Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Katar Yüksek Stratejik Komite 7. Toplantısı'na katılmak üzere resmi ziyarette bulunacağı Katar'a gitmeden önce basın mensuplarına açıklama yaptı.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani'nin davetine icabetle Yüksek Stratejik Komitesinin 7. Toplantısı için Katar'a hareket edeceğini hatırlatan Erdoğan, Şeyh Temim ile ikili ve heyetler arası olmak üzere son derece başarılı görüşmeler gerçekleştireceklerine inandığını dile getirdi.

Erdoğan, "İkili ilişkilerimizde son yıllarda kaydedilen mesafeden inşallah bundan sonrası çok daha verimli bir şekilde devam edecektir. Bugün kardeşim Şeyh Temim'in anne ve babasıyla ailece akşam bir arada olacağız. Onlarla bir yemeğimiz olacak. Yarın da Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantımızı yapacağız." ifadelerini kullandı.

Bu toplantıda heyetler arası görüşmeler olacağını ve en geniş manada bu toplantının gerçekleştirileceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bildiğiniz gibi Türk-Katar savunma noktasında askerlerimizin oradaki üssü söz konusu ve bu üssümüzle oradaki çalışmalarımızı ayrıca yürüteceğiz. Orayı da ziyaret etmek suretiyle Mehmetçiklerimizle orada bir arada olacağız. 2014 yılında Stratejik Komitenin ilk toplantısını gerçekleştirmek üzere adımlarımızı attık. 2015 yılında da Doha'da ilk toplantıyı yaptık. Türkiye Katar ilişkileri iki ülkenin tarihine dostluğuyla ve potansiyeliyle mütenasip bir şekilde stratejik perspektifle günden güne güçlenmeye başlamıştır. Yüksek Stratejik Komite mekanizması çerçevesinde Katar'la bugüne kadar siyasi, askeri, ekonomik, kültürel olmak üzere 69 belge imzaladık. Yapılan anlaşmalar sayesinde işbirliğimizi daha da ileri noktalara taşıdık."

"Mehmetçiğimizle hasbihal edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın yapılacak 7. toplantı vesilesiyle imzalanacak yeni anlaşmalarla dayanışmayı daha da perçinleyeceklerini dile getirerek, Şeyh Temim ile ikili görüşmenin ardından komite toplantısına başkanlık edeceklerini anlattı.

Görüşmelerde ikili ilişkileri tüm boyutlarıyla ele alma fırsatı olacağını belirten Erdoğan, ortak gündemlerinde yer alan önemli bölgesel ve uluslararası konularda da fikir teatisinde bulunacaklarını kaydetti.

Erdoğan, görüşmelerin sonunda Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığını ziyaret edeceğini dile getirerek, "Türk Katar dostluğunun nişanelerinden kuvvet komutanlığımızda görev yapan Mehmetçiğimizle ve komutanlarla hasbihal edeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve Katar'ın son yıllarda karşılaştıkları bölgesel zorluklar karşısında güçlü duruşlarını özellikle koruyan iki devlet olduğunu kaydetti.

Türkiye ve Katar'ın iki dost ve kardeş ülke olarak yakın iş birliği içinde hareket ederek badireleri aşmayı başardıklarını ifade eden Erdoğan, ekonomiden savunmaya, ticaretten yatırımlara kadar pek çok alanda kazan-kazan temelinde ortaklıklarını güçlendirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü Siirt Organize Sanayi Bölgesi'nde açılan Türkiye'nin ilk çinko izabe tesisinin bunun en son örneklerinden biri olduğunu belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yılda 50 bin ton üretimle başlayıp ilave yatırımlarla önce 120 bin tona, sonra 250 bin ton kapasiteye kadar çıkacak bu tesis, ülkemizin çinko ihtiyacının yarısına yakınını da karşılayacak. Temelini attığımız kurşun, gümüş ve sülfürik asit fabrikalarının da hizmete girmesiyle toplam 7 bin 500 insanımıza Siirt'te istihdam sağlanacak. 2023 yılına kadar toplam bedeli 500 milyon dolara ulaşacak bu yatırımı, Katarlı kardeşlerimizin Türkiye'ye ve Türk ekonomisine güveninin bir tezahürü olarak görüyoruz.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizin üzerinden terörün karanlık gölgesi kalktıkça inşallah bu tür yatırımlar katlanarak artacaktır. Bölücü örgütün siyasi uzantılarıyla iş birliği yapanların Katar'a ve Katarlı kardeşlerimizin ülkemizdeki yatırımlarına yönelik hazımsızlıklarının sebebi de budur. Esasen bunların asıl rahatsızlığı Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırım çekmesi, Türk ekonomisinin yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme temelleri üzerinde yükselmesidir. Yabancı ülke büyükelçiliklerine yazılan şikayet mektuplarında uluslararası basına verilen hezeyan dolu demeçlerde hep bunun işaretlerine şahit oluyoruz."

