Dağlık Karabağ'daki aktüel vaziyet hakkında konuşmak istiyorum. İki ülkenin mevcut sınırları Sovyetler Birliği döneminde Stalin zamanında çizildi. Stalin, Gürcistan asıllı birisiydi. Sovyetlerin dağılmasının ardından iki ülke sınırında büyük sorun çıkmaya başladı. Bu sorunların çözümü Moskovada aranırdı. Yine Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki çatışmaların sona erdirilmesi için Moskova’da dışişleri bakanları bir araya geldi. Stalinin jeostratejik kararı bir çeşit emperyalist karardı. Bu karar sebebiyle o günden bugüne insanlar savaşıyor, birbirlerini öldürüyor, birbirlerinin varlıklarını yok ediyorlar.

Dağlık Karabağ’ın çoğunluğu Ermeni kökenli olmasına mukabil Azerbaycana bağlı, uluslararası çapta böyle kabul ediliyor. Bu karışık sorunu çözmek için yine Rusya harekete geçmiş görünüyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov çok akıllı bir adam. Dünyadaki en iyi dışişleri bakanlarından birisi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, tabiî olarak Azeri Türklerini destekliyor. Çünkü onlar Anadolu Türklerinin kuzenleri ve arkadaşları... Türkiye ve Rusya, takındıkları tavır itibariyle düşman değil, iki dost ülke. Bazı bölgelerde ve Azerbaycan-Ermenistan meselesinde ise fikir ayrılıkları var.

1917 Rus Devrimi'nden evvelinde bugünkü Türkiyenin bir imparatorluk olduğunu unutmamalıyız. Ne yazık ki Osmanlı dağıldı... Fakat Erdoğan, sorunları değiştirebileceğini, çözebileceğini ve Türkiyenin imparatorluk zamanına geri dönebileceğini gösterdi. Artık daha güçlü bir Türkiye var ve bölgedeki ana güç!.. Bölgesel bir Müslüman güç olan Türkiye, sadece Türklerin devleti değil... Bölgenin bu güce büyük ölçüde ihtiyacı var. Bunu asla unutmamak gerekiyor. Türklerin idare ettiği; fakat diğerlerine haklarının verildiği, herkese kucak açan bir devlet olma vasfına uygun kararlar verilmeli. Türkiyede eskisi kadar olmasa da hala Hıristiyanlar yaşıyor. Ermeniler de öyle... Bugün Türkiyenin Azerbaycan'a müdahale etmesi, imparatorluk geçmişinden, tarihinden gelen bir haktır. Ermenistan'ın bugünkü tutumuyla bu sorun çözülemez. Ermeniler Türk İmparatorluğu'na çok yakındı ve zamanla saraya kadar girip devlet idaresinde söz sahibi olmuşlardı. Sultanın hazinesinin sorumluluğu Ermenilerdeydi. Bir Yahudi mezhebi eliyle Türk imparatorluğu yok edilene kadar bu böyleydi. Sultanı devirdiler ve Kemal Atatürk'ü iktidara getirdiler.

Ne olursa olsun, Avrasyada Türkler var ve Türkiye buralardaki iç çatışmaları çözmekle yükümlü. Türkiye her ne kadar bugün bir imparatorluk olmasa da, geçmişi referansıdır. Tüm milletler sınırlara saygı göstermelidir. Ne olacağını bilmiyoruz, ama daha iyi olacağını umuyorum. Bazı Ermeniler ile Azeriler arasındaki kavga utanç verici ve aptalca. Mesele şu ki, daha önce yüzyıllar boyunca birlikte yaşadıkları gibi yaşamalılar. Sınırları istediğiniz gibi değiştiremezsiniz. Dağlık Karabağ’da Ermenistan’ın kontrolünde yaşayan insanların bir gücü yok. Yaşanan bu çatışmalar en çok oradaki Ermenilere zarar veriyor. Ermenistan’ın politikaları oradaki insanları mağdur ediyor. Ermenistan sürekli soruna sebep oluyor ve bu şekilde devam ederse asla başarılı olamayacak. Bugüne kadar bu ve benzeri politikalar sebebiyle kaybettiler, aptallık etmeye devam ederlerse netice yine aynı olacak. Kaybedecekler! Çünkü, Türkiyeyi karşılarına aldılar. Türkiye, NATOnun asker sayısı bakımından en büyük güçlerinden birisi. Türkiye, sınırında yaşanan çatışmalarda doğrudan yer almasa da büyük etkisi olacaktır diye düşünüyorum.

Rusların, Ermenilerden yana tavır alacağı biliniyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de çok çok akıllı bir adam. İyi bir Hıristiyan ve Ermeni Kilisesi de tarihteki en eski Hıristiyan kiliselerinden birisi. Tarihî bakımdan bu önemlidir. Sırf bu sebeple dahi Ermeniler asgari saygıyı hak ediyor. Ne yazık ki Ermenistan hükümeti bu saygıyı zedeleyecek hareketler yapıyor. Her ne kadar iyisini ümit etsem de, bu hususta iyimser değilim, bu çatışmanın devam edeceğini düşünüyorum. Ermenistan halkının, Ermenistan Cumhuriyeti'nin neden böyle bir hükümete sahip olduğunu merak ediyorum. Umarım işler normale döner ve kavgalı olan bu insanlar barış içinde birlikte yaşamaya başlar. Birbirlerine hediye vermeye, birbirleriyle uğraşmamaya, birbirleriyle ticaret yapmaya ve dünyalarını büyütmeye devam ederler. Türk imparatorluğu yıkıldığından beri bölgedeki bu sürtüşmeler devam ediyor. İnsanlar eskiden serbestçe hareket edebildikleri yerlere artık gidemiyor, sınırlar buna engel oluyor. İnsanların yine Türk imparatorluk döneminde olduğu gibi birbirlerine saygı ihtiyacı var ve bu gerçekleşecek. Belki söylediğim bir hayal gibi görünebilir ama hayal olduğunu zannetmiyorum. Taraflar anlaşıp Osmanlı imparatorluğu dönemindeki gibi yaşamayı öğrenmeli. Bu olmazsa çok büyük bir savaş olacak. Korkunç bir savaş!.. Böyle bir savaşta herkes zor duruma düşecek. İnsanlar ölecek. Birbirlerini sevmesi gereken insanlar arasındaki bir savaşta insanlar ölmemeli, sorunlar barışçıl bir şekilde çözülmeli. Dağlık Karabağ'ı ele geçiren aşırılık yanlısı Ermenistan hükümeti sebebiyle şartlar umut verici görünmüyor.

***

Venezuella’da da bir savaş devam ediyor. Ailemle konuştum, ülkede yeterli petrol yok, böyle bir ülkede petrol bulmak için mücadele ediyorlar. Venezuella, petrol rezervleri bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden birisi. Bu sorunun sebebi petrol endüstrisinin ABDden gelen makinelere dayanması ve bu makinelerin ülkeye girişinin engellenmesi. Petrol sebebiyle bir ülke harabeye çevrildi. ABDde Kasımda seçimler yapılacak ve neler olacağını daha net göreceğiz. Venezuella halkının yeni ve daha güçlü Amerikan saldırılara karşı direnmeye hazır olduğunu ümid ediyorum.

Allahü Ekber!

10.10.2020

Baran Dergisi 718.Sayı