CNN’in Beyaz Saray’da görev yapan raportörü Stephen Collinson’un Biden’ın Avrupa ziyareti üzerine kaleme aldığı analizini tercüme ettik.

“ABD, Rus saldırganlığıyla sarsıldı”

ABD Başkanı Joe Biden, Soğuk Savaş sonrası dönemin sonrasında başlayan yeni dönemin açılışını yapmak için Avrupa'da.

Son otuz yıldır ilk kez bir ABD başkanı, kıtanın Rus saldırganlığıyla rahatının bozulduğu ve nükleer gerilimin huzuru kaçırdığı bir dönemi yaşıyor. Batı, artık daimî bir barış çağına girildiğine dair yanılsamasının yasını tutuyor.

Biden'ın Brüksel'de NATO ve Avrupa Birliği liderlerine hitap ettiği ziyareti ve ittifak cephesinin bir devleti olan Polonya'ya yaptığı seyahat -muhtemelen geri dönülmez biçimde- dünyanın nasıl değiştiğini gözler önüne serecek.

Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana otuz yıl boyunca, başkanlar Avrupa'ya gitti ve Batı'nın Nazizm ve Komünizme karşı kazandığı zaferleri idealize etti.

“Avrupa ile ABD arasındaki hissî bağ koptu”

“En Büyük Neslin” (II. Dünya Savaşı’na katılanlar) vefatı sonrası Amerikalılar ve Avrupalılar arasındaki müşterek bağ koptu. Avrupalıların sığınaklar hakkında endişelenmesinin üzerinden otuz yıldan fazla zaman geçti ve Soğuk Savaş'a dair güçlü hatıraları olan insanlar da şimdi orta yaşta. Avrupalı ​​liderler, sağlık sistemlerinden elde ettikleri barış temettülerini nakde çevirdiler ve ordularını ihmal ettiler. ABD, yükselen Asya'yı, yani bir sonraki süper gücü, rakibi Çin'i seyretti.

Avrupa ile ABD arasındaki bağlar, “sınırsız Instagram çağı”nda artık o kadar da gerekli görünmüyordu, özellikle de 40 yıl önce Londra ve Nice’te nadir görülen Ruslar, şimdi gösterişli noktalara yerleşti.

“KGB subayının gözlemi”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, dertler büyürken bir KGB subayı olarak Komünizmin çöküşünü Doğu Almanya'dan gözlemleyip büyük Rusya'yı diriltmeyi kafaya taktı ve her şeyi değiştirdi. Bu süreçte Almanya gibi ülkelerin hükümetlerini de Soğuk Savaş sonrası kayıtsızlıklarından kurtararak Batı'ya meselenin ne olduğunu hatırlattı ve ABD'nin ise transatlantik ittifak konusunda hâlâ ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne serdi.

“Sanal ekonomik yaptırım”

Avrupa'ya yeni bir Demir Perde indi! Rus oligarkların parasına el koyuldu. Starbucks ve Apple mağazaları Rusya’yı boykot etti. Rusya'daki Formula 1 yarışı iptal edildi; sanal bir ekonomik yaptırım uygulandı. NATO, savaş gruplarını sürdüğü Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Slovakya gibi ülkelerle cepheyi genişletiyor. İttifak, Ukrayna'da Rusya ile ani gelişen bir vekalet savaşına kilitlendi ve Başkan Volodimir Zelenskiy'nin askerlerine yüzlerce tanksavar ve uçaksavar füzesi gönderdi. Bu arada, Rusya'nın Ukrayna'da sivil katliamı yapması, şehirleri yok etmesi ve milyonlarca Ukraynalının Avrupa'ya göçü 20. Yüzyılın en kötü geçiş dönemini yaşadığımızı gösterir nitelikte.

Soğuk Savaş sonrası yeni yüzleşme

Moskova ve Pekin gibi otokrasiler, Batı tarzı demokrasiye karşı geniş bir düşman cephesi oluştururdu. Batı ve Rusya şimdi Soğuk Savaş'ın son mücadelesinde veya yeni bir yüzleşme çağındaki ilk mücadelede karşı karşıya.

“Putin dünyanın geleceği için güvenlik sorunudur”

Estonyalı yetkili Jonatan Vseviov, "Putin bu saldırganlıktan bazı kazanımlarla kurtulursa, o zaman bunu tekrar deneyebilir. Ukrayna'ya karşı, diğerlerine karşı, muhtemelen ilerlemeye devam eder. Bu yüzden kesinlikle mağlup edilmesi gerekiyor." demişti.

Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel'in CNN'den Christiane Amanpour'a verdiği röportajda belirttiği gibi: "Putin'in mağlup edilmesini sağlamalıyız. ... Bu, Avrupa'nın ve dünyanın geleceği için bir güvenlik sorunudur."

Biden’in ziyareti

İkinci Dünya Savaşı'ndan yaklaşık 80 yıl sonra hâlâ Avrupa güvenliğinin nihai garantörü olan bir Amerikan Başkanının şu anki ziyaretinin bu kadar kritik olmasının sebebi budur. Biden'ın ziyareti tarihte dönüm noktası gibi görünüyor. Bu yeni çağda Batı, Rusya ile nükleer savaşa dönüşebilecek doğrudan bir çatışmadan kaçınırken, NATO üyesi olmayan Ukrayna'nın demokrasi ve bağımsızlık mücadelesini güçlendirmeye çalışıp Rusya'yı tekrar caydırmaya ve kontrol altına almaya çalışacak.

Putin sonrası bir Rusya'nın Batı'ya daha fazla sempati duyacağının garantisi yok, yaptırımlar Rusları Amerika ve Avrupa'ya karşı daha fazla önyargılı hale getirebilir.

Biden ve Avrupalı ​​mevkidaşları, Putin'e dair bir sonraki adımda ne yapılacağı konusunda en küçük bölünme işaretleri için bile tetikte olmaları gerektiğini biliyor.

Yine de Rusya’ya karşı yaptırımların artırılması konusunda zorlu müzakereler ön plâna çıkıyor… Özellikle AB güçlerinin Rus enerjisine bağımlı olması… Rus enerjisi, en katı yaptırımlara rağmen Batı'nın nakit parasının Moskova'ya akmasını sağlıyor.

Stephen Collinson, CNN Edition 24 Mart 2022