Bloomberg’de Michelle Jamrisko and Ruth Carson imzasıyla yayınlanan ve son dönemde doların hâkimiyetini tehdit eden faaliyetlerin ele alındığı bu makaleyi ehemmiyetine binaen okurlarımız için tercüme ettik:

Amerikan dolarının güçlenmesinden ve bir silah haline gelmesinden bıkan, dünyanın en büyük bazı ekonomileri Amerikan para biriminin tekerine çomak sokmak için yollar arıyor.

Asya’daki en az bir düzine ülkenin de içinde bulunduğu küçük milletler, dedolarizasyonu-dolarsızlaştırmayı tecrübe ediyor. Dünyanın dört bir tarafında şirketler, doların daha da güçlenmesi endişesiyle, benzeri görülmemiş bir biçimde borçlarının önemli bir kısmını yerel para birimleri üzerinden yapıyor.

Hiç kimse doların, ana değişim aracı olma tahtından yakın zamanda indirilebileceğini söylemiyor. “Doların zirvesi” çağrıları birçok defa vakitsiz tecrübe edilmiştir. Fakat çok uzun olmayan bir zaman önceye kadar, ülkeler için global finansal sistemin temelini oluşturan Amerikan dolarını yahut SWIFT ağını atlayan ödeme mekanizmaları arayışı düşünülemezdi.

Bugün ise, Başkan Joe Biden’ın doların katıksız gücünü kullanarak dünyayı Rusya’ya yaptırım için zorlaması ve teknolojik yenilikler, milletleri doların hegemonyasından kurtulmak için teşvik ediyor. ABD Hazine yetkilileri ise, bu gelişmeler hakkında yorum yapmaktan kaçınıyor.

İngiltere Merkez Bankası eski başkan yardımcısı Paul Tucker Bloomberg’de yayınlanan bir konuşmasında “Bu, en basitinden Rusya ve Çin’in dünya ekonomisindeki paylarını, Amerikan doları olmadan yönetmeyi deneme teşebbüslerini artırmasını sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.

30 yılı aşkın piyasa deneyimine sahip yatırım stratejisti ve Millennium Wave Advisors'ın Başkanı John Mauldin, geçen hafta bir haber bülteninde, Biden yönetiminin ABD dolarını ve küresel ödeme sistemini silah olarak kullanmakla hata yaptığını söyledi.

Mauldin, “Bu ABD dışı yatırımcıları ve milletleri, varlıklarını geleneksel güvenli liman olan Birleşik Devletler dışında çeşitlendirmeye zorlayacak.” dedi.

İkili Ödemeler

Rusya ve Çin’in blockchain teknolojilerini kullanmayı da içeren, uluslararası ödemeler için kendi para birimlerini kullanmaya yönelik devam eden planları, Ukrayna müdahalesinden sonra birden hızlanmaya başladı. Mesela Rusya, enerji talebini ruble ile karşılamanın yollarını aramaya başladı.

Kısa bir süre sonra ise Bangladeş, Kazakistan ve Laos gibi ülkeler yuanın kullanılmasını sağlamak için müzakereleri hızlandırmaya başladı. Hindistan, rupinin uluslararasılaşmasını daha yüksek sesle dillendirmeye başlarken, bu ay ise Birleşik Arap Emirlikleri’yle ikili bir ödeme mekanizmasını hayata geçirmeye başladı.

Ancak süreç yavaş ilerliyor. Yuan hesapları, ülkenin Çin ile olan büyük ticaret açığı gibi sebeplerle Bangladeş'te alaka çekmedi. Dhaka merkezli BRAC EPL Stock Brokerage Ltd’nin araştırma sorumlusu Salim Afzal Shawon, "Bangladeş, Çin ile ticarette dolarsızlaştırmayı sürdürmeye çalıştı, ancak akış neredeyse tek taraflı" dedi.

Bu planların temel itici gücü, ABD ve Avrupa'nın Rusya'yı SWIFT olarak bilinen küresel finansal transfer sisteminden çıkarma hamlesiydi. Fransızlar tarafından "finansal nükleer silah" olarak tanımlanan bu hamle, birçok Rus bankasını her gün on milyonlarca dolarlık işlemin yapılmasını kolaylaştıran bir ağdan uzaklaştırdı ve onları bunun yerine kendilerinin kurduğu çok daha küçük versiyonlara yönelmeye zorladı.

Bunun iki mânası vardı. İlk olarak, ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırımları, doların kalıcı bir şekilde siyasi araç haline gelebileceği endişesini artırdı, bu endişe özellikle Çin tarafından da paylaşıldı; ancak Pekin ve Moskova'nın ötesi de var. Mesela Hindistan, kısmen SWIFT'i taklit eden kendi imali bir ödeme sistemini geliştiriyor.

