Koronavirüs salgınının ortaya çıkmasıyla beraber müesses nizamın yüzündeki makyaj döküldü. Her gün dünyanın farklı bir yerinden sistemin çökmenin eşiğine geldiğini, krizin artık içinden çıkılamaz bir vaziyet aldığını açık eden haberler geliyor.

Sadece son bir aya baktığımızda Çin’de inşaat şirketlerinin batması, Avrupa’da yaşanan -başta doğalgaz olmak üzere- enerji sıkıntısı, İngiltere’de tedarik zincirlerinin kırılması neticesinde ortaya çıkan akaryakıt krizi ve market raflarının boşalması, Amerika’da tarihinde hiç görmediği düzeye ulaşan işsizlik problemi, talep artışı ve arz yetersizliği sebebiyle yine Amerika’sından Çin’ine tüm ülkelerde artan enflasyon; bütün bunlara ek olarak ise yaşanan elektrik kesintileri, internete bağlı iletişim vasıtalarındaki aksaklıklar dünyanın nasıl bir noktaya gittiği hususunda bizleri ihtar ediyor.

Salgının başlamasından itibaren ortaya çıkan sorunlara çözüm üretmek adına atılan adımlar, meselelere bütüncül bir perspektiften bakılamadığı için bu sorunları ortadan kaldırmak yerine, başka ve daha büyük problemleri beraberinde getirdi.

Bugünlerde finans sisteminde modern tarihin en büyük krizlerinden biri beklenirken, soğuk geçeceği tahmin edilen kış aylarında enerji tedariğindeki yetersizlik dolayısıyla insanların büyük ısınma sorunları yaşayacağı ve en önemlisi ise, başta mevsim değişiklikleri olmak üzere çeşitli sebeplerle tarım üretiminin sekteye uğramasının kıtlık sorununu ortaya çıkaracağı düşünülüyor.

Zaten hassas dengeler üzerinde duran dünya ekonomisinin, salgının başlamasıyla beraber girdiği türbülanstan çıkması ise son derece zor görünüyor. Bu henüz tam mânâsıyla idrak edilemese de, önümüzdeki günler krizin boyutunun anlaşılmasını sağlayacak hadiselere gebe. 2022 ve sonrasındaki birkaç yıl şirketlerin battığı, ülkelerin borçlarını ödeyemediği, işsizlik rakamlarının tahmin etmesi zor düzeylere çıktığı, Batı ekonomilerinin tıpkı bugünlerde İtalya’da olduğu gibi çıkmaza sürüklendiği yıllar olmaya namzet.

İşin özünde ise, dünyanın yaşamış olduğu bu altüst oluş eskinin öldüğünü ihtar ederken insanlar eskinin yerine yeni olarak neyin koyulacağını bilemiyor. 2022 yılı yaklaşırken Büyük Doğu-İbda dünya görüşü, onun teklif ettiği nizam ve ortaya koyduğu fert-cemiyet anlayışı kendini çok net bir şekilde dayatıyor.