Taha Üçışık (Arvas): Necip Fazıl bunun için uğraştı. Zaten Necip Fazıl’ı biz tarif ederken dar bir çerçevenin içine oturtuyoruz. “Şair Necip Fazıl” diyoruz, adamı bir şiirin içinde oturtuyoruz, “tiyatro yazarı Necip Fazıl”, “roman yazarı Necip Fazıl”, “gazeteci Necip Fazıl” diyoruz. Ya bunlar Necip Fazıl’ı küçültmek, yok etmek, çapını küçültmek içindir. Necip Fazıl bir dava adamıdır! Bir Mücahiddir! Şimdi bir adam çok kavgacıdır; ama bir kavgaya gider tabancayla… Öyle gerekir… Bir kavgaya gider yumrukları ile, bir kavgaya gider kürek sapıyla, bir kavgaya gider sopayla, bir kavgaya gider muştayla; ama adam neticede kavgacıdır. Üstad ise mücahiddir, o gün için o kavgaya ne ile girmesi gerekiyor ise onunla girmiştir. Şiirle mi, dergiyle mi, günlük yazı yazmak ile mi, konferans ile mi var, ideoloji ile mi? Hepsi Necip Fazıl’da var… Neden? Adam basit bir adam değil. Şimdi bir adama bakıyorlar şair diyorlar, Şimdi Nazım Hikmet’i komünist bir şairlikten başka ne ile anıyorlar. Adamın Üstad gibi “İdeolocya Örgüsü”, böyle geniş ufku yok, eseri de yok, şimdi biz niçin getirip de Üstadı, küçültmeye çalışıyoruz? O gün için şiir ile mücadele etmek gerekmiş. Biri çıkmış meydanda bağırmış, o gitmiş konferans salonunda bağırmış. Nerede ne gerekiyorsa o enstrümanı, o silahı kullanmış olan büyük bir mücahiddir. Ve de Abdülhâkim Arvasî Hazretlerinin en büyük kerametlerinden biridir. Çünkü mevziye girmiş bir topu ele geçiriyor, namluyu bir taraftan bir tarafa 180 derece çevirmiştir. Mesela şapkayı giymezdi ve her türlü şapkaya çok kızardı. “Fransa’ya okumaya gittiğimde, gemiler boğaza dubaya yanaşıyor. Karadan aştı tekne, beni gemiye götürecek, artık pis fesi giymeyeceğim, şapka giyeceğim diye, alıp denize attım. Fese bile bu kadar kin ve nefret içindeydim” diyor. Şimdi Necip Fazıl’ın durumu bir inkârdır, bu bir reddir… Neyi reddir? Geçmişi reddir. Geçmişi reddetmek imandandır. Sahabi geçmişi reddetmese Peygamberin peşinden gider miydi? Etmeyenler ne oldu, onu kabul edenler ne oldu? Bir yerde inkâr kurtuluştur, bizim açımızdan; çünkü o yaptığının yanlış olduğunu, hata olduğunu, artık o yolda gitmeyeceğini, onun beni felakete götürdüğünü, bundan sonraki hayatımda onu asla anmayacağını… O hayatı reddetmedikçe hiçbir şey olmaz.

Röportajın tamamı için TIKLA