Devletin KDV indirimini zam-indirim oyunuyla raflara yansıtmayan, Whatsapp grupları üzerinden ortak fiyat oyununa imza atarak vatandaşa alternatif bırakmayan, küçük esnafı ezip adeta sepet haramiliği kuran zincir marketlerin son olarak suni yağ krizinde başrol oynaması bardağı taşırdı. Seçmenle iktidarı karşı karşıya getirmeye yönelik suni kıtlık, yokluk ve pahalılık operasyonlarının süpermarket ve tedarik zincirleri üzerinden gerçekleştirildiği belirtiliyor. Türkiye’de 40 bin şubeyle devasa bir ağ kurup tekelleşen zincir marketlerin zam ve etiket oyunlarının tespit edilip Rekabet Kurumu tarafından cezalandırılmış olmasına rağmen ıslah olmadıklarını belirten hukukçular ve yazarlar, ülkenin gıda güvenliğinin tehlikede olduğuna belirterek, daha ağır yaptırımların devreye alınması yönünde çağrı yapıyorlar.

“Beşli Çete” gibiler

Tüm Hukukçular Birliği Başkanı Avukat Mustafa Kuran, şunları dile getirdi: “Millete 28 Şubat’ta musallat olan Beşli Çete, bugün zincir marketler olarak karşımıza dikilmiştir. Milletin gıdasıyla, sepetiyle oynuyorlar. Piyasada gıda sıkıntısı olmamasına rağmen memleketin bu sıkıntılı döneminde bunların yapmadığı kötülük kalmadı. Bugünler elbet geçecektir. Ama olağandışı fiyatlar, stokçuluk ve kazanç hırsıyla yaptıkları kötülükler alınlarında kara leke olarak kalacaktır.

Boykot hizaya getirir

Hem Ticaret Bakanlığı hem Maliye Bakanlığı’nı bu market zincirlerine karşı daha ağır, daha şiddetli ve önleyici tedbirler almaya davet ediyorum. Bataklığın temel kaynağını kurutulmalıdır. Vatandaşı iktidara cephe aldırmaya zorlayan bu beşli çeteye caydırıcı cezalar şarttır.

Milletimiz de şuurlu hareket ederek bunlara geniş çaplı boykot uygulamalıdır. Marketlerin bu zamana kadarki tutum ve davranışlarından aziz milletimiz muzdariptir. Bir aile 10 gün boyunca bu marketlerden alışveriş yapmazsa malları ellerinde kalmış olacaktır. Geniş çaplı bir boykot bunlara ders olacaktır. Bu manada sivil örgütlerin devreye girmesi gerekmektedir. Toplumumuz mahalle bakkallarına yönelmelidir.”

Gazeteci Yazar Mehmet Fırat da, şunları ifade etti: “İslami nizamda stokçuluk, karaborsacılık, spekülatörlük haramdır. Bunu yapan kim olursa olsun ağır şekilde cezalandırılır. Bu krizler İslami sisteme mecbur olduğumuzu gösteriyor. Milletin cebine göz diken stokçuların tespit edilip bütün mallarına el konulması, kendilerinin de ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaları gerekir. Bunlar anarşiye sebebiyet verip toplum huzurunu bozuyorlar. Halkın arasında kaos çıkarıp yeni bir kargaşa ve darbe ortamı hazırlıyorlar.”

Arkasında TÜSİAD var

Üstad Necip Fazıl Kısakürek’in “Barutuna ekmek karışan ihtilal mutlaka patlar” sözünü hatırlatan Fırat, şöyle devam etti: “Bu milleti silahla, terörle çökertmeye çalıştılar olmadı. Şimdi gıda terörüyle saldırıyorlar. Marketlerde yağların yağmalandığı görüntüler bile kurgu olabilir. Yağ propagandası yapanlar, yağmalamaya girişenlerin kamera kayıtları incelenirse bunun senaryo olduğu ortaya çıkabilir. Hem ‘millette para yok’ diyorlar, hem de aynı anda 4’er, 5’er yağ alabiliyorlar. Hani yokluk vardı? Devletin bu propagandalara imza atanları açığa çıkarıp ağır yaptırımlar uygulamalıdır. Hadiselerin perde gerisinde TÜSİAD var.”

Yeniakit