Yakup Köse "İhsan Şenocak neden görevden alındı?" başlıklı yazısında İslâm’ın ana omurgası olan Ehl-i Sünnet müntesiblerine her geçen gün saldırıların artmasını ve bu zümre tarafından, Anadolu’yu Anadolu yapan ehli sünnetin hedef gösterilmesini konu ediniyor.

Işte Yakup Köse'nin yazısı:


İlmî ve Fikrî Araştırmalar Merkezi’nin güdücüsü İhsan Şenocak’ın, Samsun Âşık Kutlu Eğitim Merkezi’ndeki görevine Diyanet tarafından son verildi. Henüz Diyanet’ten mevzuyla alâkalı bir açıklama yapılmadı. Lâkin, başta 28 Şubat cuntasının yayın organı olan Hürriyet ve türevlerinden çıkan haberlere bakılırsa Şenocak Hoca azgın laikleri kızdırmasının bedelini ödemiş!

Haçlı ve işbirlikçilerinin 15 Temmuz Anadolu’yu işgal teşebbüsünün ardından, hevalarına göre dini yorumlayıp halka da bunu dikte etmeye çalışan ilâhiyatçılar İslâm’ın ana omurgası olan Ehl-i Sünnet müntesiblerine saldırıya geçmişlerdi. Bu zümre tarafından, Anadolu’yu Anadolu yapan tasavvuf ehli hedef gösterilmişti. 28 Şubat artıkları da bu eşhastan cesaret alarak, eski günlerin özlemiyle hakikati söyleyen âlimlerimizi manşete taşımaya başladılar. Çöplüğü eşeleyen it misâli âlimlerimizin geçmiş konuşmalarını, yazılarını kendilerine göre kesip montajlayıp yayımlıyorlar...

Yukarıda da yazdığım üzere, 15 Temmuz sonrası İslâm’ın ana omurgası olan Ehl-i Sünnet’e ve müntesiblerine saldırılar öylesine arttı ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bile açıklama yapmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı’nın açıklamasını hatırlayalım: “Şu anda birçok insanlar çıktı, türedi. Bu türedi tipler sünneti ciddi mânâda tartışır hale geldiler. Bu tartışmaların özellikle ülkemizde yapılması, bizler için ciddi mânâda bir üzüntü sebebidir. Şunu açık, net söylemek zorundayım. Hoca olmak, ahkam kesmek yetkisini kimseye vermiyor ve dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin sünnetini tartışma yetkisini de onlara vermiyor. Bu tartışmaları açmak, aslında bir neslin ifsadı anlamınadır. Ve bu nesli ifsat etme hakkını da kimse onlara vermemiştir. Kendileri de böyle bir tarzla siyasetin içerisine giremezler, girerlerse bedelini onlar da ağır öderler.”

Allah ve Resûlü’nün haram kıldığı bir hususta halkı bilgilendirmekle vazifeli âlimlerimize bu saldırılar, âlimlerimizin şahsıyla alâkalı değil. İstiyorlar ki, Kur’an’ın ifâdesiyle “hayvadan aşağı” yaşamlarına söz söylenmesin. Ne yani, siz istiyorsunuz diye Allah’ın haram kıldığını helal mi diyeceğiz. Tabiî ki de demeyeceğiz!.. Yediğiniz haltlara ‘helal sertifikası’nı, medyanızda pazarladığınız ilâhiyatçılardan alabilirsiniz. Bir röportaja istediğiniz fetvayı bunlardan alırsınız; zaten alıyorsunuz da!
İhsan Şenocak hocamız da mezkûr lince mâruz kaldı. Şenocak’ın talebeleri ve sevenleri Diyanet’ten bir açıklama bekliyor ama Diyanet’te derin bir sessizlik hâkim. Diyanet’in başında, FETÖ hakkında ancak 15 Temmuz sonrası yazı yazabilen bir başkanın bulunması açıkçası beni çok huzursuz ediyor. Sayın Başkan’ın geçmişine baktığımızda, FETÖ’nün dinimizi ifsad etmeye mâtuf tüm faaliyetlerinde görev aldığını görüyoruz. Ve Sayın Başkan’ın profili, şâyet FETÖcüler 15 Temmuz’da başarılı olsaydı müstakbel Diyanet Başkanı olmaya da münasib!
Sayın Başkan’dan ben hâlâ güçlü bir FETÖ karşıtı açıklama duyamadım. Duyan varsa lütfen beni haberdar etsin. Bir Vatikan projesi olan ve FETÖ üzerinden İslâm dünyasına yayılmaya çalışılan Dinlerarası Diyalog ifsadı hakkında Sayın Başkan ne düşünüyor? Ehl-i Sünnet hakkında ne düşünüyor? Peygamberimiz hakkında ne düşüyor? Hâdîs hakkında ne düşünüyor? Bu ülkenin vatandaşı olarak Sayın Başkan’ın görüşlerini öğrenmek hakkım!
Sayın Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İhsan Şenocak’ı görevden alarak azgın laikleri sevindirdi. Eh ne diyelim, laikler de seni sevindirsin Sayın Başkan!..