Ey Âdemoğlu! Dikkat et, ADINI bizzat Allah’ın koyduğu O ulu Ramazan geliyor, bir asker disiplini içinde “hazır ol”a geç ve bekle. Üç ayların sonuncusu ve senin ayın olan o mübarek ay bizi şereflendirmek için geldi, geliyor.
Unutma ki, Ramazan, azgınlık ayı değil, sekene ayıdır. Ramazan ayı eğlence ayı değil, tevbe, istiğfar, Kur’an zikir, fikir ve oruç ayıdır. Nefisleri terbiye eder, Şeytanları zincire vurur, seni o mel’un şeytanın şerrinden korur. Seni Ramazanı bahane ederek herkes teravih namazına giderken çay bahçesine yorgunluk atmaya gidiyorum diye namaz kılmaktan kaçmaman için uyarır.
Kaş yapayım derken göz çıkarmaya dönüşen Belediyelerin iftar çadırlarında tam bir karnaval havası içinde geçen iftar yemekleri, eğlence masası gibi, Amerikan kolası, Alman çikolatası, Rus salatası ile donatılmış süslü masalarda kadın erkek karışıklığının hoş olmayan uyarsızlığının yanında bir de müzik zırıltısı… Bunların hiç biri Ramazan ayının kudsiyeti ile bağdaşmaz.
İftarın peşinden namaz yok, dua yok, şükür yok, gelsin çaylar, çakılsın çakmaklar, tüttürülsün sigaralar, oh ne güzel Ramazan… Bir kere daha söylüyorum;
Ramazan eğlence ayı değil, sersemlik ayı değil, oruçluyum bahanesiyle sağa sola hırlama, bilir bilmez her konuya zıplama ayı hele hiç değil. Tam tersine; tatlı dil, güler yüz ve nazik söz söyleme, teravih namazlarında buluşma, tanışma, yardımlaşma, selamlaşma ayıdır.
Bu gelen Ramazan, amcamızın oğlu, halamızın uşağı Ramazan değil ki, laubalilik, nizamsızlık ve ciddiyetsizlik modunda karşılayalım. Kulluk şuurunu bilinçaltına iyice yerleştirmiş olan gerçek Müslümanlar, nizam intizam ve vakar sahibi olmak mecburiyetindedirler.
Değerli okuyucu dostlar,
Yüce Rabbimizin bize bir aylığına faydalanın nurlanın ve de onurlanın diye gönderdiği bu mübarek Kur’an fuyuzatı ve sünnet ışığı altında bir temizlenme ayı olan Ramazan-ı şerifi hürmetle karşılamak, saygı ve tevazuda kusur etmemek zorundayız.
Rabbimizin her hicri yılın dokuzuncu ayı olarak gönderdiği bu Ramazan ayı, kıyamet kopana kadar ilelebet tam zamanında ve sakin sessiz sedasız gelip bir ay boyunca camilerde meydanlarda ve kalblerde, Allah ve Resülü’nün aşkı adına haykıran Allah dostlarının kutsal bayramı olarak kayda geçer semavat katlarında.
Bu mübarek Ramazan ayı, üç kuruş fitre, on kuruşluk zekât vermekle hava atılacak, kasılıp katlanılacak, gururu kabaracak bir ay değil; sağ elin verdiğini sol elin bile duymasını mahzurlu gören bir aydır Ramazan.
Evet, fitre ve zekâtlar sahiblerine verilecek, düşkünler aranıp sorulacak, hayır kurumlarına müracaat edilerek nerede yetim öksüz var sorulup danışılıp fakirlerin, yetimlerin, öksüzlerin nafakaları gönderilecek.
Güç sahibi zalimler orta doğuyu ne hale getirdiler görüyorsunuz.
Suriye, Irak, Gazze, Filistin ve Afgan halkı ne halde malum… Her birisi aç biilaç yollarda, dağlarda, deniz kıyılarında, ölüm botlarında hayat kavgasındalar, onlara fitre ve zekatlarınızın mutlaka ulaştırılması lazım. 
Daha üç aylar girmeden dilimizden düşürmediğimiz;
“Allahümme barik lena fi recebe ve şaban ve belliğna Ramazan” duasının tecelli ettiği ve sağ salim huzurla kavuşturup sevinçle karşılayabilmeyi bize layık gören yüce Mevlamıza HAMD etmenin gerekliliğini ayan beyan bize hatırlatan bir aydır Ramazan.
Bilmiş olasınız ki, Ramazan boyunca yoksulları gözetmek, iftar yemeği vermek, Efendimizin hadisine göre fakirlerle birlikte iftar etmek, zenginlerin şatafatlı gösterişli iftar panayırlarından uzak durmak Cenab-ı Allah’ın hoşuna gelen amellerdir.
Yazımızın sonuna gelirken şunu da ilave etmek isterim: Ramazanda adam gibi oruç tutmak, dosdoğru namaz kılmak, yalan, gıybet ve boş laflardan uzak durmak, meydanlarda göstere göstere utanmadan zıkkımlanan o biçim Müslümanlara(!) özenmeden, hatta öfkelenmeden sabırla iftarı beklemektir bize düşen.
Sana biri kızıp çatsa bile “ben oruçluyum, ben oruçluyum” diyerek uzaklaşmak Ramazanın şartlarından Resûlullah’ın da sünnetlerindendir.
Cennetteki Babürreyyan kapısından içeri girmeyi bize müjdeleyen Rahmet Peygamberi Efendimize salat ü selam olsun der, Allah-ü Teâla’nın tüm gerçek mü’min kullarının Ramazanı şeriflerini tebrik ederim.
Selam ve Dua ile

Baran Dergisi 490. Sayı