Daha önce Panama belgelerinin sızdırılmasında da işin içinde olan Bosna Hersek merkezli bağımsız araştırma ve gazetecilik kuruluşu Organize Suç ve Yolsuzluk Araştırma Projesi (OSYAP), İsviçre Bankaları'nın dahil olduğu devasa bir yolsuzluk skandalını belgelerle deşifre edeceklerini duyurdu.

Siyasetçilerin, istihbaratçıların, casusların ve işadamı kisveli kanundışı tiplerin İsviçre’nin önemli bankalarından Credit Suisse’deki hesaplar üzerinden İsviçre bankalarında tuttuğu paraların deşifre edileceği çalışmaya Le Monde, New York Times, The Guardian gibi kuruluşların da bulunduğu 48 medya şirketi destek verdi.

OSYAP sitesinde belgelerin açıklanmaya başladığını duyururken “İsviçre bankaları, on yıllardır gizlilikle eş anlamlıdır” diyerek buralarda çok büyük zenginliklerin yattığını belirtti.

“Ancak bankaların zengin müşterileri için iyi olan, diğer herkes için kötü olabilir. Yolsuz politikacılar veya organize suçlular, paralarını meraklı gözlerden korumak için İsviçre'yi tercih ettiklerinde, kurbanlar o paraları muhtemelen bir daha asla göremeyecekler. Ve kirli para bir kere İsviçre’deki banka hesabına geçtiğinde, herhangi bir yere gitmesi ücretsizdir.” ifadelerine yer verilirken “Ortağımız Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi aracılığıyla OSYAP, 18.000'den fazla Credit Suisse hesabının sızdırılmış kayıtlarını elde etti. Bu büyük bir İsviçre bankasından bugüne kadar gerçekleşen en büyük sızıntı. Bu rakamlar, bankanın toplam varlıklarının sadece küçük bir alt kümesidir.” denildi.

İfşaatlar sürerken The New York Times’ta konu ile alakalı yayınlanan Jesse Drucker ve Ben Hubbard imzalı “Credit Suisse'in Güçlü Adamlara ve Casuslara Nasıl Hizmet Ettiğini Ortaya Çıkaran Büyük Sızıntı” başlıklı yazıyı okurlarımız için tercüme ettik.

Credit Suisse'in Güçlü Adamlara ve Casuslara Nasıl Hizmet Ettiğini Ortaya Çıkaran Büyük Sızıntı

İsviçre bankalarının müşteri listeleri, dünyanın en sıkı korunan sırları arasında yer alır ve dünyanın en zengin insanlarının kimliklerini korur ve servetlerini nasıl biriktirdiklerine dair ipuçları verir.

Şimdi, dünyanın en önemli bankalarından biri olan Credit Suisse'den gelen olağanüstü bir veri sızıntısı, bankanın devlet başkanları, istihbarat yetkilileri, yaptırıma tabi işadamları ve insan hakları ihlalcileri için nasıl yüz milyonlarca doları elinde tuttuğunu ortaya koyuyor.

Kendini ihbarcı olarak tanımlayan bir kişi, toplamda 100 milyar dolardan fazla paraya sahip 18.000'den fazla banka hesabına ilişkin verileri Alman Süddeutsche Zeitung gazetesine sızdırdı. Gazete, verileri kâr amacı gütmeyen bir gazetecilik grubu, Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi ve The New York Times da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki diğer 46 haber kuruluşuyla paylaştı.

Veriler, 1940'lardan 2010'lara kadar açık olan hesapları kapsıyor, ancak bankanın mevcut operasyonlarını kapsamıyor.

İsviçre bankaları yasalara uymuyor

Credit Suisse hesaplarında milyonlarca dolar değerinde para bulunduran kişiler arasında Ürdün Kralı II. Abdullah ve eski Mısırlı diktatör Hüsnü Mübarek'in iki oğlu da vardı. Diğer hesap sahipleri arasında 1980'lerde Amerika Birleşik Devletleri ve diğer ülkelerden Afganistan'daki mücahitlere milyarlarca doların aktarılmasına yardım eden Pakistanlı bir istihbarat şefinin oğulları ve uzun süredir devam eden bir yolsuzluk skandalına yakalanan Venezuelalı yetkililer de vardı.

