Tayvan krizi derinleşiyor. Çin Halk Kurtuluş Ordusu’ndan “savaş emrine hazırız” denildi. Çin, ABD Başkanı Joe Biden'ın Japonya ziyaretinde Tayvan'ın savunmasına destek veren açıklamalarda bulununca ortalık yine karıştı.

Biden Japonya’da konuşmadan önce de Rus ve Çin jetleri Tayvan etrafında uçuş yapmıştı.

Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) Doğu Cephesi Komutanlığı Sözcüsü Şi Yi, yaptığı açıklamada, "Tayvan çevresinde sularda farklı askeri unsurların ve kuvvetlerin katıldığı müşterek acil durum devriyesi ve gerçekçi muharebe tatbikatı düzenlendiğini" bildirdi.

Tatbikatın, "ABD ile Tayvan'da ayrılıkçılarının son günlerdeki iş birlikçi faaliyetlerine karşı uyarı" niteliğinde olduğunu ifade eden Şi, "Tayvan Çin'in parçasıdır ve cephe komutanlığının askerleri, dış güçlerin ve Tayvan bağımsızlık güçlerinin her türlü ayrılıkçı girişimini bertaraf edecek kararlılığa ve kabiliyete sahiptir." dedi.

Şi, ABD'nin Tayvan sorunu konusundaki sözlerinin ve eylemlerinin bir olmadığını, Tayvan bağımsızlık güçlerini sürekli cesaretlendiğini belirterek, "Bu, ikiyüzlü bir tutum ve beyhude bir çaba; durumu daha tehlikeli hale getirmekten başka işe yaramayacak ve ABD'de bunun ciddi sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacak." ifadelerini kullandı.

Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tan Kıfey de Tayvan çevresindeki tatbikatın ABD ve Tayvan ayrılıkçıları arasındaki iş birlikçiliğe karşı misilleme amacını taşıdığı, ulusal güvenliği ve toprak bütünlüğünü korumak için gerekli olduğunu belirterek, "PLA savaş emrine hazırdır ve dış güçlerin ve Tayvan bağımsızlık güçlerinin ayrılıkçı girişimlerini kararlılıkla bertaraf edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

Tayvan krizinde hava sahası problemi

Tayvan Savunma Bakanlığı, 1 Ekim’de 38, 2 Ekim’de 39, 3 Ekim’de 16 ve 4 Ekim’de 56 savaş uçağının hava savunma tanımlama sahasına girdiğini bildirirken 4 Ekim'deki uçuşlar, Tayvan'ın kayıtlarını tutmaya başladığı Eylül 2020'den bu yana en çok uçağın yer aldığı "ihlal" olarak kayda geçti.

Çin Halk Cumhuriyetinin kuruluşunun kutlandığı 1 Ekim Ulusal Günü ve izleyen haftada tatile giren Çin tarafı söz konusu askeri faaliyetin sebebine dair henüz resmi açıklama yapmazken devlet medyasında yer alan haber ve yorumlarda, uçuşların Demokratik İlerici Partinin (DPP) bağımsızlık eğilimli lideri Tsai Ing-wen ve destekçilerine yönelik bir “savaş uyarısı” olduğu belirtildi.

ABD’li yetkililer uçuşları “provokasyon” olarak nitelerken Beyaz Saraydan ve ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamalarda, bölgedeki gelişmelerin yakından izlediği ve Tayvan’a desteğin sürdürüleceği mesajı verildi.

Çin tarafının uçuşları sürdürüp sürdürmeyeceği henüz öngörülemezken gerilimin ne yönde seyredeceği ileriki günlerde atılacak adımlara bağlı olacak.

Çin’in Tayvan hesabı

Rusya ile rekabet ve işbirliğine dayalı bir ilişki içinde olan Çin ise fırsatını bulup Tayvan’a çökebilmenin hesabını yapıyor. Dünya çapında yaşanan arz sıkıntısından nasibi almış bulunan çip teknolojisinin üretim merkez üslerinden biri olan Tayvan, jeopolitik konumu, Çin ile olan tarihî bağları ve hepsinden önemlisi Çin ile Amerika arasındaki güç gösterisinin sahnesi olmuş olması hasebiyle ön plana çıkıyor.

Rusya ile rekabet ve işbirliğine dayalı bir ilişki içinde olan Çin ise fırsatını bulup Tayvan’a çökebilmenin hesabını yapıyor. Dünya çapında yaşanan arz sıkıntısından nasibi almış bulunan çip teknolojisinin üretim merkez üslerinden biri olan Tayvan, jeopolitik konumu, Çin ile olan tarihî bağları ve hepsinden önemlisi Çin ile Amerika arasındaki güç gösterisinin sahnesi olmuş olması hasebiyle ön plana çıkıyor.

Tayvan da yine tıpkı Ukrayna gibi Amerika’nın desteği sayesinde kendisini Çin’e yem ettirmeden ayakta durmaya çalışıyor.

Dikkat ediyorsanız, Ukrayna da, Tayvan da ayakta kalabilmek için Amerika’dan medet umuyorlar; fakat Afganistan’da Amerika’nın ayağı terlikli mücahitlerden aldığı askerî, ekonomik ve siyasî yaraların daha kanı bile kurumamış bulunuyor. Bu manzara tabiî olarak hem Moskof ayısının ve hem de Çin ejderinin iştahını kabartıyor.

Tüm bu ahvalde Avrupa ise herhangi bir çatışma çıkmaması için aman huzurumuz kaçmasın siyasetinden milim kımıldamıyor.

Böyle bir konjonktürde, yarın Rusya’nın Ukrayna, Çin’in ise eş zamanlı olarak Tayvan’ı işgâl girişiminde bulunmaları ve ortalığın karışmasını fırsat bilen, Trump’ın deyimiyle Roket Adam’ın ülkesi Kuzey Kore’nin Güney Kore’ye doğru bir hamlede bulunmaması için hiçbir sebeb yok!

Böylesi bir senaryonun hayata geçmesinin muhtemelen en hafif neticesi askerî çatışmalar olacaktır. Dünya çapındaki tedarik zincirinin süratle kopmasına sebeb olacak böylesi bir çatışma yalnız bu bölge ile sınırlı kalmayıp, dünya çapındaki bütün siyasî, iktisadî ve beşerî dengeleri sarsabilme, müesses nizamı yıkabilme potansiyelini haizdir.

Sonunda iş dönüp dolaşıp geliyor ve Üstad Necib Fazıl’ın “Dünya Bir İnkılab Bekliyor” konferansında Türkiye’ye biçtiği misyonda düğümleniyor.