İkincisi ise, ABD'nin para birimini daha agresif bir ekonomik müdahale biçiminin parçası olarak kullanma kararı, Asya'daki ekonomiler üzerinde taraf seçmeleri hususunda ekstra baskı oluşturuyor. Herhangi bir alternatif ödeme sistemi olmazsa, aynı fikirde olmadıkları yaptırımlara uymak veya yaptırımları uygulamak zorunda kalma ve kilit ortaklarla ticarette kaybetme riskiyle karşı karşıya kalacaklar.

Singapur'daki DBS Group Research'ün genel müdürü ve baş ekonomisti Taimur Baig, "Bu döngüdeki karmaşık faktör, Amerikan doları cinsinden varlıklara yönelik yaptırım ve el koyma dalgasıdır" dedi ve ekledi: "Bu durum göz önüne alındığında, Amerikan dolarına bağımlılığı azaltmak için bölgesel adımlar atılması şaşırtıcı değil."

Tıpkı Asya devletlerinin ABD-Çin çekişmesinde taraf seçmekten hoşlanmaması ve her ikisiyle de ilişkileri sürdürmeyi tercih etmesi gibi, ABD'nin Rusya'ya verdiği cezalar da hükümetleri kendi yollarına gitmeye zorluyor. Bazen faaliyetler, Rusya'ya yaptırımların kabul edilmesi için Batı'nın baskısına kızgınlık da dahil olmak üzere siyasi veya milliyetçi bir ton alıyor.

Moskova, Hindistan'ı işlemleri sürdürmek için alternatif bir sistem kullanmaya ikna etmeye çalıştı. Myanmar cuntasının sözcüsü, doların "küçük milletlere zorbalık yapmak için" kullanıldığını söyledi. Güneydoğu Asya ülkeleri de, bu hadiseyi yerel para birimlerini ticarette daha fazla kullanmak için bir neden olarak gösterdi.

Control Risks küresel risk analizi başkanı Jonathan Wood, “Yaptırımlar, düzen sebebiyle, ülkelerin ve şirketlerin jeopolitik çatışmalarda tarafsız kalmasını zorlaştırıyor. Ülkeler ekonomik ve stratejik ilişkilere ağırlık vermeye devam edecek. Şirketler kesinlikle her zamankinden daha fazla çapraz ateş arasında kalıyor ve her zamankinden daha karmaşık uyumluluk yükümlülükleri ve diğer çelişkili ilkelerle karşı karşıya kalıyor.” dedi.

Dolarsızlaştırma eğilimini hızlandıran sadece yaptırımlar değil. Amerikan dolarının aşırı yükselişi de Asyalı yetkilileri çeşitlendirme girişimlerinde daha agresif hale getirdi.

Bloomberg dolar endeksine göre; dolar bu yıl yaklaşık yüzde 7 güçlendi ve 2015'ten bu yana en büyük yıllık artışı gerçekleştirme yolunda ilerliyor. Doların değer kazanması İngiliz sterlininden Hindistan rupisine kadar tüm para birimleri tarihi düşük seviyelere getirdiği için Eylül ayında bu gösterge rekor bir yüksekliğe ulaştı.

Büyük Başağrısı

Gıda fiyatlarının yükseldiğini, borç geri ödeme yüklerinin ağırlaştığını ve yoksulluğun derinleştiğini gören Asya ülkeleri için doların güçlenmesi büyük bir baş ağrısı.

Yükselen bir dolar ülkenin ödeme kabiliyetini felce uğrattığı için ilk kez dolar borcunu temerrüde düşüren Sri Lanka buna bir misaldir. Vietnamlı yetkililer bir noktada yakıt arzı sorunundan doların değer kazanmasını mesul tuttu.

Sonuç olarak, Hindistan'ın BAE ile dolardan daha fazla rupi ile işlem yapmak ve ABD para birimini atlayan ticaret uzlaşma anlaşmaları oluşturmak için uzun süredir devam eden müzakereleri hızlandıran anlaşması gibi hamleler ortaya çıktı.

Bu arada, finans dışı şirketler tarafından yapılan dolar cinsinden tahvil satışları, 2022'de küresel toplamın yüzde 37'si gibi bir rekor düşük seviyeye indi. Son on yılda, herhangi bir yılda satılan borcun yüzde 50'sinden fazlasına, birkaç kez tekabül etti.

Tüm bu önlemlerin kısa vadede sınırlı bir piyasa etkisi olsa da, nihai sonuç, dolara olan talebin zayıflaması olabilir. Mesela, Kanada doları ve Çin yuanının tüm döviz alım satımlarındaki payları şimdiden yavaş yavaş yükseliyor.

