Mübarek Ramazan ayındayız… Derdimiz tek, Ümmet’in parçalanmış vaziyetinden sıyrılması ve dünyanın her yerinde gördüğü zulme karşı tek bilek, tek yürek olması… Mısır’da meşru hükümeti darbe ile indirdiler ve Mursi hapis; Mısır’daki ihvan üyeleri Adeviye meydanını terk etmiyor, mücadelelerini sürdürüyorlar; Türkiye’de ise birçok yerde Mısır’a, Mısırlı Müslümanlara destek gösterileri vardı… Mursi dik duruşu ile sembolleşmeye doğru gidiyor; önümüzdeki günlerdeki Mısır’ı bekleyen görüntü maalesef karışıklığın kat be kat artmasıdır. Amerikan tandanslı laik ordu ile Müslümanların çatışması giderek derinleşecek Allah-ü âlem… Hakeza Suriye’de öyle; Ramazan filan dinlenilmiyor kan gövdeyi götürüyor; zalimin mukaddesi olmuyor belli ki; Suriye, Lübnan, İran ve Irak’ın da dâhil olduğu bir Şia bloğu oluşmuş vaziyette. Bu blok, stratejik ve siyasi sebeblerden ötürü Rusya’dan da destek görüyor; netice olarak, İslam ve özelde Sünni düşmanlığı üzerine kurulu bu blok zayıflatılmadan Suriye’de bir yenilik ve istikrar aramak uzak gözüküyor.
Başta Filistin meselesi olmak üzere hiçbir meselemiz, Çeçenya’dan Filipinler’e kadar hiçbir meselemiz çözülmüş değil; Türkiye’de bu mevzuun içinde ve bizce tarihi misyonu sebebi ile en canhıraş zulm içinde olan ve bunun farkında olmayan da bizim ülkemiz.
İşte bu ahval içinde memleketimizden verebileceğimiz en can alıcı örneklerden birisi de Salih Mirzabeyoğlu’dur bizce; Orijinal bir fikir sistemi icad eden, örgüleştiren ve hem teoride ve hem de tarihte yaşanmışlığı ile pratikte örnekleyerek fikrini izah eden Mirzabeyoğlu, sosyal ve siyasi meselelere getirdiği yepyeni çözüm teklifleri ile baş tacı edilmesi gerekirken- en azından, varolduğu iddia edilen hukuk sisteminin haysiyeti bunu gerektirirdi- kendisi, ancak ve ancak cezaevine layık görülmüştü…
Roma’nın en karanlık dönemlerinde bile, Senato’ya çıkar fikrinizi söylerdiniz; kezâ eski Yunan’da Sokrat’ı baldıran zehrine mahkûm edenler, onu suçsuz yere mahkûm etmişlerdi ama savunma hakkı elinden alınmamış ve konuşmasına müsaade etmişlerdi… İBDA Mimarı’nın başından geçen hukuki (!) süreci uzun uzadıya anlatmaya gerek yok herhalde?
Bu hafta kapağımızın mevzuu, fikir, sanat, aksiyon ve dava adamı Salih Mirzabeyoğlu; hücresinde çekilmiş bu fotograf ve şimdi sizlere aktaracağımız şu paragraf, aslında anlayana çok şey söylemiyor mu sizce?
“Çağın büyük adamı, çağının isteğini dile getirebilen, çağının isteğinin ne olduğunu söyleyebilen ve bu isteğe cavab verebilendir. Onun yaptığı, çağının yüreği ve özüdür; o çağını gerçek kılar!”
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun Münşeat isimli eserindeki şu sözleri, bir bakıma davası (davamızı) ve mücadelesinin sosyal ve beşeri yönünü de ne kadar da derinden anlatıyor:
“Evimi özledim-gerçek
ama, o gerçek için zindandayım ben
yuva olsun diye bütün evler”
Bu mevzu ile alakalı kapak yazımızı yayın kurulumuzdan Tuncay Aksoy kaleme aldı…
Bolu F Tipi önünde Gaye Fikir Platformu tarafından Kumandan Mirzabeyoğlu’na yapılan hukuksuzluğa dikkat çekmek için bir Ramazan Kampı açıldı; bununla ilgili haberlerimiz ve söyleşimiz dergimiz orta sayfasında…
*
Kâzım Albay bu hafta “Batı’nın diliyle Batı’ya karşı çıkılamaz” başlıklı yazısı dergimizde; Batı normları ile bir yere kadar diyor özetle yazısında; ne yaparsak yapalım özümüze dönmeden Batıcı hayat tarzını yaşatmaya devam ederiz…
Bu hafta ayrıca Sezâi Dilbilen “Demokrasi Çöktü Şirketokrasi Terör Estiriyor”, Bilgehan Eren “Fikir Olmadan Hangi ihtilâl”, Şükrü Sak “Müslüman Aydının İdeolojisizlik hâli”, Metin Acıpayam “Harf Devrimi Üzerine Aydınlar Konuşuyor” başlıklı yazıları ile dergimizdeler.
Yazarımız Salim Muhammed (Carlos) un mahkemesi neticelendi ve kendisine Avrupa hukukuna yakışır bir ceza verildi: Müebbet… Bu hâdiseyi sizler için kaleme aldı hafta…
M. Taha inci, Ramazan ayı vesilesi ile bizlere Ramazan ve oruç ile alakalı ilmihâli derledi ve toparladı; elbette işin ruhundan uzak bir tavırla dini bilgileri pratiğe dökmek dinimiz inceliğine aykırıdır; estetik ve ilimden pay kapmaya çalışarak ölçülere yaklaşanlardan olalım inşallah.
Ölüm Odası B/Yedi 165. Bölümü “Yar-ı Gar’da Mehdî Sırrı” alt başlığı ile her zamanki sayfasında…
Haberlerimiz ve diğer içeriğimiz ile birlikte bu haftanın muhtevası böyle; bu ay yapacağımız ibadetleri, yardımları, eylemleri ve bilumum hayır hasenatı yüce rabbimiz katında kabul buyursun…
Haftaya görüşmek üzere Allah’a emanet olun...