"Körfez'deki diğer ülkelerle de iş birliğimizi geliştirmeye çalışıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 19 yıldır olduğu gibi gelecekte de sermaye ve yatırım düşmanı mandacılara rağmen Türkiye'yi büyütmeye, güçlendirmeye, bölgesinin ve dünyanın parlayan yıldızı yapmaya devam edeceklerini ifade ederek, "Bu amaç doğrultusunda Katar'ın yanı sıra Körfez'deki diğer ülkelerle de iş birliğimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Körfez bölgesinde diyalog kapılarının tekrar açılması ve yanlış anlamaların giderilmesi yönünde yürütülen diplomatik çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye olarak, hiçbir ayrım yapmadan Körfez'deki kardeşlerimizle olan münasebetlerimizi ortak menfaatlerimiz ve karşılıkla saygı çerçevesinde ilerletmeyi sürdüreceğiz. Doha'daki temaslarımızın, Katar'la olan ilişkilerimizin derinleşmesine önemli katkılarda bulunacağına inanıyorum." diye konuştu.

Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid'in Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaret hatırlatılarak Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilere yönelik değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, "Türk yapısı olarak, Türkiye olarak tüm Körfez ülkeleriyle olan birlikteliğimizi, dayanışmamızı bundan sonraki ilişkileri çok daha güçlenerek devam ettirmekten yanayız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu konuda muhalefetin rahatsızlıklarını zaten biliyoruz. Bu rahatsızlıklara rağmen, bu ilişkileri devam ettirmekte kararlıyız. Neticede Katar'a yönelik uygulamaya konulan abluka ve müeyyideler bu yılın başından itibaren kaldırıldı. Şu anda Körfez ülkeleri arasında da bir birliktelik, bir beraberlik, dayanışma yeniden tesis edildi. Tüm bölge ülkelerinin de ülkemizin Körfez bölgesinin politikalarına yönelik attığı ve atacağı adımların bunlar bir işaretidir. Muammed bin Zayid'in Türkiye ziyareti bu adımın bir ifadesidir. Nasip olursa şubat ayında yine geniş, kapsamlı bir heyet ile Abu Dabi'ye bir ziyaretimiz olacak. Şu anda ekonomik ilişkilerde atılan adımları daha da etraflıca ele almak suretiyle ve bu konuda gerek Türkiye'de yapılan yatırımlar gerekse BAE'de yapılan ve yapılacak birçok yatırımla bunu perçinleyeceğiz. Şu anda yine bölgenin en güçlü ülkelerinden bir tanesi olan Katar'la zaten attığımız adımlar bunun nişanesidir ve rakamlar öyle ufak rakamlar değil. Çok ciddi yatırımlarla bunu sürdürüyoruz. Özellikle Türk iş adamlarına yönelik Katar'ın yaklaşımları altyapıda, üst yapıda çok çok yüksek rakamlardır. Bunların artarak devam edeceğine inancım tamdır. Bunlar, şu an itibarıyla Türk iş adamlarına verilen Katar'daki işlerin tutarı yaklaşık 15 milyar dolar civarındadır."

Amerika, İngiltere ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerinin de aralarında bulunduğu 19 ülkenin, Taliban ile ilgili bir açıklama imzalayarak Taliban yönetiminin hükümet görevlileri ve askeri personelle ilgili verdiği sözleri tutmasını istemesiyle ilgili görüşü sorulan Erdoğan, Taliban yönetiminin üst düzey temsilcilerinin bir Türkiye ziyareti olduğunu ve bu ziyarette kendilerinin özellikle de gerek kadınların sosyal hayattaki yeriyle alakalı, gerek çocukların eğitim-öğretimiyle ilgili sözleri olduğunu hatırlattı.

Erdoğan, "Temenni ederiz ki bu sözler tutulur ve bu sözleri tutmak suretiyle de Taliban yönetimi Afganistan'ın dünya ile bütünleşmesi yönünde istikametinde adımlar atar. Bizim de Katar ile olan dayanışmamızda özellikle Taliban yönetiminin Afganistan'da örneğin bir havalimanının yönetimiyle ilgili Türkiye-Katar iş birliğiyle yönetilmesini teklif ediyorlar. Bizler de bunu gündemimize aldık. Bu konuyla ilgili görüşmelerimizi Katar'la da yürütüyoruz. Az önce söylediğim gibi özellikle kadın, çocukların eğitimi, sosyal hayattaki yerleri hassasiyetlerimiz arasındadır." cevabını verdi.

"Biz kesinlikle bu noktada işçimizi zora sokmayacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevapladı.

Erdoğan, asgari ücret ile ilgili bir soru üzerine, şunları kaydetti:

"Biz kesinlikle bu noktada işçimizi zora sokmayacağız. Asgari ücret noktasında da inşallah en uygununu, en ideal olanını gerek brüt gerek net masaya yatırarak nihai kararımızı vereceğiz. Sadece işçi kesiminin memnuniyeti değil, işveren kesiminin de alınan karardan memnun olması gerekiyor." dedi.

"Stokçuluk yapanlar bedelini ağır ödeyecek"

En çok rahatsız olduğu konunun stokçuluk olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

(Stokçuluk) Şu anki cezai müeyyide çok düşük. Mehmet (Muş) Bey'e söyledim, hazırlıklarınızı yapın bu müeyyideyi onları rahatsız edici bir noktaya çıkaralım. Bedelini ağır ödeyecekler. Çünkü vatandaşımıza hele hele gıdada bu tür zulmü yapanlara biz 'Buyur yoluna devam et diyemeyiz."