Sızıntı, Credit Suisse'nin yalnızca aşırı zenginlere değil, aynı zamanda sorunlu geçmişleri bir arama motoruna adlarını yazan herkes için aşikâr olan insanlara da hesap açtığını ve hizmet etmeye devam ettiğini gösteriyor.

İsviçre'nin kara para aklamayla mücadele dairesi eski başkanı Daniel Thelesklaf, İsviçre bankalarının suç bağlantısı olan paraları kabul etme konusunda uzun süredir yasal zorunluluklarla karşı karşıya olduğunu söyledi. Ancak, yasanın genel olarak uygulanmadığını belirtti.

Banka sözcüsü: “İddiaları reddediyoruz”

Banka sözcüsü Candice Sun yaptığı açıklamada, "Credit Suisse, bankanın sözde ticari uygulamalarına ilişkin iddiaları ve çıkarımları şiddetle reddediyor" dedi. Sızıntıdaki hesapların birçoğunun onlarca yıl öncesine, "finansal kurumların yasalarının, uygulamalarının ve beklentilerinin şimdi olduğundan çok farklı olduğu bir zamana" dayandığını söyledi.

Sun, Credit Suisse'in belirli müşteriler hakkında yorum yapamayacağını, ancak sızdırılan veri tabanında tanımlanan hesapların çoğunun zaten kapatıldığını söyledi. "Kalan aktif hesaplardan, uygun durum tespiti, incelemeler ve bekleyen hesap kapanışları da dahil olmak üzere kontrolle ilgili diğer adımların atılması konusunda rahatız" dedi.

Sun, sızıntının "son birkaç yılda önemli değişiklikler geçiren bankayı ve İsviçre finans piyasasını itibarsızlaştırmaya yönelik ortak bir çabanın" parçası gibi göründüğünü de sözlerine ekledi.

Sızıntı, 2016 yılında yayınlanan Panama Belgelerini, 2017 yılında yayınlanan Paradise Belgelerini ve geçen yıl yayınlanan Pandora Belgelerini takip ediyor. Hepsi, zengin kişilerin ve kurumların -suçla itham edilenler de dahil olmak üzere- büyük ölçüde vergi tahsildarlarının veya kanun uygulayıcıların yetki alanı dışında büyük meblağlarda para transfer etmesine izin veren bankaların, hukuk firmalarının ve offshore finansal hizmet sağlayıcılarının gizli çalışmalarına ışık tutuyor.

Yeni açıklamaların, İsviçre bankacılık endüstrisinin ve özellikle Credit Suisse'nin yasal ve politik incelemesini yoğunlaştırması muhtemeldir. Banka, iki üst düzey yöneticisinin aniden görevden alınmasından şimdiden sarsılıyor.

İsviçre bankaları hedefte

Sağlam banka gizliliği yasalarıyla İsviçre, uzun zamandır parayı saklamak isteyen insanlar için bir sığınak olmuştur. Son on yılda bu, ülkenin en büyük bankalarını -özellikle de iki devi Credit Suisse ve UBS- ABD'deki ve diğer yerlerdeki vergi kaçakçılığı, kara para aklama ve diğer suçları engellemeye çalışan yetkililerin hedefi haline getirdi.

2014 yılında Credit Suisse, Amerikalıların yanlış vergi beyannameleri vermesine yardımcı olmak için komplo kurmaktan suçlu bulundu ve toplam 2,6 milyar dolar para cezası, ceza ve tazminat ödemeyi kabul etti.

