Selam ve dua ile…

2021 senesini geride bırakırken, dünyada artık bir Amerikan hegemonyası olmadığını söylemek her zamankinden daha kolay. Afganistan’dan yaka paça atılan ABD’nin içine düştüğü vaziyet, global bir iktisadî buhranın yaşandığı dönemde hem içte hem dışta sıkıntı yaşayan devletlerin ellerini ovuşturmasına sebep oluyor. Bir yandan Rusya, Ukrayna’ya yönelik bir işgal plânı çerçevesinde hareket ederken diğer taraftan Çin savaş uçakları ve gemileriyle Tayvan’ın üzerine gitmek için hazırlıklarını tamamlıyor. Birçok noktada ABD’ye karşı müşterek hareket eden bu iki gücün aynı anda harekete geçmesi ise ihtimal dahilinde.

Bu duruma karşı ABD başlarda Ukrayna’yı Rusya’ya karşı cesaretlendirirken, şimdi ise kenara çekilmiş görünüyor ve odağını daha ziyade Pasifik’e kaydırmış bulunuyor. ABD’nin müttefiki olan Avrupa devletleri ise düzenin devamı ve kendilerini kurtarabilmek dışında yeni bir hamleye girişecek takatte bulunmuyorlar. Fakat yeni bir paylaşım savaşının patlak verme ihtimali büyük ve sözünü ettiğimiz güçlerin buna kayıtsız kalma şansı yok denecek kadar az.

Dünyada bu gelişmeler yaşanırken, Türkiye de hem çevresindeki hem de daha ziyade içerideki problemlerle uğraşıyor. Yaşanan iktisadî sıkıntılar malûm… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yapmış olduğu açıklamalarla piyasaların tansiyonu düşse de, dünyanın içinde bulunduğu ahval sebebiyle sıkıntılı günler devam edeceğe benziyor. Dünya, yaşananların üstüne bir de böyle bir paylaşım savaşına sahne olursa kendimizi daha büyük bir keşmekeşin içerisinde bulacağımız ise muhakkak. Türkiye’nin böyle bir vaziyet için gücünü ikmal etmesi ve gerekli tedbirleri alması elzem. Hepsinden öte, “Yeni Dünya Düzeni”nin kurulmasında öncü olmaya talip olan Anadolu’nun merkez rolünü üstlenebilmesi adına çevresine ve tüm insanlığa sunabileceği bir “şey”inin olması elzem. Bunun yolu da kendisine biçilen deli gömleğini yırtıp atmasından, İslâm’a muhatap anlayışın dünya görüşüne nisbetle inşa edilmiş yeni bir rejime koşar adım ilerlemesinden geçiyor.

Kapağımızda bu meseleleri işledik ve “2022’ye hazır mıyız?” manşetini attık. Kapak mevzumuzu Ömer Emre Akcebe “2022: Muhtemel İle Mukadder Arasında Sallanan Sarkaç” başlıklı yazısında işledi.

Kishore Mahbubani, “Çin’in Uzun Vadeli Oyunu ABD’yi Yeniyor” başlıklı yazısı, Abdulkerim Kiracı tarafından tercüme edildi. Kapak mevzumuzla da alakalı olan tercümeyi dikkatinize sunuyoruz.

Sezai Özçelik ve Barış Adıbelli ile Rusya-Ukrayna ve Çin-Tayvan krizlerini tüm yönleriyle ele aldığımız söyleşilerimizi alaka ile okuyacağınızı düşünüyoruz.

Çakal Carlos, “Erdoğan Sıradışı Bir Lider” başlıklı yazısında Erdoğan’ın ülkeyi FETÖ’cüler başta olmak üzere CIA uzantılarından temizlediğini aktarıyor.

Orta sayfamızı kapak mevzumuz olan Rusya-Ukrayna ve Çin-Tayvan krizlerine ve çalınan savaş tamtamlarına ayırdık.

Faruk Hanedar, “Sistem İçinde Sistemle Mücadele” başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın piyasalarda tansiyonu düşüren açıklamalarına ve  “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat” meselesine değiniyor.

Osman Temiz, “Ekonomik Kriz Tablosundaki Gri İz” başlıklı yazısında ekonomik sıkıntıların ruhi tarafına temas ediyor.

Faruk Hanoğlu, “Ruhların Anlaşması” başlıklı yazısında erkek ve kadın meselesinden bahsediyor.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Gelecek sayımızda görüşmek dileğiyle…

Aylık Baran Dergisi 23. sayı çıktı Aylık Baran Dergisi 23. sayı çıktı

Allah’a emanet olun…