Selâm ile...

Harp okullarına giriş yönetmeliğinden “irticai faaliyete karışmış olmama” şartının çıkarılması, akabinde ise bir amiralin sarıklı bir şekilde namaz kıldığı görüntülerin servis edilmesi, son yüz sene içinde beş darbe yapmış olan kemalistleri tedirgin etti. Bu hafta ise, senelerce kendi milletinin tepesine yumruk olma vazifesini icra eden bir grup amiral eskisi “Montrö” soslu bir bildiri yayınlayarak, darbe imalı bir yolla rahatsızlıklarını ortaya koydu. Sos öyle olsa da, meselenin “Montrö” olmadığını, bu amiral eskilerinin ve onların ipini tutanların tek derdinin İslâm’la olduğunu bilmeyen yoktur zannediyoruz. İpini tutan diyoruz, zira 15 Temmuz’a kadar memleketimizde ordu, Batı’nın ve Batıcıların emellerini gerçekleştirmede kullanılan bir mızrak ucu olmaktan başka bir misyonu haiz değildi. Dolayısıyla bu bildiriyi de bir üfleme olmaksızın hazırlamış oldukları düşünülemez. Bugüne kadar her darbe ve muhtıra sonrasında yapıldığı gibi bu sefer de meselenin sadece askerler ile alakalı olduğu konuşulup medya, bürokrasi ve sermaye bağlantıları incelenmez ise bu gibi durumlarla karşılaşmaya devam edeceğimiz aşikâr…

Gelelim, sarıklı bir şekilde namaz kılan amiral meselesine… Bu mevzudan rahatsızlık duyan amiraller, gözaltına alındıktan sonra verdikleri ifadelerden anlaşılacağı üzere altına imza attıkları bildirinin ne olduğunun bile idrakinde değiller. Bunun idrakinde olmadıkları gibi İstanbul Boğazı’ndan geçerken Beşiktaş sahiline doğru dönüp selâmladıkları amiraller amirali Barbaros Hayreddin Paşa’nın kim olduğu hakkında fikir sahibi de değiller. Zira sakalıyla sarığıyla Akdeniz’de Müslüman Türk fırtınası estiren Barbaros Hayreddin Paşa’nın kim olduğunu bilselerdi ya önünde selâm durmazlardı yahut da sarıktan rahatsız olmazlardı. Fakat sadece emir ve direktiflerle çalışıp bir şey düşünmeye elverişli olmadıkları için bunu da düşündüklerini zannetmiyoruz. Sadece kendilerine verilen emri icra ediyorlar.

Kapağımızda, başta ordu olmak üzere tüm müesseselerini İslâm düşmanlığı temelinde inşa eden Batıcı rejimin diktiği Barbaros Hayreddin Paşa heykelinin fotoğrafına yer verdik ve “Sarığıyla Sakalıyla Amirallerin Amirali Barbaros Hayreddin Paşa” manşetini attık.

Kapak mevzuumuzu “Amirallerin Patronu İmtiyazlı Zümre ve Tinerci” başlıklı yazısında Ömer Emre Akcebe işledi.

Kapak mevzuumuzla alâkalı Said Alpsoy ile bir mülâkat yaptık. Alpsoy, “103 emekli amiralin bir araya gelip bir hevesle, heyecanla ortaya koydukları bir şey değil. Bu organize bir kalkışmanın altyapısı.” diyor.

İbrahim Tatlı, zinciri dişleyen köpek misali her fırsatta Üstad’a saldıran “Necip Fazıl ve Erdoğan Düşmanları” Karar gazetesi taifesiyle alâkalı bir yazı kaleme aldı.

Dergimizin orta sayfasını Ukrayna-Rusya geriliminin hat safhaya ulaştığı Donbass hâdiselerine ayırdık. Yine bu meseleyle alâkalı soruşturmalarımızı okuyabileceksiniz.

Ahmed Ulusoy, İtalyan gazeteci Giulio Meotti’nin kaleme aldığı “Erdoganistan: The New Islamic Superpower? (Erdoğanistan: Yeni bir İslami Süper Güç mü Doğuyor?)” başlıklı makaleyi Baran okurları için tercüme etti.

Eren Haklı, “Hutbeler, Ele Tutuşturulan Birer Kâğıt” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Dergimizde ayrıca sizler için derleyip-yorumladığımız haberleri de bulabileceksiniz.

Nice sayılarda görüşmek dileğiyle.

Allah’a emanet olun.