Türkiye’nin altın ithalatı, eylülde 39 ton ile Ocak 2018’den bu yana en yüksek seviyede gerçekleşirken, 9 ayda 621,5 tonla rekor düzeyde gümüş ithalat edildi.

Anadolu Ajansı’nın, Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası verilerinden derlediği bilgilere göre, mayıs ayından bu yana artış trendinde bulunan Türkiye’nin altın ithalatı, eylülde 56 ayın en yüksek seviyesine çıktı.

Buna göre, eylülde 39 bin 33 kilo altın ithalatı gerçekleştirildi.

Türkiye’de, ağustosta 31 bin 343 kilo, geçen yılın eylül ayında ise 2 bin 155 kilo altın ithalat edilmişti. Bu da eylülde altın ithalatının aylık yüzde 24,5 artış kaydettiğini, yıllık bazda ise 18 katına çıktığını ortaya koydu.

Yılın 9 ayında gerçekleştirilen altın ithalatı ise 140 tonu aştı. Bu rakam, geçen yılın tamamında gerçekleştirilen yaklaşık 56 ton altının 2,5 katına işaret etti.

TCMB tesiri

Dünya Altın Konseyi verilerine göre, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), ağustos ayında altın rezervlerine 9 ton daha eklemiş, yıl başından bu yana ise 84 ton altın alımı gerçekleştirmişti. Böylece TCMB’nin toplam rezervleri 478 tonla 2020’nin ikinci çeyreğinden bu yana en yüksek seviyeye çıkmıştı.

TCMB bu rakamla, bu yılın en fazla altın alımı gerçekleştiren merkez bankası olmuştu.

Türk Altın Kaimesi

Yine uzun bir süredir üzerinde durduğumuz hususların başına Türk Altın Kaimesi geliyor. Türk Lirası’nın yabancı para birimleri karşısında hızla değer kaybetmeye başladığı 2018’den beri, Türk Lirası’nın bir paradan beklenen vasıfları yerine getiremediği, bu sebeble de hakiki bir değere endekslenmesi gerektiği, Türkiye için de bu değerin altın olduğunu defalarca kez bu sayfalardan izah ettik. Geçtiğimiz haftalardaysa böylesi bir adım atılmaya yanaşılmadığını görüp, bu sefer Türk Lirası’nın yanına, vatandaşın tasarruf birikimi için kullanabileceği, vadeli anlaşmalarda ve alışverişlerde kullanılabilecek bir altın senedinin basılarak piyasaya sürülmesi gerektiğinden bahsettik. 100 Türk Altın Lirası 1 gram 24 ayar altına tekabül edecek şekilde 5, 10, 20, 50 ve 100 liralık kaimeler basılarak tedavüle sokulmalı, Türk Altın Lirası üzerinden bankalarda mevduat hesapları açılabilmeli ve yine bankalar üzerinden para transferi yapılabilir hâle getirilmeli.

Madem ki yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması arzulanıyor, işte bunun yatırım enstrümanları haricindeki açık ve basit yolu. Bunun dışında böylesi bir kaimenin basılması iç piyasadaki döviz talebinin de azalmasının vesilesi olacaktır. Öyle ya, vatandaş tasarruflarını altına endeksli ve bankaya götürüldüğünde karşılığı kadar fizikî altın alabileceği devlet garantisi altında olan bir senede yatırmak yerine niçin dövize yatırsın ki?
Ayrıca yastık altındaki altınların ekonomiye kazandırılması adına %1-5 arası bir teşvik vermek suretiyle hızlı bir şekilde 1000-1500 ton arası altının ekonomiye kazandırılabileceği açıktır. 

Erdoğan Altına Endeksli Parayı Destekliyor

Biz bu konunun üzerinde bir süredir duruyoruz; fakat yeni tesadüf ettik. 2016 senesinde İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 32. Toplantısı Açılış Oturumu’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası döviz baskısından kurtulmak için “altın” önerisinde bulunmuş, “Finans sektöründe katılımcı finans anlayışının, para biriminde hatta altına endeksli bir adımın atılmasının çok daha isabetli olacağı inancındayım. Altınla ifade ettiğimiz zaman bu para birimlerinin baskısı altında kalmayız.” demiş. 

İslam ülkelerinin küresel krizlere karşı daha dayanıklı hale gelmesi gerektiğini savunan Erdoğan, “Bu bağlamda İslami Finans varlık temelli yaklaşımı ve ahlaki ilkelere verdiği önemli krizlere deva olacak çözümleri önemsiyorum. Onun için de sürekli faizsiz diye konuşuyoruz. Burada bizler uluslararası döviz baskından nasıl kurtulacağız. Bunun adımlarını atmakta fayda görüyorum. Finans sektöründe katılımcı finans anlayışının, para biriminde hatta altına endeksli bir adımın atılmasının çok daha isabetli olacağı inancındayım. İslami finans piyasasının hacmi yılda yüzde 15 büyüme gösterdi. 2015 yılında 2,1 trilyon dolara ulaştı. Biz bunları artık şu veya bu parayla değil, altınla ifade edelim. Altınla ifade ettiğimiz zaman bu para birimlerinin baskısı altında kalmayız. Bu adımı atmakta büyük fayda var. Bu sistemin potansiyelinin 7 trilyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.” ifadelerini kullanmış.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslâm âlemine önerdiği altına endeksli paranın Türkiye’de tedavüle sokulması yalnız Türkiye ekonomisinin döviz baskısından kurtulması ve krizler karşısında direncinin artması değil, aynı zamanda geri kalan İslâm âlemine misâl teşkil edecek olmasıyla beraber ayrıca ehemmiyet kazanmış bulunuyor.

Biz bu bahsi daha evvel kaleme almış olduğumuz “Türk Altın Lirası’ndan Sonraki Adım: Büyük Doğu Ticaret Birliği” başlıklı yazımızda işlemiştik, bu sebeble şimdilik daha fazla uzatmaya lüzum görmüyoruz.

*

Görüldüğü üzere hasta belli, hastalık belli, tedavi de belli… Gereken tek şey tedavi iradesi. Geçtiğimiz hafta açıklanan kararlarla beraber palyatif bir çözüm olarak dövizle payandalanan Türk Lirası’nın artık hakiki bir değer olan altınla kalıcı bir şekilde desteklenmesi kaçınılmaz görünüyor.
Bu kararı almadan geçen her günün maliyetinin bir yandan vatandaş, diğer yandan devlet tarafından ödendiği unutulmamalı!

Baran Haber/AA