Üç yıl sonra banka, ipoteğe dayalı menkul kıymetlerin pazarlanmasıyla ilgili iddiaları çözmek için Adalet Bakanlığı'na 5,3 milyar dolar ödedi. Geçen sonbaharda, Mozambik'teki bir komisyon ve rüşvet planıyla ilgili bir soruşturmayı çözmek için ABD ve İngiliz makamlarına 475 milyon dolar ödemeyi kabul etti. Ve bu ay İsviçre'de Credit Suisse'in uyuşturucu kaçakçılarının banka aracılığıyla milyonlarca avroyu aklamalarına izin vermekle suçlandığı bir dava başladı.

Adalet Bakanlığı ve Senato Finans Komitesi, ABD vatandaşlarının bankada beyan edilmemiş hesap tutmaya devam edip etmediğini de araştırıyor.

Birkaç eski Credit Suisse çalışanı, geçen yılın sonlarında eski bir banka yetkilisi ve bir avukat tarafından yapılan bir ihbar sonrası açılan davada, federal savcılar bankayı 2014’te suçlu bulduktan sonra bile yüz milyonlarca doları müşterileri için saklamaya devam ettiğini söyledi. (Adalet Bakanlığı'nın, İsviçre bankalarında hesabı bulunan Amerikan vatandaşlarının "Credit Suisse ile devam eden tartışmalara müdahale etmekle tehdit ettiğini" açıklamasının ardından dava reddedildi.)

Eski Venezuella Enerji Bakan Yardımcısı Villabos

Medya konsorsiyumu, son sızıntıya “Suisse Secrets” adını verdi. İlgili 18.000'den fazla banka hesabında, kabaca 100 ABD vatandaşının hesabı vardı, ancak hiçbiri halka açık rakamlar değil.

En büyük ifşaatlardan biri, Credit Suisse'in banka yetkililerinin mali durumlarını içeren şüpheli faaliyetleri işaretledikten sonra bile müşterilerle iş yapmaya devam etmesiydi.

Hesap sahiplerinden biri Venezuela'nın eski Enerji Bakan Yardımcısı Nervis Villalobos'du.

Credit Suisse'in uyum departmanındaki çalışanların onunla iş yapmaktan çekinmek için nedenleri vardı. Medya konsorsiyumu tarafından elde edilen bir İspanyol polis raporuna göre, bankanın elinde bir dışarıdan durum tespiti firması tarafından Villalobos ve Venezuela'nın devlete ait petrol şirketi Petróleos de Venezuela ile ilgili yolsuzluk iddialarını detaylandıran bir 2008 raporu vardı. (The Times raporu inceledi.)

Sızdırılan banka verilerine göre Credit Suisse 2011 yılında kendisi (Villalobos) için bir hesap açtı. 2013'te kapatılan hesapta 10 milyon dolar vardı.

Adalet Bakanlığı tarafından 2017 yılında suç duyurusunda bulunulan Villalobos'un avukatları, taleplere yanıt vermedi.

Venezüella petrol şirketini çevreleyen geniş kapsamlı bir komploya karışmakla suçlanan kişilere ait, toplamda yaklaşık 270 milyon dolar içeren 25 Credit Suisse hesabı vardı. Skandalın ortaya çıkmasına rağmen hesaplar açık kaldı, ancak suç duyurusunda bulunulduğunda kapatıldı.

Mugabe bağlantılı işadamı

Banka ayrıca, Zimbabwe’nin uzun süredir cumhurbaşkanı olan Robert Mugabe'nin hükümetiyle bağları nedeniyle ABD ve Avrupa makamları tarafından yaptırıma tabi tutulan Zimbabweli bir işadamının hesaplarını da açık tuttu. Yaptırımlar uygulandıktan sonra hesaplar birkaç ay açık kaldı.

Sızan banka bilgileri, birçok hükümet yetkilisiyle bağlantılı hesapları içeriyordu. Veriler, yolsuzlukla dolu bir bölgede kamu görevlilerinin ve akrabalarının nasıl büyük servetler biriktirdiği hakkında soruları gündeme getiriyor.

Mübarek ailesi

Mısır'ın eski Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek'in oğulları Alaa ve Cemal Mübarek'in, 2003'te 196 milyon dolar değerinde olan bir hesap da dahil olmak üzere çeşitli noktalarda toplam altı hesabı vardı.

