafta Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar bir savaşa dönüştü. Dergimizin ortasayfasını bu hadiseye ayırdık.

Faruk Hanedar, “İran’ı Ne Zaman Çözeceksiniz?” başlıklı yazısında, İran’ın Azerbaycan’a karşı Ermenistan’a destek vermesinin şaşırılacak bir tarafı olmadığını izah ediyor.

Yusuf Kacır, “İslâm Âlemi Yeni Selahaddinlere Hasret” başlıklı yazısında Kudüs’ün fethinin sene-i devriyesi vesilesiyle Selahaddin Eyyubî’den bahsediyor ve tıpkı o zamanki gibi bugün de Kudüs’ün fethinin İslâm’ın hakimiyet devresinin nişanesi olacağını söylüyor.

Kerim Bozdağ, “Aczimendiler” başlıklı yazısında, dik duruşları sebebiyle türlü manipülasyonların hedefi olan Aczimendi cemaatinden ve Müslüm Gündüz Efendi’den bahsediyor.

Eren Haklı, “Popülarite ve Din” başlıklı yazısında din-i mübîn-i İslâm üzerinden popüler olmaya çalışan kimseleri tenkid ediyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle…

Allah’a emanet olun…