İktisat, temelde bağlı olduğu hayat tarzı ve bağlı olduğu ahlâk ve bağlı olduğu dünya görüşü ve onun da bağlı olduğu din tarafından şekillenen insan ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulu bir mekanizmayken, Fransız İhtilâlinden sonra meydana gelen zihniyet değişimiyle beraber; dini de, dünya görüşünü de, ahlâkı da, hayat tarzını da biçimlendirmeye teşebbüs eden üst bir şube olarak karşımıza çıktı. Bu değişimle beraber yalnız ehram altüst olmakla kalmadı, aynı zamanda devletin varlık sebebi olarak öne sürülen ferd ile toplum arasındaki muvazene de (ekonomi dâhil) birçok unsuruyla beraber tamir edilmez şekilde bozuldu.