Bir tarafta Irak’ta, Afganistan’da ve daha nice beldede oluk oluk insan kanı akıtan “katil” ABD, diğer tarafta Doğu Türkistan’da ve ülkenin diğer bölgelerinde Müslüman kıyımı yapan Çin… Müşterek paydaları ise kendisinden olmayanı ve kendisine benzemeyeni katletmekte gözünü bile kırpmamaları; müşterek düşmanları ise maddeci dünya görüşlerine ve menfaatlerine tehdit oluşturabilme potansiyeli haiz olmasına rağmen hain ve işbirlikçi münafıklar yüzünden belini bir türlü doğrultamayan Müslümanlar.

İslâm ve insan düşmanlığı müşterek paydasında buluşan bu iki “süper güç” son dönemde çıkarlar merkezde olmak suretiyle birbiriyle derin bir rekabet içinde. Hâlâ kendisini dünyanın sahibi olarak gören; diğer Batılı sömürgecilerle birlikte “demokrasi” ve “insan hakları” gibi mücerret mefhumların arkasına saklanarak dünyayı sömüren ABD’nin sebep olduğu adaletsizlik, sömürülenlerin bu martavallara karnını doyurdu. ABD’nin artık teklif edecek bir şeyi kalmazken global liderlik iddiası taze Çin ise, tıpkı rakibinin II. Dünya Savaşı sonrası yaptığı gibi ülkelere borç vererek geleceklerine ipotek koymak suretiyle dünyayı kendisine bağlamaya devam ediyor.

Siyasî ve iktisadî sürtüşme, silahlanma yarışı derken tüm sahalarda süren bu mücadele gelecekte doğrudan birbirine karşı olmasa dahi, birbirinin etki alanlarına yönelik bir askerî çatışmaya evrilme ihtimali de taşıyor. Ne diyelim; Kumandan Salih Mirzabeyoğlu’nun “Yarabbi düşmanlarımızı birbirine kırdır!” duâsına “amin” diyoruz.

Haber şöyle:

Dünya gündemini bir süredir meşgul eden mücadelenin taraflarından biri olan katil ABD, çatışmanın diğer tarafı olan katil Çin’e “sen katilsin” dedi. Ayrıca ABD'nin Hong Kong'da bulunan konsolosluğu, Çin'de 1989'da Tiananmen Meydanı'ndaki protestolarda ölenleri anmak için binanın pencerelerine yüzlerce mum koydu. Çin'in Hong Kong Dışişleri Bakanlığı Ofisi'nden yapılan açıklamada, bunun 'Politik bir drama' olduğu ifade edildi.

Çin, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Tiananmen katliamının 32. yılında Çin hükümetini insan hakları konusunda eleştirmesine de tepki göstererek, ABD’nin önce kendi insan hakları ihlalleriyle yüzleşmesi gerektiğini vurguladı.

Blinken, Çin ordusunun 1989’da Tiananmen Meydanı’nda göstericileri dağıtmak amacıyla ateş açması sonucu binlerce kişinin hayatını kaybetmesini anarak, hükümetlerin insan haklarını koruması gerektiğini ifade etmişti. ABD’li Bakan ayrıca ülkesinin Çinli insan hakları aktivistlerini desteklemeye devam edeceğini de vurgulamıştı.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, gazetecilere yaptığı açıklamada, “ABD önce aynaya bakıp kendi insan hakları ihlalleriyle yüzleşmeli” diyerek Blinken’e cevap verdi.

Çin ordusu, 4 Haziran 1989’da başkent Pekin’de bulunan Tiananmen Meydanı’nda siyasi değişim ve yolsuzluğun sona ermesi talebiyle gösteri düzenleyen çoğu öğrenci olan kalabalığı ateş açarak dağıtmıştı. Kanlı baskında kimilerine göre yüzlerce, kimilerine göreyse binlerce kişi yaşamını yitirmişti.

Genç Çinliler Tiananmen hareketini doğrudan hatırlamasa da Çin, anma törenlerinin yapılmasını engellemek, aktivistleri gözaltına almak ve canlı yayın hizmetlerini teknik nedenlerle kapatmak için elinden gelen her şeyi yaptı.