Selâm ile…

Liberal-demokratik düzende, modernizmin esaslarının iliklerine kadar işlediği dejenere olmuş insan modeli çağın en kaskatı gerçekliği haline geldi; müesses nizamın insan zaaflarına uygunluğu, insanın nefsini kabartmaktaki mahareti sayesinde fert ve toplumların bünyesine sirayet etti, tesirini her geçen gün derinleştirdi. Önce topyekûn insanlığı tek bir kalıba dökmeye kalktılar. Sonrasında ise sadece onun devamı mânâsına gelen “post” sürecinde ise o kalıbın içinde yanlışlar arasından türetilmiş doğrulardan tercihler sunarken, global mânâda fert ve toplumlarda tamiri zor yaralar açtılar. Şimdiyse kimliksiz, çizgisiz, mizansız bir insanlık ile bu düzene taarruz edenlerin mücadelesi var.

İğdiş edilmiş şuurların, adaleti her ne koşulda her ne olursa olsun “eşitlik”e indirgeyen seviyesizliğine mukabil, bu şuur seviyesinin idarede belirleyici olma iddiasına dayalı “demokratik” rejimler, insan nefsine hitap eden yönü dolayısıyla işlerliğini koruyor. “Doğruyu bir kişi bulur milyonlara tasdik ettirir” hakikatine mukabil; insan “iyi, doğru ve güzel” yolunda tek başına yürümek şerefindense, “yığın”larla birlikte “kötü, yanlış ve çirkin” olanın peşinden savruluyor.

Peki, sistemin ortaya çıkardığı sapkınlık genişler ve ucubelerin sayısı artarken, her fırsatta demokrasi savunusuna koşan demokrasi müzahirleri kendilerinin bu ucubelerle “eşit” görülmesine, ne diyor?

Kapağımızda düzenin çarpıklığını işledik ve sapkınları işaret ederek “Demokrasi: Bu sapığın oyuyla Anadolu insanının oyu bir!” dedik.

***

Dergimize online satış sitemiz www.aylikbaran.com'dan, seçkin kitapçılardan yahut abone olarak ulaşabilirsiniz!

Aylık Baran Dergisi 25. sayı çıktı Aylık Baran Dergisi 25. sayı çıktı

***

Muhtevamıza gelirsek;

Mevlüt Koç, "Fikrin Sesini Bulması Önemlidir" başlıklı yazısında insanın kendisine yabancılaştığını, dünyanın insan fıtratına aykırı hızla değiştiğini, düzmece bilgilerle insan zihninin yıkandığını, ucube insan tipini meydana getirdiğini söylüyor ve bu girdaptan kurtulmanın yolunun da Büyük Doğu-İbda'dan geçtiğini belirtiyor.

İbrahim Tatlı, "Çoğunluğu Azınlık Yönetir: Demokrasiye Reddiye!" başlıklı yazısında koca bir palavradan ibaret olan ve Batı emperyalizmi tarafından zorla dünyaya ihraç edilen demokrasinin hiçbir yerde başarılı olamadığına ve sömürü düzeninin çarklarını döndürdüğüne değiniyor.

Ömer Emre Akcebe, "Sapıklığın Değil, Kurtuluş Yolunun Rejimini İstiyoruz" başlıklı yazısında herkesin karıştığı ve sesinin çok çıktığı yerde birlik ve dirliğin olamayacağını Türkiye’nin en hızlı şekilde bu vaziyeti ortadan kaldırmak için rejim değişikliğine gitmesi gerektiğini izah ediyor.

Kazım Albay, "Dünyaya Siyasi Bir Düzen Teklifi Olarak Başyücelik Rejimi" başlıklı yazısında İslâm’ın en ileri toplumu olan sahâbîleri, yani Asr-ı saâdet dönemini kendine örnek alan Başyücelik rejimini günümüzdeki rejimlerle mukayesesini yaparak anlatıyor.

Sapkın LGBT ve LGBT’yi fonlayan küresel lobilere karşı 150 STK ile Büyük Aile Buluşması gerçekleşti. Büyük Aile Buluşması'nı tertipleyen Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu Başkanı Kürşat Mican ile LGBT sapkınlığına ve eyleme dair röportaj yaptık.

Harun Çetin, "İslam'da Siyasi Muhalefet" başlıklı yazısında İslam’da siyasi güç ve dengeler açısından muhalefetin nasıl olması gerektiğini işliyor.

Melikşah Sezen, "Mesrûruz Çocuklar Gibi O Günden Beri" başlıklı yazısında mevlidin dindeki yerini, mevlid-i şerif adıyla ortaya konulan eserlerin itikadî muhtevalarını anlatıyor.

Mimar Mehmet Osmanoğlu, "Şehir Plancılığı ve Şehre Yansımaları" başlıklı yazısında şehirlerin imar planı altında talan edildiğini, kartondan şehirlerin yapıldığını, şehir planlamasında evlerin ve kamu binalarının nereye ve nasıl yapılması gerektiğini ele alıyor ve büyük şehirlerin insan ruhunu da öldürdüğüne dikkat çekiyor.

Cilt Ustası Muhammed Furkan Ceylan ile cilt sanatı üzerine röportaj yaptık. Ceylan cilt sanatının doğuşunu, gelişimini, Osmanlı'dan günümüze bu sanatın serüvenini anlatıyor.

M. Taha İnci, "18.Yüzyılda Osmanlı" başlıklı yazısının III. bölümünde ressam, hattat ve şairleri işliyor.

Hasan Hüseyin Akdağ, "Vladimir Tatlin'in Techne'si veyahut Devrimci Mimarlığını Anlamak" başlıklı yazısında Tatlin'in “Üçüncü Enternasyonal Anıtı” üzerinden devrimci mimarlıktan bahsediyor.

Abdulkadir Aslan, “İslam ile Yeniden Hayat Bulan Yapılar” başlıklı yazısının dördüncü bölümünde kiliseden camiye çevrilen yapıları işlemeye devam ediyor.

Çakal Carlos’un geçtiğimiz haftalarda yayınlanan yazılarından pasajları sizler için derledik.

Sedat Bulut, "Vahhabi Suudi Arabistan Krallığı" başlıklı yazısında Vahhabi'liğin ne olduğunu, Suudi Arabistan Krallığı'nın doğuşunu, Beklenen Armageddon-Kıyamet Savaşı ve Suudilerin rolünü işliyor.

Oğuz Can Şahin, "Karanlık Prens Muhammed bin Selman" başlıklı yazısında Kral Selman'ın ihtiraslı oğlunun portresini çiziyor.

Muharrem Çetin, "Modern Dünyanın Gençleri Sürüklediği Bataklık ve Çözüm Önerileri" başlıklı yazısında gençlerin sorunlarına dair çözüm önerilerinde bulunuyor.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle...