“Gereken Mücadele Verilirse 28 Şubat Biter”
21. yılına giren 28 Şubat’ın mazlumlarına kamuoyunun dikkatini çekmek için düzenlenen etkinliklere devam ediliyor. Şubat ayı başından beri YENİNDER (Yeni İnsan Yeni Nizam Derneği)nde düzenlenen etkinliklere Milat Gazetesi yazarı Tayyar Tercan’ın konuşmasıyla devam edildi.

28 Şubat Zihniyeti
YENİN-DER'de yaptığı “28 Şubat Bitecek mi?” başlıklı konuşmasında, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri 28 Şubat zihniyetinin sürdüğünü belirten gazeteci Tayyar Tercan, aynı zihniyetin 28 Şubat’ta Anadolu insanının ruhuna saldırıya geçtiğini hatırlattı. Bu darbenin daha önce gerçekleşen darbelerin kat kat misliyle tesirler bıraktığını ifade eden Tercan, “bu süreçte bizim olmayan bir yaşama kültürü ve hayat tarzı dayatıldı, bütün hınçlarıyla hücum ettiler” dedi.



Kanuni Gerekçe ve Meşruiyet
“Darbe öncesi aşamada yapılacak zulümlerin gerekçeleri çeşitli “düzenleme ve uygulamalar”la hayata geçirildi” diyen Tercan, darbeyle birlikte bütün toplumun baskı altına alındığını, bölündüğünü, direnenlerin tecrit ve hapse mahkûm edildiğini söyledi. Tercan şöyle devam etti: “Anadolu insanı, Cumhuriyet dönemine kadar süren uzun savaşlar boyu verdiği şehidler nedeniyle “dul yetiştirmesi” sahipsizliği içindeydi. Takip eden yıllarda yetişen yeni kuşaklardan insanlar, bunların çöktüğü imkan ve güçleri öteden beri ellerinden almasından korktuğundan dolayı çeşitli tedbirlere başvurdular. Bu tedbirlerin yetersiz geldiği, yeni yetişen nesillerin önünü alınamayacağını anladıkları gün, 28 Şubat’ta yeni bir süreç başlatıldı. Bu defa “Kesintisiz Eğitim” adı altında “kamusal alan” uydurdular; insanımıza yer göstermeye kalktılar. Bunlar “devlet biziz” diyordu. Kendilerini her türlü kanunun üzerinde görüyorlardı ve ne yapsalar sorgulanmıyorlardı. İşte bu nedenle zulme karşı direniş, 2000’e doğru patlamak üzere birikti.”

İBDAcı Müslümanlar Neden Hedef Oldu?
Tayyar Tercan İBDAcı müslümanların hedef oluşunun sebebleri hakkında ise şunları söyledi:
“Müslümanlara yapılan zulümlerin hayatın her alanında çeşitli yasadışı müdahalelerle sürdüğü o dönemde birçok kesim susturuldu, korkutuldu, işinden ve çevresinden oldu. Bu Müslümanlar arasında direnmeyi sonuna kadar sürdürmeye kararlı bir kesim vardı ki, onlar da İBDAcı Müslümanlardır. Ben de yaşanan zulme karşı direnişe geçenlerden biri olarak olanlara şahidim. Bandırma cezaevinde adli mahkumlar üzerinden bir tezgâh tertiplenerek silahlı saldırıya maruz kaldık, ağır yaralandım.”
“İBDA fikriyatına bağlı Müslümanların sınırsız şiddete maruz kalmasının sebeplerinden biri, toplumda baskı altında tutulan grup ve kesimlerin onlardan cesaret bulmasından duyulan korku ve panikti” diyen Tercan, “bugün 400’e yakın Müslüman hâlâ hapisteyse bunun bir nedeni de zalimlere karşı yeterince mücadele verilmemesi, zalime karşı gereken tavır ve cesaretin gösterilmemesidir” şeklinde konuştu.



“Biz mücadele verirsek bu zulüm de bitecektir”
Tercan sözlerini şöyle tamamladı:
“28 Şubat bitecek mi? Evet biz gereken mücadeleyi verdiğimiz sürece bu zulüm daha fazla devam edemeyecek. Farklı sebeplerle hapis hayatı ortalama 20 yılı bulan 400 müslüman var. Bu insanlar hakkında yetkili makam ve mevkilerle yaptığımız görüşmelerde, birtakım gerekçeler nedeniyle çekincesi olan kişilerle karşılaşıyoruz. Oysa 15 Temmuz’a şahit olan bu insanlar, 15 Temmuz’u doğuranın 28 Şubat olduğunun farkına varmalı, bu gerçeği dikkate alarak harekete geçmelidir.”


Baran Haber