Selâm ile…

Geçtiğimiz hafta Papa Francis Irak’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Papa, İran hamiliğindeki Irak devletinin davetiyle gerçekleştirdiği bu ziyarette, en dikkat çekici görüşmelerinden birini Irak’taki en önemli Şii otoritelerinden biri olan Ayetullah Ali Sistani ile gerçekleştirdi. Öte yandan Hıristiyan Şabeklerin, Süryanilerin, Keldanilerin, Ermenilerin hatta Ezidilerin bölgelerini gezerek adeta bir Hıristiyan haritası çizdi. Sistani görüşmesi ile alakalı olarak dinlerarası diyalog vurgusu yapan Papa ile görüşmek üzere Irak devletinin tepesi tarafından davet edilen Irak’taki Fıkıh Meclisinin Başkanı Şeyh Ahmed Hasan Taha yani Irak’taki Müslümanların en yüksek otoritesi ise “Bu kirli bir proje Papa bizi bölmeye geliyor. Kardeşlik, barış filan diye bir şey yok. Papa’nın başka bir misyonu var.” diyerek cumhurbaşkanının davetine rağmen görüşmeye gitmedi.

Her ne kadar Irak Şiileri ile İran Şiileri kavim asabiyesi sebebiyle birbirinden ayrıymış gibi görülse de, tarih bize Ehl-i Sünnet’e düşmanlık müşterek paydasında buluştuklarını gösteren misallerle dolu. Safevîlerin Osmanlılara karşı Hıristiyanlarla yapmış olduğu ittifaklar ve Osmanlı’yı her defasında sırtından hançerlemesi herkesin malûmu… Haçlı Seferlerinin düzenlenmesinde ve Kudüs’ün Haçlılar tarafından işgalinde de, Şii Fatımî devletinin varlığı ile İslâm âleminde birliği bozan ve Haçlılarla ittifak yapan Şiilerin bâtınî fikirleri yaygınlaştırarak cihadı akamete uğratmasının, yani Şii ihanetinin rolü büyüktür. Daha geri gidersek, Moğollar İslâm dünyasını istila ettiğinde de en büyük yardımcıları Şiiler olmuştu.

Bugün de pek farklı bir manzara ile karşı karşıya değiliz esasında… 2003’te ABD, Irak’ı işgal ederken ABD’ye yardım eden Arap Şiiler de, ABD’nin Irak’ı işgal ederek altın tepside önüne sunduğu Acem Şiiler de Ehl-i Sünnet’e düşmanlık noktasında buluşup bu uğurda gâvurlarla alış-veriş yapmaktan imtina etmezler.

Kapağımızda bu meseleyi değerlendirdik ve “Şia: İslâm'a Düşman, Gâvura Dost!” manşetini attık. Kapak mevzumuzu “Papa’dan 1000 Sene Sonra İade-i Ziyaret” başlıklı yazısında işleyen Ömer Emre Akcebe, Şiilerin gâvurla olan ilişkisini ve Batı’nın Türkiye’yi hedefe koyarak Şiilerle nasıl bir işbirliği içinde bulunduğunu madde madde anlatıyor.

Kapak mevzumuz ile alâkalı olarak Arif Keskin ile bir röportaj yaptık. Papa’nın Irak ziyaretini ve ABD-İran ilişkileri çerçevesinde İran’ın önümüzdeki süreçte seyredeceği politika ile bunun bölgeye tesirleri üzerine konuştuğumuz röportajda Keskin, İran’ın saldırgan bir politika seyredebileceğini, bunun da Arap rejimlerini kendisine yanaşmaya zorlayacağı için Türkiye’ye yarayacağını belirtiyor.

TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener ile de bir mülâkat yaptık. Şener, “Chevron Şirketi’nin Müdahalesi Doğu Akdeniz’de Dengeleri Değiştirdi!” diyor.

Abdullah Said, “Suriye Savaşı’nın 11. Yılı” vesilesiyle bir yazı kaleme aldı.

İbrahim Tatlı, Ayasofya Başimamı Boynukalın'a Müslüman Anadolu İnsanı'nın sahip çıkışı çerçevesinde siyasî ve içtimâi ahvâli değerlendiriyor.

Geçtiğimiz hafta memleketin gündeminde “kadın cinayetleri” vardı. Ayasofya İmamı Mehmet Boynukalın Hoca da cinayetin cinsiyeti olmayacağını işaret etti. Bunun üzerine sapığından kemalistine kadar bütün hakikat düşmanları deliklerinden kafasını uzatma cüretkârlığını gösterdi. Müslüman Anadolu da Hoca’ya destek çıktı. Orta sayfamızı bu meseleye ayırdık. Boynukalın Hoca’yı da Ayasofya’nın ruhuna uygun olarak, mahzenlere tıkılmış hakikatleri dile getirdiği için tebrik ediyoruz. HAK-BİR-SEN Başkanı Nail Sarıkaya Hoca ile de bu mesele etrafında bir mülâkat yaptık. Sarıkaya, “Boynukalın Hoca’nın Tavrı Tüm Diyanet’te Hâkim Olmalı!” dedi. İnşallah öyle olur…

Carlos (S. Muhammed), Pandemi dolayısıyla analizlerine devam ediyor.

Sinami Orhan, “Yaş’a Basmak” başlıklı yazısında 15 Temmuz sonrası devlet içerisinde yaşananlardan bahsediyor.

Bahattin Yeşiloğlu, “Albert Einstein’dan” öğütler veriyor.

Eren Haklı, “Günahlarımız: Yegâne Dostlarımız” başlıklı yazısıyla dergimizde.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip-yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Allah’a emanet olunuz.