Afganistan’da Piyade Yüzbaşı olarak görev yapmış Britanyalı eski asker Ben Obese-Jecty, The Telegraph’ta yayımlanan makalesinde Afganistan’daki 20 yıllık savaşı ve başarısızlığın nedenlerini değerlendirdi.

“Bir Taliban komutanıyla bir NATO askeri subayı arasında, şimdilerde utanç verici bir özdeyiş haline gelen, sık sık alıntılanan uydurma bir hikaye vardır. Modern bir batı askeri gücünün uygulayabileceği güce tanık olan Taliban komutanı, kahincesine, “Saatlere sahip olabilirsiniz, ama bizim zamanımız var” demiş. Afganistan'daki görevin iniş çıkışları sırasında meydana gelen çok sayıda senaryoya uygulanabilecek bir ifade olmasına rağmen, bu özdeyiş şimdiki duruma her zamankinden çok daha uygun.

Afganistan'daki çatışmanın gazilerinden biri olarak, başarmak için bu kadar çok savaştığımız her şeyi bu kadar çabuk kaybetmek yıkıcı ama yine de üzücü bir kaçınılmazlık havası var. Bir Piyade Yüzbaşı olarak, bölgeyi istikrara kavuşturmak ve Helmend vilayetinin en çekişmeli bölgelerinden birinde kontrol sağlamak için çabalarken, Sangin'deki Afgan Ulusal Ordusu'nun ikinci taburuna rehberlik ettiğim ortak bir sefere katıldım. Herrick 11 Operasyonu, savaş grubumuz için maliyetli bir seferdi ve oradaki savaşın vahşeti iyi belgelenmişti. Afgan Ulusal Ordusu'yla çalışmanın getirdiği hayal kırıklıklarına ve karmaşıklıklara rağmen, Afgan güvenlik güçlerinin bağımsız hareket etmesi için gereken beceri ve yetenekleri daha da geliştirmek adına misyonumuzu gerçekleştirmek konusunda kararlıydık.

10 yıldan biraz daha uzun zaman sonra, şimdi bu stratejinin ne kadar başarılı olduğu sorgulanıyor. Bölgede teorik olarak sayıları 350 bin olan asker ve polisten oluşan bir Afgan Ulusal Güvenlik Gücü, nasıl olur da bir rüzgar uğultusuna indirgenebilir? Ezici ve durdurulamaz bir askeri güçten değil, daha küçük ve daha belirsiz bir düşmanın stratejik kurnazlığı karşısında erimekten gelen yenilgi. Psikolojik savaşını Kabil'e ulaşmadan çok önce kazanmış olan bir düşman.

İlerlemekte olan Taliban, ateş açmadan silahlarını bırakmaya istekli ordu birimlerine aman verip, mühimmatları tükendikten sonra teslim olanları vahşice öldürürken, bir grup askerin korkaklık cesarettir dediği bir duruma yol açtı; kim daha ilk başta zar zor kendini adadığı kaybedilmiş bir dava için hayatını gereksiz yere feda etmeye istekli olabilirdi ki?

Afganistan'daki çöküşün hızı ve ölçeği, askeri ve siyasi planlamacıların en kötü senaryosunu bile aştı. Askeri gücü insan ve malzeme ile donatmak için onlarca milyar dolar harcanan 20 yıllık güçlendirme sürecinde gücü yüz kat artan Afgan Ordusu, ancak üç ay dayandı. Afgan hava araçlarını havada tutmak için orada olan 15 bin ABD'li paralı askerin aniden geri çekilmesi ve ardından aç ve silahsız askerlerin teslim olmasına yol açan organik hava desteğinin eksikliği, istihbarat toplama ve lojistik kapasite eksikliği, en iyi ihtimalle saf, en kötü ihtimalle gülünç görünüyor. Afgan askeri kapasitesini dürüstçe değerlendirmedeki başarısızlık, abartılı teorik gücü veya güvenlik durumunun devredilmeden önceki doğal kırılganlığını tahmin etmedeki başarısızlık affedilemez.

Afganistan'ın siyasi liderliğinin yolsuzluk ve bariz ortada olan beceriksizliği, aşiret ve bölgesel bağlılıkların gölgesinde kalan, birçok asker için yalnızca kağıt üzerinde var olan bir ülkeyi savunma emri verilen birliklerin zayıf moraliyle birleştiğinde, askeri çöküşün hızını artırdı. Geçen yıl şubat ayında yapılan moral bozucu Doha Anlaşması’nın stratejik hatası, Başkan Biden'ın sembolik 11 Eylül tarihinden önce çekilmeye yönelik tek taraflı kararıyla birleşen, bir yıl boyunca sürecek bir Taliban güç birikiminin koşullarını belirledi. Cesaretlendirilmiş Taliban kırsal liderlerle anlaşmalar yaptı, izole Afgan birimleriyle yavaş yavaş teslim olma pazarlığı yaptı ve özdeyişe göre, sadece zamanlarının gelmesini bekledi.

20 yıllık kan ve servetin satın aldığı istikrar ve güvenlikten haklı olarak gurur duymalıyız. Ancak, hayatını kaybeden 457 İngiliz askerinin ve daha birçok fiziksel ve zihinsel yarayı taşıyanların yaptıkları fedakarlıklar, kalıcı değişim adına yapıldı. Gaziler ve aileleri, bu fedakarlıkların boşuna olduğu veya Afganistan'daki mirasın, mütabakatı sona erdirmek için aceleyle ABD'nin stratejik hatalarıyla heba edildiği duygusuyla bırakılmamalıdır.

İmtiyazlar kapsamlı olduğu kadar hızlı oldu. Afganistan'da Batı’nın askeri çağının sonunda ortalık yatışırken, Afganistan'daki askeri görevin başarısızlığının önümüzdeki onlarca yıl boyunca yankılanacağının ciddi bir farkındalığıyla karşı karşıyayız. Batı’nın üretebileceği tüm saatler karşısında, İmparatorlukların Mezarlığı'nda zafer kazanmak için gereken tek askeri varlık zaman.”

https://www.telegraph.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Tilbe Akan