Baran Dergisi 332. sayı önsözü;

Selâm ve Duâ ile,
Bu hafta içerisinde şair, fıkra muharriri, edebiyatçı ve hepsinden ehemmiyetlisi büyük aksiyon adamı "Kurtarıcı Mütefekkir" Üstad Necib Fazıl'ın doğum ve ölüm yıl dönümlerini idrak edeceğiz. Bu vesileyle dergimizin kapağını Üstad'a ayırdık. 
Küfrün kendi hakimiyetini Müslümanlara tatbik edebilmek adına en cevval, en şedid olduğu demlerde İslâm davasının haklılığını üzerine giyerek meydan yerine dikilen ve pörsümüş imanları yeniden heyecana getirerek yakın gelecekte idrak edeceğimiz İslâm İhtilâli ve İnkılâbının madde ve mânâ şartlarının hazırlayıcısıdır Üstad Necib Fazıl.
Yıllardır, bu muazzam ihtilâl hareketinin önünü almak isteyenlerce yalnızca şair ve fıkra muharriri olarak görülmeye ve gösterilmeye çalışılıyorsa da Üstad'ın fikirleri, "mutlak fikir" önünde set ve barikat tanımaksızın ilerlemektedir. Gelinen noktada İslâm ve Üstad düşmanları, O'nu ve ideallerini durdurabilmek adına fikirlerinden bahsederek bu ambargoyu bir nev'i kendi elleriyle kaldırmış bulunmaktadırlar.
Diğer bir taraftan milletimizin iftiharına mazhar olabilmek adına Üstad'a yanaşan, buna mukabil Üstad'ın "500 Yıldır Beklenen Fikir Adamı" olarak müjdelediği Salih Mirzabeyoğlu'nu görmezden gelen keleşlerin de ne mal olduğu da ortadadır.
Bu vesileyle dergimiz kapağında "İslâm İhtilâl ve İnkılâbını Örgüleştiren Adam - Yalnız Şair, Fıkra Muharriri, Şu veya Bu Değil KURTARICI MÜTEFEKKİR" diyerek hem Üstad'ı anıyor hem de davasının davamız, kavgasının kavgamız olduğunu hatırlatıyoruz.
"İslâm'a Muhatap Anlayış" yalnız bugünün değil, dünün ve yarının da meselesidir... Dünyada değişen şartlara nisbetle güneşi değil de gören gözü yenilemenin, sırat-ı müstakim üzere olabilmenin ve kalabilmenin davasıdır İslâm'a Muhatab Anlayış davası. Konuyla alakalı olarak yazarlarımızdan Sezai Kırlangıç'ın "İmam-ı Azam'dan Salih Mirzabeyoğlu'na İslâm'a Muhatab Anlayış Davası" başlıklı yazısını okuyabilirsiniz. 
*
Salim Muhammed -nam-ı diğer Çakal Carlos- dergimiz bu sayısında "Tiyatro Mahkemem - Hatay Patlamaları" başlıklı yazısında kendisinin yargılandığı tiyatro mahkemeden ve Reyhanlı'daki Patlamalardan bahsediyor. 
İnsanlar bir ideal ekseninde buluşur ve istikâmet üzere ilerlemeye başlarlar. Yolda geçen zaman zarfında meydana gelen başarılar, galibiyetler, mağlûbiyetler gibi etkenler hedefin flulaşmasına ve hattâ kimi zaman da yitirilmesine neden olur. Bu bakımdan dava sahibinin tıpkı iman tazeler gibi zaman zaman davasını tazelemesi gerekmektedir. Aksi hâlde yolun sonunda erişilen menzil kimi zaman hiç de istenmeyen yerlere çıkabilir. Bu konuyla alâkalı olarak Sezai Dilbilen'in "İdeolojik Eğitim ve Cebhe Faaliyetleri" başlıklı yazısını dergimizde bulabilirsiniz. 
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun haftalık olarak dergimiz sayfalarında tefrika edilen Ölüm Odası B-Yedi adlı eserinin 157. bölümü olan "Divançe - Nedim-î Kadîm" başlıklı bölümü aynı sayfasındadır.
Reha Süvari'nin Türkiye'deki zihin kontrol mağdurlarını araştırdığı yazısının "Türk Zihin Kontrol Mağdurları: Prof. L. Özdamar" başlıklı bölümü de dergimizdeki yerini almıştır.
Bu hafta içerisine tevafuk eden hadiselerden birisi de kutlu Kumandan ve kutlu askerinin İstanbul'u, kâfirin kalbini fethi ve Ayasofya'yı İslâm'ın emrine tahsis etmesidir. Bu sene-i devriyesinde de emanetine hakkıyla sahib çıkamadığımız Fatih'e karşı mahcubuz. Bu mahcubiyetlerin artık dillendirilen şikâyetlerden taşarak fiile dökülmesi ve emanete layıkıyla muamele edileceği günlere Allah'ın bizi eriştirmesini diliyoruz.
Önemine binaen dergimize aldığımız iktibas, haber ve analizlerle dergimiz muhtevası tamamlanmaktadır. Gelecek sayıda buluşuncaya dek selâmetle kalınız...