Kasım ayı “fırtınalı” başladı. Tabir-i caizse kazan kaynamaya; küresel çapta büyük hesaplaşma gün be gün şiddetlenmeye devam ediyor.

İslâm coğrafyasındaki öncelikli maksadı İsrail’in güvenliğini sağlamak ve İslam topraklarının yeraltı-yerüstü zenginliklerine çöküp, Müslümanların tekrar kendini yönetmesine engellemek olan emperyalistlerin, on yıllardır kurguladıkları “ılımlı İslâm” merkezli Büyük Ortadoğu Projesi Türkiye’de çökmüştü. Bölgeye yönelik parçalama projesi de 15 Temmuz’da Müslüman Anadolu insanının direnişiyle sekteye uğrayınca, Türkiye’yi kuşatma harekâtı hız kazandı.
Bu süreçte Siyonist-emperyalist ittifak Anadolu’da ve Türkiye’nin de müdahalesiyle Suriye’de aldığı mağlubiyetleri tersine çevirmek için Körfez ülkeleri üzerinden yeni teşebbüslere girişiyor. Trump’ın başkan seçilmesinin ardından Suudi Arabistan’a yaptığı ziyaret ve “Küre Koalisyonu”nun toplu pozunun ardından Katar’a karşı başlatılan operasyon hatırımızda…

Hafta sonu Yemen’den Riyad’a yapılan füze saldırısının hemen akabinde, Kral Salman karşıtı örgütlü bir klik olduğu iddia edilen prenslere ve bakanlara yönelik bir gece darbesi gerçekleştirildi. Bakanlar ve prenslerin bir kısmı görevinden azledildi, bir kısmı ise tutuklandı. Bir prens tutuklamaya direnirken öldürüldü; başka bir prens ise “kaza sonucu” düşen helikopterinde öldü. Anlaşılan o ki, ABD, hem petrodolarların “istenmeyen ülkelere” gitmesini önlemek hem de petrole bağlı dolarla tanımlanan dünya iktisadî nizamını muhafaza etmek için elinden geleni yapacak.

Geçtiğimiz haftalarda Yazarımız Çakal Carlos, Lübnan üzerinden yeni bir operasyon tertiplendiğini belirtmişti. Henüz iki hafta geçmişti ki Lübnan Başbakanı Hariri, Riyad’da istifa ettiğini açıkladı. İstifasından iki gün önce Hamaney’in baş danışmanıyla görüşmesine mukabil İran ve Hizbullah karşıtı açıklamalarıyla istifasını duyuran Hariri’nin, bu istifaya Suudlar tarafından zorlandığı iddia ediliyor. Bulunduğu cezaevinden gelişmeleri değerlendiren Carlos, “küçük Ortadoğu” denilen Lübnan’da, Suudi Arabistan eliyle İsrail’e alan açıldığını söylüyor. Bu hadiselerin ardından Wikileaks ve Panama belgelerine benzer bir şekilde kamuoyuna “Paradise belgeleri” adıyla sızdırılan veriler geldi. Açıklanan verilerde pek dişe dokunur bir bilgi olmaması, ilk sızıntının birilerine gözdağı niteliği taşıdığı kuşkusunu doğuruyor.

Hasılı, dünya düzeni tüm kurum ve kuruluşlarıyla eski tesirini kaybederken, Türkiye üzerinden coğrafyayı yeniden şekillendirmek üzere kuşatma harekâtı sürüyor. Son hafta gerçekleşen “Petro-Dolar Darbesi”yle birlikte genişliğine ivme kazanan süreci, “Suudi Arabistan’da Petro-Dolar Darbesi! Türkiye’yi Kuşatma Harekâtı Sürüyor!” diyerek kapağımızda değerlendirdik. Ayrıca Türkiye’nin Körfez’deki kalan tek müttefiki Katar ile ilişkilerini daha da geliştirmesi ve Katar’ı yemelerine müsaade etmemesi gerektiğini de belirtelim.  Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe, “Global İktisadî Sistemin Kilit Taşı: Suudî Arabistan” başlıklı yazısında işledi.

Yine kapak mevzumuz ile alâkalı olarak Cumali Dalkılıç’ın, “Dünya Sistemi Çökerken” başlıklı yazısını dergimiz sayfalarında bulabileceksiniz.

Senarist-Yazar Ali Haşimi, “Man’lar Coğrafyası” başlıklı yazısında Hollywood sinemasının insanları nasıl tuzağa çektiğine değiniyor.

Abdullah Kiracı, iktisat mevzuuyla alâkalı yazı dizisine “Sermaye ve Mülkiyette Tedbircilik” başlığıyla devam ediyor.

Bu hafta Gazeteci-Yazar Nedret Ersanel ile dünya siyasî sisteminin içerisinde bulunduğu durumu  konuştuk. Bu söyleşiyi alâkayla okuyacağınızı düşünüyoruz...

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun kâinatı dil üzerinden tahlil eden eseri Ölüm Odası B-Yedi’nin bu haftaki alt başlığı “Konferans (Sıcak Takib)”…

Gülçin Şenel, İKVS’nin düzenlediği “Tiyatro Festivali” vesilesiyle bir yazı kaleme aldı.

Osman Temiz, “Ramazan Müjdesi Horoz Borcu” başlıklı yazı dizisine “Ara Değerlendirme” başlığıyla devam ediyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.