Almanya'nın 15 Temmuz sonrası Türkiye'ye karşı uyguladığı düşmanca tavrı Interpol de benimsedi. Interpol, Türkiye'nin 2 Ağustos 2016 tarihinde Interpol sistemine girdiği 72 bin FETÖ'cünün kaydını sildi. Böylece FETÖ'cülerin uluslararası takibi engellenirken, yeni veri girişi de kısıtlandı. Bununla da yetinilmedi FETÖ'ye finans sağladığı gerekçesiyle kapatılan ve yürütülen soruşturmalara konu olan 140 Türk şirketi ile irtibatlı olan yurtdışındaki firmaların bilgisini teyit etmek ve ilgili ülkeyi uyarmak maksadıyla Türkiye'nin Interpol üzerinden gönderdiği listeye Almanya 'adli soruşturma' kılıfı taktı.

Interpol'ün, Almanya'ya Türkiye'nin taleplerinde kasıt olmadığı uyarısında bulunmaması da dikkatlerden kaçmadı.

Interpol, Türkiye'de darbe yapmaya kalkışan FETÖ üyelerinin pasaportlarının iptal edilerek sisteme kaydedilmesini 'siyasi' olarak nitelendirdi. Halbuki uluslararası hukukta devlet başkanları ve ailelerine silahlı bir girişim yapıldıysa, çok fazla sayıda insan yaşamını yitirdiyse bu siyasi suç kabul edilmiyor. Bununla da yetinmeyen Interpol, kendi veri sisteminin haberleşme kanalı üzerinden üye ülkelerle doğrudan yazışmasını engellemek için üye ülkelere, 'Türkiye'nin 15 Temmuz ile ilgili taleplerine Interpol üzerinden cevap vermeyin' telkininde bulundu.

Interpol'ün bu tutumunun arkasında Almanya olduğu son yaşanan olayla kendini gösterdi. Önceki gün Türkiye'nin talebi üzerine kırmızı bültenle aranan terör örgütü T-HKPC üyesi Erdoğan Akhanlı, İspanya'da yakalanmasına rağmen Türkiye'ye teslim edilmedi. Almanya'nın talebi üzerine ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. FETÖ ağzıyla konuşan Alman makamlarının Interpol'e yaptığı baskı, Türkiye'nin Interpol ile yaşadığı krizlerin merkezinde Almanya olduğunu gösterdi. Akhanlı olayının ardından Almanya tarafından Türkiye'nin uluslararası polis teşkilatı Interpol'ü kötüye kullandığı iftirası atılırken, hukuken mümkün olmadığı halde Türkiye'nin Interpol'den atılması gerektiği söylendi. Almanya Başbakanı Merkel'in, "Interpol bu tür şeyler için kullanılamaz" sözleri Türkiye'ye karşı açık bir kastın olduğunu gösterdi.

İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Erdoğan Akhanlı'nın serbest bırakılmasıyla sonuçlanan bu gelişmelerin, Almanya Başbakanı Merkel'in açıklamalarından sonra gerçekleşmesinin manidar olduğu belirttildi.
Merkel'in, Interpol kanallarının Türkiye tarafından suiistimal edilmesi suçlamasının kabul edilemez olduğu vurgulanan açıklamada, "Bir suçlunun aynı teşkilat içerisinde bulunduğumuz bir başka ülke tarafından korunması akdettiğimiz anlaşmalara aykırıdır. Interpol teşkilatının kendi kurallarını hiçe sayarak bu kırmızı bülteni askıya alması güvenilirliğini ve tarafsızlığını sorgulamaya açmıştır" denildi.

Interpol'ün tutumuna rağmen Interpol görevlileri ile Türk yetkililer arasında yapılan toplantılarda Emniyet Interpol, Türkiye'ye karşı uygulanan kısıtlamaların doğru olmadığını anlatıyor. Heyetler arası görüşmelerde 15 Temmuz darbe girişimini anlatan belgesel ve FETÖ gerçeğini gösteren raporlar sunuluyor. Ayrıca Avrupa'nın tutumunun yanlış olduğu belirtilirken diğer ülkelerin Interpolleri ile trafik sürdürülüyor.