İstanbul’da Shepin Fest, “40 Gün 40 Gece Alışveriş” isimli bir şenlik organize etti. Aslında buna alışveriş çılgınlığı desek, herhalde daha yerinde olur.
“Tüketim”in, kültür hâline geldiği bir devirde yaşıyoruz. İslâm ve O’nun kültüründen uzak hayat biçimlerimiz-biçimleri, bizleri ister istemez bu tüketim kültürünün potansiyel parçası ve destekçisi hâline getirdi.
Sheping Fest’in düzenlediği bu organizasyon, “Alışveriş Şenliği” olarak adlandırılması bile, işin vahâmetini göstermesi bakımından mühim.
Alışverişi ihtiyaca binaen yapılan bir faaliyet olmaktan çıkarıp, tüketim kültürü hâline getiren bir zihniyetin “40 Gün 40 Gece”lik rezaletidir aslıda bu…
İnsanımız ihtiyacı olmadığı hâlde, bu tip düzenlenen organizasyonlarla gözleri boyanarak devamlı yeni ürünler almaya teşvik ediliyorlar. Zihnî olarak böyle bir alışkanlık bünyeleşmiş durumda maalesef.
Atilla Özdür ağabeyin Aylık Dergisi’nin Nisan Sayısında yazdığı “ ’Gâvur Türkiye’ye’ doğru” isimli yazısında belirttiği bir hususu, ehemmiyetine binaen buraya alalım:
“Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın mayaladığı ve israflığa yönelik oluşunun da su götürmeyeceği kesin “Alışveriş Şenliği” bu yıl üçüncü senesini idrak ediyor. Süresinin 40 güne uzatılmış kopyasının İstanbul’da servise konulduğu bu şenliğin amacı, çeşitli psikolojik etkileme araçlarından istifadeyle insanları, ihtiyaçları bulunsun bulunmasın, bir şeyleri satın almaya doğru sürmek… Tıpkı çoban köpeğinin koyunları belli bir yere doğru sürüp götürmesi gibi…”
15 yılda ve özelde ise son 5 yılda ülkemiz tabiri caizse bir AVM cenneti oldu. Türkiye’de 240 AVM bulunuyor ve yaklaşık 30 tane de inşa ediliyor. Ayrıca Türkiye’deki AVM’lerin yüzde 80’i Ankara ve İstanbul’da bulunmaktadır. Sadece İstanbul’da 97 AVM var. Tabiî bu rakamı hiç de küçümsememek lazım. (Bildiğiniz üzere herhangi bir AVM’ni büyüklüğü mesela İstanbul Formun büyüklüğü 175.000 metrekare yani 22 futbol sahası kadardır, Cevahir AVM ise 358.000 metrekaredir. Aşağı yukarı 45 futbol sahası büyüklüğünde.) Bu AVM’ler yüzünden onbinlerce küçük esnafın iflas ettiğini net olarak eklersek, herhalde tehlikenin boyutu hakkında bir kanaat elde ederiz.
Her yeni çıkan ürün, daha senesini doldurmadan evdeki yerini alıyor. Başta söylediğimiz gibi insanlar İslâm ve kültüründen uzaklaştırıldığı-uzaklaştığı için cemiyet hâlinde ne yaptığını bilmeksizin savruluyor.
Son bir not: İkea Mağazaları’nın hiçbirinde bir tane bile yerli ürün satılmamaktadır. Yani satın alınan her üründen elde edilen kârın bir kuruşu bile Türkiye’de kalmıyor.