Amerika Birleşik Devletleri hükümeti ve bürokrasisinde meydana gelen değişiklikler bize gösteriyor ki, Amerika, tarihinde hiç olmadığı kadar Yahudi güdümündeki bir devlet hâline gelmiş bulunmaktadır. Son olarak Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’un istifâsı ve bundan sonra Amerikan dış politikasında meydana gelen değişim de bize bunu göstermektedir. 

Suriye’de yaşanan savaşı da yalnızca Suriyelilerin savaşı olarak ele alan büyük bir yanlışa düşer. Beyt-ül Makdis’in hemen eteklerinde cereyan eden savaş, daha uzun yıllar sürecek ve muhtemeldir ki Haçlı saldırılarının da son halkası olarak tarihe geçecektir. Büyük savaş artık kapımızda değil, içeride. 

Yahudi’nin Arz-ı Mevud için hesab ettiği vakte kalan süre gün geçtikçe daralıyor ve bu sebeble de Arab Baharı’nın başından beri saklandığı mevziden başını çıkartmakta artık bir beis görmüyor. 

Müslüman olarak biz elbette ki savaş istemeyiz; fakat savaş çıkartmakta ısrar edenlerle savaşmakta da tereddüt etmeyiz. Batı hâkimiyetinin çöküşünden kaynaklı çatırtılar artık dünyanın her bir yanından işitilirken, son büyük hesablaşma da beklendiği yerde başlamış bulunuyor. 

Buradan şu hususu da hatırlatmakta fayda var, hesablaşma, Batılı ordular pes edip evlerine döndüklerinde değil, senelerdir işledikleri cürmün bedelini her nerede olurlarsa olsunlar ayniyle ödedikleri zaman sona erecektir.

Yazının tamamı için TIKLA

Ömer Emre Akcebe