Teknolojik ilerleme de dolardan uzaklaşma çabalarını kolaylaştıran bir başka faktör.

Bazı ekonomiler, doların yükselmesinden önce gelen bir kampanya ile yeni ödeme ağları kurma çabalarının bir yan ürünü olarak dolar kullanımından para kazanıyordu. Malezya, Endonezya, Singapur ve Tayland birbirleri arasında dolar yerine kendi yerel para birimleriyle işlem yapmak için sistemler kurdular. Tayvanlılar, Japonya ile bağlantılı bir QR kod sistemi ile ödeme yapabilir.

Tüm bu çabalar, dünyayı yarım yüzyıldan fazla bir süredir küresel finansın temel taşı olan Batı liderliğindeki sistemden uzaklaştırıyor. Ortaya çıkan, doların hala en üstte olduğu üç katmanlı bir yapı, ancak artan ikili ödeme sistemleri ve ABD'nin elindeki hakimiyete sahip olmak isteyen yuan gibi alternatifler var.

Ve devam eden tüm eylemlere mukabil, yakın gelecekte doların hâkim pozisyonuna meydan okunması pek muhtemel değil. ABD ekonomisinin gücü ve büyüklüğü tartışılmaz, Amerikan Hazinesi hâlâ sermaye depolamanın en güvenli yollarından biri ve dolar, döviz rezervleri içerisinde aslan payını oluşturuyor.

Mesela, renminbinin tüm döviz işlemlerindeki payı yüzde 7'ye çıkmış durumda; ancak dolar hâlâ bu tür işlemlerin yüzde 88'ini oluşturuyor.

Otuz yıllık piyasa emektarı ve Melbourne'de K2 Varlık Yönetimi serbest fon araştırma başkanı George Boubouras, "İtibarî cephede rekabet etmek çok zor – Rusya bunu ruble kullanımını zorlayarak yapıyor ve yuan konusunda da ihtiyatlılık var" dedi. "Günün sonunda yatırımcılar hâlâ likit varlıkları tercih ediyor ve bu anlamda doların yerini hiçbir şey tutamaz" ifadelerini kullandı.

Buna rağmen, dolardan uzaklaşan hareketlerin bileşimi, dönemin Fransa Maliye Bakanı Valéry Giscard d'Estaing'in meşhur ifadesiyle ABD'nin sahip olduğu "fahiş ayrıcalık"a meydan okuyor. Onun 1960'larda icat ettiği bu terim, doların hegemonyasının ABD'yi döviz kuru riskinden nasıl koruduğunu ve ülkenin ekonomik gücünü yansıtmasını anlatıyor.

Ve nihayetinde, New Hampshire kasabasındaki bir otelde II. Dünya Savaşı’nın sonunda müzakere edilen ve doları para düzeninde lider yapan sistem olan Bretton Woods modelini tamamen sorgulayabilirler.

66 milyar dolar varlığı yöneten Hong Kong'daki Lombard Odier'in Asya makro stratejisti Homin Lee, son gelişmeler hakkında "Onlarca yıldır kullandığımız küresel ticaret ve uzlaşma platformunun dağılmaya başlayabileceğini gösteriyor" dedi. Lee, "Bunun anlamı: Bretton Woods sisteminden doğan tüm bu ağ (1970'lerdeki Euro-dolar piyasası ve ardından 1980'lerdeki finansal deregülasyon ve dalgalı kur rejimleri), şimdiye kadar geliştirdiğimiz bu platform daha fazla değişmeye başlıyor olabilir” ifadelerini kullandı.

Değerli ders

Kesin sonuç: Kral Dolar, önümüzdeki on yıllar boyunca üstünlüğünü hâlâ sürdürebilir, ancak özellikle de beklenmeyen jeopolitik olaylar yetkilileri kendi yollarına gitmeye teşvik etmeye devam ederken, alternatif para birimlerindeki işlemler için artan ivme yavaşlama belirtisi göstermiyor.

Ve ABD hükümetinin para birimini jeopolitik kavgalarda kullanma arzusu, ironik bir şekilde, gelecekte bu yöntemi etkili bir şekilde uygulama yeteneğini zayıflatabilir.

Son olarak; Endonezya Maliye Bakanı Sri Mulyani geçtiğimiz ay Bali’de gerçekleştirilen G-20 zirvesinde, “Ukrayna'daki savaş ve Rusya'ya yönelik yaptırımlar çok değerli bir ders verecek. Birçok ülke, yerel para birimlerini kullanarak doğrudan -iki taraflı olarak- işlem yapabileceklerini düşünüyor; bence bu, para birimlerinin ve ödeme sistemlerinin çok daha dengeli bir şekilde kullanılmasının dünya için müsbet olduğunu düşünüyorum” dedi.

Tercüme: Faruk Hanedar