İstanbul Üsküdar’da bulunan Yeni İnsan Yeni Nizam Derneği’nde (YENİN-DER) düzenlenen etkinliklere dün devam edildi. Araştırmacı-yazar Burak Çileli’nin İBDA perspektifiyle çeşitli ilmi ve fikri meseleleri ele aldığı etkinlikte bu haftanın mevzuu “Davranışçı Psikoloji” oldu.

Salih Mirzabeyoğlu’nun yıllardır maruz kaldığı Telegram/Elektromanyetik taciz ve işkencelere “altyapı” teşkil eden birçok ilmi-fikri-felsefi alanlarda araştırmalarda bulunan Çileli, “Davranışçı Psikoloji”nin Telegram projesiyle bağlantılarına temas etti.



Çileli, “Öğrenme Teorileri-Davranışçı Yaklaşım” psikolojisinin, pragmatik felsefenin de etkisiyle gelişen İşlevselcilik/Fonksiyonalizm ve Yapısalcılık/Strüktüralizm akımlarından sonra belirdiğini ifade etti.
Davranışçı yaklaşımda, insan zihninin boş bir levha (tabula rasa) olduğu tezinden hareketle, bilincin ancak dışarıdan verilerle gelişeceğini ileri süren eğitim sisteminin savunulduğunu söyleyen Çileli, çıkış itibariyle ABD merkezli felsefi-psikoloji alanında görüşlerin dünya çapında eğitim-öğretim hayatına girdiğini ifade etti.

“Pavlov’un Köpeği”
Çileli, 1920’li yıllarda Rus fizyolog, psikolog ve hekim İvan Pavlov’un psikoloji ve fizyoloji alanındaki araştırmaları sonucu bir köpeği “şartlandırma” yoluyla eğiterek örnekleştirdiği meşhur “Pavlov’un köpeği” deneyinin insan davranışını açıklamada kullanıldığını hatırlattı. “Bihevyorizm” olarak da geçen davranışçı psikolojide bir başka öne çıkan isim John Watson’un “yaşanan çevre içinde öğrenilmiş/şartlanmış davranış” teorisine dair analizlerde bulunan Çileli, sözkonusu tezin “birşeyin künhüne nüfuz etmek yerine, tamamen pragmatik fayda gözeterek insan davranışlarının değiştirilerek zihnin ancak inşa edileceği iddiasında olduğunu ifade etti.
“Gözlenebilir, ölçülebilir” durum ve davranışları esas alan davranışçı psikolojinin ABD’deki sanayi devrimiyle birlikte gelişim kaydettiğini hatırlatan Çileli, 1930-60 arası ikinci kuşak tarafından “Yeni Davranışçılık” adı altında C. Hull, B. F. Skinner’le bu psikolojinin güncellendiğini, 1980 sonrasında ise, A. Bandura, J. Rottel tarafından sosyal boyutuyla incelenerek “sosyal psikoloji” olarak Batılı eğitim sistemlerinde gündeme getirildiğini söyledi.



“Klasik Koşullanma ve Operant Uygulama”
“Bu noktadan sonra “Klasik koşullanma” ve “Operant” olmak üzere iki ayrı başlık altında incelenmeye başlanan Davranışçı Psikoloji, insan davranışlarını tümüyle açıklayamadığı anlarda “durumdan fayda devşirme” yoluna başvurarak mekanik/indirgemeci bir tutum sergilemektedir” diyen Çileli, her iki psikolojik incelemenin tıkandığı noktada “bilişselci davranış” adı altında üçüncü bir inceleme alanı oluşturulduğunu belirtti.

Çileli ayrıca, Newton’un sebep-sonuç ilişkisinden hareketle tesis ettiği klasik fiziğin zamanla yerini kuantum fiziğine terkedişiyle birlikte determinist bir yaklaşım sergileyen davranışçı psikologların teorilerinde çöküş yaşandığına vurguda bulundu.

Salih Mirzabeyoğlu’nu hedef alan Telegram/Zihin Kontrolü operasyonlarının da aynı yönde maksatlar güttüğüne dair veriler elde ettiğini söyleyen Çileli, sözkonusu operasyonların “Telegram, karmaşık görünen davranışları çeşitli şartlandırma/pekiştirme/amaç taşıyan “operant metodlarla insan hürriyetini ortadan kaldırmak üzere davranışçı psikolojiden faydalanmaktadır” dedi.

“Öğrenme Teorileri- Davranışçı Yaklaşım” başlığı altında işlenen sözkonusu psikolojinin “Öğrenme Teorileri-Şartlanma Nedir?” başlığı altında önümüzdeki Cuma (23 Şubat 2018) günü YENİN-DER konferans salonunda devam edeceğini hatırlatan araştırmacı-yazar Burak Çileli, mevzuya ilgi besleyen herkesi beklediğini ilave etti.

 
BARAN HABER
 
23 Şubat 2018 Cuma, YENİN-DER’deki programın bilgileri aşağıdaki fotoğraftadır: