O, “âlemlere rahmet” olarak nitelendirilmişti mukaddes Kur’ân-ı Kerîm’de… Nazarı rahmet ile sözleri rahmet ile… Taif’de taşlamışlardı O’nun mübarek bedenini, isteseydi yerle yeksan ederdi o beldeyi... Ama, O “Bilmiyorlardı Ya Rabbî!” diyerek onlar için istiğfar etti. Cânânı olan amcasını katleden Vahşi’yi affederek onun İslâm ile şereflenmesine vesile oldu... Kuşu ölen küçük çocuğa taziyeye giden Resûller Resûlü, yetim ve fakirlerin sığınağı idi…

Güzel her şeyle bezenmiş Efendimiz hakkında Fransa Cumhurbaşkanı esfel-i sâfilîn (Sefillerin en sefili) Emanuel Macron, hakaret dolu karikatürlerin kamu binalarına asılması kararını vermişti. Sözde “ifade özgürlüğü”... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle “zihinsel özürlülük!”

Bir münafık, Hazreti Ömer’e gelip “Peygambere sorduk, böyle böyle dedi ama bir de sana soralım.” dediği zaman adalet timsali Sahabî Efendimiz Ömer-ül Faruk Hazretleri, Peygamber Efendimiz’e güvenmeyen münafığa “Az bekle!” deyip içeri girdi... Kılıcını aldı ve dışarı çıktı, karşısındaki münafığın boynunu vurdu!.. İşte herkes bunu bilsin... Bizim selefimiz böyledir, biz de bu yolun neferleriyiz... Allah’ın izniyle!

“Bir şey yapmak gerekir…” sözünün muhakkak altının doldurulması kanaatinde olmalıyız. Elbette sürekli “bir şeyler yapmalıyız.” diyenin hiçbir şey yapmadığınıın idrakinde olarak. Fikirden sonra amel gelmediği takdirde tembellik zuhur etmektedir.

Fransa’daki İslâm karşıtı hâdiselere binaen de iman öfkesinin gereği olarak içi içine sığmayan ve bir şeyler yapılması gerektiği kanaatindeydik. Zira Türkiye’de herkes üzerine toprak atılmışçasına sessizdi. 25 Ekim Pazar 14.53’te Ayasofya Camii Meydanı’nı karargâh olarak belirledik. Sosyal medyadan ilanlarımızı yaptık. Bu konuda, Anadolu Akıncıları, Kavram Hareketi, Fikr-i İntibah Hareketi Müdafaa-i İslâm, Nesl-i Âti, Serdengeçtiler, Mihrap gibi platformlar bir araya geldik. Sosyal medyadan gereken duyuruları yaptık ve güzel bir etkileşim aldık. Akşam vakti Emniyet Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı tarafından gelen telefonlarda “Güzel bir iş yapıyorsunuz ama bu işi Ayasofya’da değil de Beyazıt Camii’nin orada yapmanızı rica ediyoruz. Mâlum pandemi ve muhtelif sebepler...” denildi. Bu görüşmeden sonra tekrar duyuru yaparak Beyazıt Meydanı’nda toplanacağımızı ilân ettik.

Vakit geldi, meydanda toplandık. Evvela salavat ve tekbirler ile başladık, akabinde Fatih T. Doruk açılış konuşması gerçekleştirdi. Mikrofonu eline alan Hasret Yıldırım, basın açıklamasını büyük bir şevk ile okudu. Daha sonra Nesl-i Âti platformundan Onur Yılmaz ufak bir açıklama yaptı. Kapanışı da Emrullah Akdoğan ilahiler, ezgiler ve dualar ile yaptı. DHA, CNN, Fetih TV ve muhtelif haber kanalları da fotoğraflar çekti ve röportaj gerçekleştirdi. Son birkaç senedeki eylem-protestolara damga vuran Anadolu Akıncıları’nın “İstikbâl İslâmındır!” yazılı pankartı büyük alâka uyandırdı. Desteğini esirgemeyenlere teşekkür ederim...

Bir avuç insandık desem yalan olmaz. Her şeyi beğenip-paylaşan Müslümanlar niyeyse mevzu aksiyoner olmaya gelince üç maymunu oynuyor... 100 küsur Müslüman bize destek verdi. Müslümanlık sadece sosyal medyada olmaz. Ne kadar tembelleştiğimizi bir kez daha görmüş olduk! Hele böylesi hassas bir mevzuda, mesele Peygamberler Peygamberi’yken... Ayıp oldu biraz! Derinden üzüldüm. Fakat önemli olanın kemmiyet değil keyfiyet olduğunu unutmadık. Zira eylemin tesiri büyük oldu. Eylemin ardından gidenler gitti, küçük bir grup kaldık... Etraftaki bir çay ocağında oturup hasbihal ettik, tanıştık ve muhabbet ettik. Bu da eylemin güzel bir yönüydü.

Akşama basına düşmüş olduğumuzu öğrendik. Özellikle Cumhuriyet paçavrasının haberi bizi oldukça güldürdü, alay konumuz oldu. Haberciliğin bu kadar namussuzlukla yapılması gerçekten alay konusudur… Biz orada İslâm Peygamberi için toplanmış iken Hasret Yıldırım’ı işaret ederek “Büyük provakatör” diye başlık atmışlar. Akıllara gelen referanslarını da haber içerinde yazmışlar: “Cübbeli Ahmet’in provokatör dediği kişi!..”

Fransa ve dünya basınına eylemin düşmüş olması da tesirini gösterdi. Kemmiyetten ziyade keyfiyetin önemini bir kez daha tecrübe ile öğrendik. Allah-u Azze Celle bizleri izzetsiz, pısırık, namussuz, tembel ve korkak olanlardan eylemesin... Âmin!

Baran Dergisi 720.Sayı