Mübareklerin avukatları The New York Times'a yaptıkları açıklamada, belirli hesaplar hakkında yorum yapmaktan kaçındı, ancak malvarlıklarından herhangi birinin "herhangi bir yasa dışılıkla, kayırmacılık veya nüfuz kullanımının sonucu olarak lekeli şekilde" elde edildiği yönündeki iddianın kabul edilemeyeceğini söyledi.

Açıklamada, sahip oldukları tüm varlıkların "başarılı profesyonel ticari faaliyetlerinden" kaynaklandığı belirtildi.

Ürdün Kralı II. Abdullah

İktidarda kalan birkaç yöneticiden biri olan Ürdün Kralı II. Abdullah'ın, birinin bakiyesi 224 milyon doları altı hesabı vardı.

Ürdün Kraliyet Haşimi Mahkemesi yaptığı açıklamada, banka hesaplarıyla ilgili olarak "yasadışı veya uygunsuz bir davranış" bulunmadığını söyledi. Kralın kişisel harcamaları, Ürdünlülere yardım etmek için kraliyet projeleri ve Kudüs'te koruyucusu olduğu mukaddes mekanların bakımı için kullanılan özel servetinin bir kısmını ellerinde tutuyorlardı.

Terörle mücadelede ABD ile işbirliği yapan birçok ülkeden üst düzey istihbarat yetkilileri ve onların çocukları da Credit Suisse'de para biriktirdi.

ABD ve Pakistan istihbaratı

Pakistan istihbarat teşkilatının başkanı olan General Akhtar Abdur Rahman Khan, Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelelerini desteklemek için Afganistan'daki mücahitlere ABD ve diğer ülkelerden milyarlarca dolar nakit ve diğer yardımların akıtılmasına aracılık etti.

1985'te, aynı yıl Başkan Ronald Reagan Afganistan'a giden yardımın daha fazla denetlenmesi çağrısında bulundu, General Khan'ın üç oğlu adına bir hesap açıldı. (General hiçbir zaman yardım parasını çalma suçlamasıyla karşı karşıya kalmadı.) Sızan kayıtlara göre yıllar sonra, hesap 3,7 milyon dolara kadar büyüyecekti.

Generalin oğulları Ekber ve Harun Han, raporlama projesinden gelen savunma taleplerine yanıt vermedi. Bir kısa mesajda, üçüncü oğul olan Gazi Han, hesaplarla ilgili bilgilerin "doğru olmadığını" söyleyerek, "içerik varsayımdır" dedi.

ABD'nin Saddam Hüseyin'i devirmek için Irak'ı işgal ettiği 2003 yılında, Ürdün İstihbarat Teşkilatı Başkanı Saad Kheir, sonradan 21,6 milyon dolara ulaşacak olan bir hesap açtı.

Hesap, Kheir'in 2009'daki ölümünden sonra kapatıldı.

Mübarek'in uzun süredir görev yapan acımasız casusu Ömer Süleyman'ın ailesinin de bir hesabı vardı. Süleyman 2012 yılında vefat etmiştir. Raporlama projesinin ailesine ulaşma çabaları sonuçsuz kalmıştır.

Sızan kayıtlar, kimliği belirsiz bir muhbir tarafından bir yıldan uzun bir süre önce Alman Süddeutsche Zeitung'a verilmişti. Projede işbirliği yapan düzinelerce haber kuruluşundan hiçbiri, 2015 tarihli bir yasanın gazetecilerin dahili banka verilerine dayalı makaleler yazmasını kısıtladığı İsviçre'de yerleşik değildi.

Muhbir medya konsorsiyumuna yaptığı açıklamada, İsviçre banka gizliliği yasalarının "ahlaksız" olduğunu söyledi. “Finansal mahremiyeti koruma bahanesi, İsviçre bankalarının vergi kaçakçılarının işbirlikçileri olarak utanç verici rolünü örten bir incir yaprağından ibaret” dedi.

The New York Times

20 Şubat 2022