Mevcut konjöktüre baktığınızda Rusya-Çin-İran-Suriye ile ABD-İsrail ve Avrupa arasında ciddi bir kutuplaşma var gibi algılanıyor. Görünüşte böyle olabilir ama hakikatte böyle değil. Rusya-Çin-İran-Suriye ile ABD-İsrail ve Avrupa arasındaki kutuplaşma tamamen sanal bir kutuplaşmadır. Kitleler üzerinde yönlendirici ve güdücü bir algı düzeyi oluşturma gayreti içerisinde olan “Yeni Dünya Düzeni” elitleri, gerçek kutuplaşmayı yani İslâm’la-Ehli Sünnetle olanı gizlemektedirler. Tüm gayeleri ve bütün güçleriyle bu iradeyi imha etmek ve yok etmek isteyen bu güçler birçok cephede Ehli Sünnet Müslümanlarına karşı savaşmakta, katliamlar gerçekleştirmekte, soykırıma ve asimilasyona tabi tutmaktadırlar. Rusya Çeçenistan’da, Kırgızistan’da, Dağıstan’da bu iradeye karşı savaşmıyor mu? Çin Uygur Türklerine saldırırken aslolan bu iradenin kökünü kurutmak değil mi? Arakan Müslümanları putperest ve müşrik Budistler tarafından bu inançları sebebi ile öldürülüp, topraklarından sürülmüyor mu? Afganistan’da, Sudan’da, Somali’de bu anlayış silinsin diye yerine sahteleri üretilmedi mi? Suud bu iradenin düşmanı değil midir? İran bu iradenin düşmanı değil midir? Suriye üzerinden “Sünni irade” baltalanmak, yıpratılmak istenmiyor mu? Ve Sünni iradeye karşı diğer mezhepler kışkırtılarak ve tek cephe olması sağlanarak safların ayrışması sağlanmıyor mu? ABD ve İsrail bu iradeyi etkisizleştirmeye çalışmıyor mu? Ilıman İslâm denilen melanet bu iradeyi tahrif etmek için öne sürülmedi mi? ABD ve İran birlik olup Irak devleti paramparça edip aralarında bölüşmediler mi? Yine aynı ABD, selefi kılıklı ajanlar vasıtası ile sızdıkları Müslümanların “canları” üzerinden Müslümanların kültür ve tarihi birikimini harabeye çevirmiyor mu? BM en küçük bir yıkımda bile harekete geçerken böylesi bir tarihi ve kültür tahribine “alkış tutarcasına” seyirci kalmıyor mu?