Dünya düzeni fetret devrine girdi ve yeni bir nizam tesis edilinceye dek bu süreç devam edecek. Bunun içinde savaşlar da olacak, anlaşmalar da. Robert Kaplan diyor ki: “Liberal demokrasinin insanlığın siyasî gelişiminde son söz olduğunu varsaymamalıyız. Muzaffer çıkacak sistem, içeride vatandaşlarına çok daha fazla haysiyet/onur sunan ve dışarıda kendisine tâbi ve müttefik olanlara daha fazla ümit vaat eden sistem olacaktır.” Evet, “yaşanmaya değer hayat nerede” sorusuna verilecek cevab, yeni düzenden esas beklenenin ne olduğunu da bize söylemiş oluyor.

Bizim için ehemmiyetli olan husus ise şudur ki, dünya düzenini içinde bulunduğu fetret devrinden çıkartacak yegâne nizam bu topraklardan doğmuş bulunuyor. Büyük Doğu-İbda’nın Başyücelik Devleti modeli ve nizâmı, bugün, dünyanın beklediği “yaşanmaya değer hayat”ı gaye edinen, insana insanlık haysiyeti ve onurunu yeniden iade edecek, cihan şümûl düzeni ihtiva ediyor.

Allah’ın, cereyan eden her hadise üzerindeki mutlak rolünü kabul eden ve tanıyan iman sahibleri de tasdik edeceklerdir ki, bu sürecin sonu mutlaka İslâm’ın hâkimiyet devresine çıkacaktır. 

Öyleyse yaşasın Başyücelik Devleti ve yaşasın Yeni Dünya Düzenimiz!

Yazının Tamamı İçin TIKLA

Ömer Emre Akcebe - Baran Dergisi