Sevil Nuriyeva, “Rusya Ukrayna gerilimi sıcak krize dönüşür mü?” başlıklı yazısında, Rusya Ukrayna gerginliğine temas etti ve Ukrayna’nın Rusya ve ABD arasında bir koz olduğunu söyledi.

İşte Sevil Nuriyeva’nın Star’daki o yazısı:

Konuyu, Rusya-ABD arasındaki kriz olarak tek başına değil bölgesel gelişmeleri de dikkate alarak okumamız gerekiyor.

Rusya kendisine yönelik çevreleme politikasına karşı direnmekte ısrarlı.

Sovyetler Birliği'nin çöküşünde, ABD ile Sovyet Birliği arasında yazılı olmayan anlaşma söz konusu idi.

Moskova, yakın sınırlarına dokunulmayacak diye ABD'den söz aldı.

Özellikle Ukrayna, Belarus ve Moldova hattı Moskova için olmazsa olmaz sınırlardır.

Geldiğimiz noktada ABD ve genelde batı ittifakının bu söze bakmaksızın Rusya'nın sınırına kadar genişlemeye devam etme niyetini görmekteyiz.

Moskova bu duruma karşı koymak için çevresindeki bölgelere askeri yığınak ve fiili olarak askeri güç ile coğrafyanın tamamına yayılma yolunu takip etmeye başladı.

Bu durumda sıcak çatışmalara girmek yerine çatışan başka iki tarafın oluşmasını sağladı ve kendine, bölgesindeki gerilime fiili müdahale etmek için alan açmış oldu.

Gürcistan örneğine bakılırsa, bunun benzerini Gürcistan işgali ile Rusya nasıl adımlar atacağını göstermiş oldu.

Kırım'ın ilhakını da bunun devamı olarak okuyoruz.

Ukrayna'nın batı ittifakına entegre olmasına Rusya başından itibaren rıza göstermeyeceğini ilan etti. Avrupa Birliği içinde kendine taraftar belirlemeye de devam etti.

Duruma bakılırsa Almanya ve Fransa'nın tutumunu Moskova'nın çalışmalarının sonu olarak okumamız gerek.

ABD, Ukrayna içerisine farklı bölgesel politikalar üretmekte. Bir taraftan Ukrayna'nın içerisindeki dengeleri Batı ittifakı lehine dönüştürme niyetinde.

Rusyacı politikacılara partilere açıktan baskı uygulandı.

İş adamları oligarşi aleyhinde kararlar parlamentosundan geçti.

Bunlar ABD'nin Kiev'den talebi idi.

Poroşenko tüm bunları sonuna kadar yapamadı. Kendisi de oligarşi temsilcisi olan Poroşenko bu dengeyi tam ABD frekanslı uygulamayı başaramadı. Bir nedenle yeni söylemle siyasetçi olamayan bir isim siyaset meydanına çıktı.

Zelenski eğlence sektörünün temsilcisi. Ama destekleyenleri içerisinde Poroşenko ve eski düzene karşı duran herkes vardı. Medya desteğini arkasına aldı. İş adamlarından maddi destek elde etti. Reytingi yüksek idi. Beklentiler yüksek idi.

Şimdi reytingi inişte ve yerine farklı fraksiyonlar birleşmekte. Özellikle iş adamları parlamentodan Oligarşi aleyhinde geçen karar nedeniyle ciddi direnç göstermekte.

Bu Rusya'nın işine yarıyor.

ABD ise Zekenski'nin eli ile tüm engelleri devrim nitelikli kararların geçmesini sevinçle izliyor.

Tabii mesele sadece Ukrayna-ABD hattı üzerinden okunmamalı. Ukrayna, Rusya ve ABD arasındaki bir kozdur.

Biden ve Putin'in Cenevre'de görüşmesi öncesi Ukrayna-Rusya hattında gerilim tırmandı neredeyse herkes sıcak savaş bekliyorken konunun farklı olduğu anlaşıldı.

ABD ve Rusya, Ukrayna üzerinden gard alıyor ve birbirileri ile görüşmenin önemli olduğuna hem kendi iç kamuoylarını hem de dünyayı ikna ediyor.

Simdi yine Putin, Biden görüşmesine hazırlıklı gidiyor.

Tam bu sırada Belarus lideri Lukaşenko, Ukrayna aleyhinde konuşmaya başlıyor ve Rusya'nın yanında duracağını ilan ediyor. Tabii bu Kremlin'in senaryosu.

Çünkü Ukrayna Belarus arasında kriz çıkarsa Belarus üzerinden kriz pekiştirme yöntemi Rusya açısından yeni taktik değildir.

Dolayısı ile yine arabulucu olmuş olacaktır. Yine krizi çıkaran tarafı değil krizi dindiren taraf olacaktır.

Belarus hattı Moskova için şimdi daha çok anlamlı hat oldu.

Ne kadar da anlamlı:

Belarus birden bire Avrupa'ya mülteci sınırına dönüşüyor

ABD'nin kıta Avrupa'sındaki sesi Polonya ile Belarus arasında siyasi söz davası meydana çıkıyor.

Yani kavga tarafı sadece Moskova değil Minsk de gözüküyor.

Bu geleneksel Rusya stratejisidir.

Şimdi yeni kriz oluşturuluyor. Yine önümüzde Putin-Biden görüşmesi beklentisi ve o görüşmeden kırmızı çizgiler belirlenerek sonuç çıkacaktır.

NATO üyesi olan ülkelerin Ukrayna için savaşmayacağı ortadadır. NATO'nun 5. maddesi zaten şimdiki durumda bunun mümkün kılmıyor. Ukrayna'nın NATO üyesi olması için ise ortam ve Ukrayna'nın iç dengesi hazır değildir.

Bu durumda ağız dalaşı devam eder. Ve Rusya sadece ekonomik yaptırımlara hedef haline gelir.

Karadeniz konusu hassas bir konudur ve ısınması bölgedeki herkesi olumsuz etkiler. Türkiye'nin konuya hassas bakması doğaldır.

Kimseye taraf olmaksızın istikrarı sağlayacak her yöntemi değerli pozisyon olacaktır. Şimdilik Biden-Putin görüşmesini bekleyelim. Herkes elindeki kozları aktifleştirdi ve bu görüşmeye Rusya ve ABD ellerindeki yeni kozlarla gidecektir.

Ukrayna söylemlerle ve silah takviyesi ile desteklenir ve bu desteklenme devam edebilir.

Ukrayna için şu anki konjonktürde kimsenin savaşmayacağı açıktır.

Rusya'yı ekonomik yaptırımlarla dengede tutmak şimdiki dönemde mümkün gözüküyor. Ama zamana yayma yöntemi ile ABD ve Rusya kendi aralarındaki hesaplaşma çerçevesini bir daha teyit ediyor ve bu da her iki taraf için şimdilik yeterli durum olmuş olur.

Rusya, ABD'nin kendi çevresine yaklaşmasına direnecek ABD ise yaklaşma konusunda bezdirmeye devam edecek.

Ukrayna, geleceğiyle ilgili stratejileri tüm bu yakın tarihteki tecrübeleri okuyarak belirlemeli. Aksi takdirde kullanılan taraf olarak pek fazla kazanımları olmadan bu büyük oyunun içerisinden çıkmış olur.