Sandık çıkış anketleri mevcut sol iktidarın galibiyetine işaret ediyordu ancak değişen oranlar sağ bloğun çok az farkla kazanabileceğini de gösteriyor.

Tüm oyların sayılıp seçimin sonucunun belli olmasının Çarşamba’yı bulabileceği kaydediliyor.

Oy verme işlemi bittikten sonra devlet televizyonu çıkış anketlerinin yüzde 49.2’ye karşı yüzde 49.8 ile 4 partiden oluşan sol partilerin galibiyetini öngörüyordu.

Ancak sonrasındaki tahminler aşırı sağ bloğu önde göstermeye başladı.

Yarışın bu denli yakın olması nedeniyle, posta ve önceden kullanılanlar da dahil tüm oyların sayılması gerekebilir.

Sonuç ne olursa olsun, aşırı sağ İsveç Demokratlarının ülkenin ikinci büyük partisi haline geldiği görülüyor.

Aşırı sağcı parti seçim kampanyası suç ve göçmenler üzerine yoğunlaşmıştı.

Bu arada seçimi kazansalar dahi İsveç Demokratlarının lideri Jimmie Akesson’un başbakan olması beklenmiyor. Onun yerine Ilımlı Parti lideri Ulf Kristersson’un bu koltuğa oturabileceği söyleniyor.

BBC’nin İsveç muhabiri Maddy Savage, seçimin sonucu ne olursa olsun, aşısı sağcı partinin oy patlamasının büyük etki yarattığını aktarıyor.

Savage, partinin toplumun her kesiminden oy almak bir yana siyaseti şekillendirmeye başladığını değerlendiriyor.

Neo-Nazi bir gelenekten doğdu

1980’lerin sonunda bir neo-Nazi hareketinden doğan İsveç Demokratları 2010 yılında parlamentoya yüzde 5.7 oy ile girdi.

2018’de oylarını yüzde 17.5’a çıkardı. Bu son seçimde ise yüzde 20’den fazla oy alacağa benziyor.

Ilımlılar’ın lideri Ulf Kristersson 2019 yılında İsveç siyasetinde büyük bir değişim başlatarak İsveç Demokratları ile görüşmeler yaptı.

Aşırı sağcı parti diğer siyasi partiler tarafından dışlanıyordu.

Başbakan Magdalena Andersson’un Sosyal Demokratları 2014 yılından bu yana ülkeyi yönetiyor.

Parti 1930’lardan bu yana ülke siyasetinde hakim konumda yer alıyordu.

Son seçimde sandığa gidenlerin oranı da yüzde 80’nin üzerinde tahmin ediliyor.