Selam ile…

Koronavirüs salgının global bir hal almasının ardından tüm devletler virüsün yayılmasının önüne geçmek adına tedbirler almaya başladı. Bulaşın başlamasıyla salgının merkez üssü hâline gelmesi bir olan ABD ve Avrupa devletlerinde ise insanların salgın tedbirlerine riayet etmeyi ilk andan itibaren reddettiği malûm. 2020’nin başında salgını işlediğimiz sayılarımızda Batı ülkelerinde halkların devlete itaatsizliğinin ekonomik sıkıntıların artmasıyla beraber daha da harlanacağını ve büyük sosyal patlamalar yaşanacağını dile getirmiştik. Nitekim öyle de oldu. İktisadî buhran, kurmuş oldukları “refah düzeni” ile toplumları bir arada tutan Batılı devletleri kara kara düşündüren içtimaî problemleri beraberinde getirdi. Haberlerde pek yer verilmese de bugün Avrupa alev alev yanıyor.

Peki, Türkiye’de vaziyet farklı mı? Pandemi dolayısıyla oluşturulan Bilim Kurulu’nun tavsiyeleri doğrultusunda hükümet ilk andan itibaren bir takım tedbirleri hayata geçirdi. Virüsün ilk dalgası süresince alınan bu tedbirler çerçevesinde esnafın kepenk kapatmasıyla ekonomi durma noktasına gelmişti ki, yazın gelmesiyle sert kuralların askıya alınması millete rahat bir nefes aldırdı. Bugün ise Bilim Kurulu’nun kime hizmet ettiği belli olmayan bazı üyelerinin pompaladığı korkuyla sert tedbirler uygulanıyor ve rahatı yerinde olan, maaşını tıkır tıkır alan mezkur kişiler, halkın vaziyeti umurlarında olmadan tedbirlerin daha da sertleştirilmesi gerektiği yönünde propaganda yapıyor. Âdeta hükümetin kuyusunu kazıyor.

Toplu taşıma araçlarında milletin hınca hınç yolculuk yapmasına, Pazar yerlerinin dolu olmasına, marketlerde dahi insanların iç içe bulunmasına rağmen bilhassa restoran, kafe ve benzeri mekânların kapalı tutulması kadar absürt bir uygulama olamaz zannediyoruz. Üstelik mağdur edilen esnafın ekserisi Cumhurbaşkanını doğrudan destekliyor. Belki de bugüne kadar bir sosyal patlamanın yaşanmamasının sebebi bu durumdur.

Hülasa esnaf ekonominin kılcal damarlarıdır ve esnafın düştüğü zor durum neticesinde doğacak sosyal hareketliliğin nelere yol açabileceği siyasî ve içtimaî hafızada mahfuz bulunmaktadır. Hatırlanacağı üzere, 28 Şubatçı Ecevit hükümetinin gidişinde, 2000 yılında Tandoğan meydanında esnafın ayaklanmasının payı büyük olmuştu. Bu ayaklanmadan sonra dikiş tutturamayan hükümet düşmüştü. Etrafımızın kuşatıldığı bu demde böyle bir manzara ile karşı karşıya kalmamızın, etrafımızı kuşatanların da ellerini ovuşturarak beklediği bir manzara olduğu aşikâr.

Kapağımızda bu meseleyi değerlendirdik ve Sayın Cumhurbaşkanına seslenerek “Hiçbir Sorumluluğu Olmayan Bilim Kuruluna Değil, Esnafa Kulak Ver!” manşetini attık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe “Tam Normalleşme, Hemen Şimdi!” başlıklı yazısında işledi.

Kapağımızla alâkalı Metin Külünk ile bir mülâkat yaptık. Külünk, “Tedbirler Alınarak Esnafın Dükkânları Açılmak Zorundadır!” dedi.

Kâzım Albay, “Osmanlı ve Başyücelik’te Divân Teşkilâtı” başlıklı yazısında “Allah Resûlü’nün vahiy kâtiplerini görevlendirmesi ve Medine’deki Müslümanların sayımını yaptırması İslâm’da ilk divân örnekleridir.” diyor ve Divân teşkilatının ehemmiyetinden bahsediyor.

Çakal Carlos (S. Muhammed), cezaevinde yaşadığı birtakım problemlerden bahsediyor.

Dergimizin orta sayfasında Avrupa’da koronavirüs kısıtlamalarına karşı tertiplenen protestoları bulabileceksiniz. Türkiye’de esnafı bitirme noktasına gelen tedbirlerin de artık gözden geçirilmesi ihtiyacına binaen Avrupa’daki ayaklanma haberleri son derece ehemmiyetli…

Abdullah Said, yazı dizisine “İran’ın Suriye Politikası” başlıklı yazısıyla devam ediyor.

Taner Beydilli, Foreign Affairs’te Cynthia Miller ve Daniel Koehler imzasıyla yayınlanan “Aşırı Sağcıları Püskürtme Plânı” başlıklı makaleyi Baran okurları için tercüme etti; alâkanıza sunarız.

Geçtiğimiz hafta Şeyh Şâmil’in şehadetinin sene-i devriyesiydi. Harun Şimşak bu vesileyle “Şeyh Şâmil’in Hayatı” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Eren Haklı’nın yazısının başlığı, “Velâ ve Berâ”…

Oğuz Can Şahin, “Çocuk Ruhlular” başlıklı yazısında iki ehemmiyetli ressam Vasili Kandinsky ve Cy Twombly'den bahsediyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip-yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Allah’a emanet!