2011 yılında Akit’e verdiği röportajda 60’ya yakın ülkeyi gezdiğini aktaran Nimetullah hoca, “Binler, on binler Müslüman oldu. 15 sene evvel İslâm’a davet ettiğimiz bir kardeşimiz, geçen gün gazetede okudum, Müslüman olmuş. Japonya’da insanların İslâm’a ilgisi çok büyük. Az yiyorlar, çok çalışıyorlar ve çok da geziyorlar. 130 milyonluk Japonya’da her sene 16 milyon insan yurtdışına seyahat ediyor. Az yiyip, iktisad ediyorlar. Öyle güzel tepkilerle karşılaşıyoruz ki… Amerika’ya gitmiş adamlar, parkta namaz kılanları görmüşler, ilgilerini çekmiş, Müslüman olmuşlar. “Bize İslâm’ı anlatın” diyorlar. Filistin’e gitmişler, orada eziyet altındaki Müslümanları görmüşler. Onlarla beraber kalıp Müslüman olmuşlar, İslâm’ı öğrenmek istiyorlar, “Bize İslâm’ı anlatın” diyorlar. Bir genci Japonya’da gördüm, Türkiye’ye gelmiş, bir hafta kalmış, Müslüman olmuş. İslâm’ı daha iyi anlayıp öğrenmek için bir daha gelip, çalışmak istiyormuş” diye anlatıyor.

Yumuşak bir üslûpla konuştuğunu aktaran hoca,”Bu şekilde anlatıyorum. Zira Efendimiz (sav) “Müjdeleyin” buyuruyor. Yumuşak üslûpla konuşulduğu zaman insanlardaki sevgi artıyor; ama kızdırarak anlatırsan ters teper.” diyor.

Ali Haydar Efendi Hazretleri’nin talebesi olduğunu söyleyen Nimetullah hoca, “Mahmud Efendi’yle asker arkadaşlığı yaptım. Beraber kaldık. Ben inzıbattım, o da vaiz hocası olarak görev yaptı. Mahmud Efendi Hazretleri’yle muhabbetimiz o zaman pekişti. Aynı şekilde Mehmed Zahid Kotku Hazretleri şeyhimdi… Hizmetlerinde bulundum. Damadı Mahmud Es’ad Coşan Hocaefendi ile beraber zaman geçirmişliğimiz oldu… Allah (cc) razı olsun, Avustralya’da İslâm’ı yaydı. Aynı şekilde Mahmud Sami Ramazanoğlu Hocaefendi’nin de büyük hizmetleri dokundu…İslâm’a davet de cihadın bir boyutu…” diye konuştu.

Avrupa’da meyhanede yaptığı aksiyon dolu tebliği ise şöyle anlatıyor Nimetullah Hoca:

“Avrupa’da içkili yerlere dahi girdik. İslâm’a davet her yerde olur. Sadece caddede-meydanda değil. İçkili mekânlarda İslâm’a davet ettik insanları… Girince “Ey benim mücahitlerim” dedim, hepsi içkiyi bıraktı ellerinden… Ben, “Yüzünüzün nurunu görüyorum, kalbinizde iman sevgisi her şeyden üstün” deyince utandılar, tövbe ettiler, abdest alıp camilere akın ettiler. İçki içen bu insanlar 3-4 gün sonra bizimle beraber diğer insanları İslâm’a davet etmeye başladılar.”