Türkiye’de geçtiğimiz haftalarda geniş çaplı orman yangınları yaşandı. Aslında bu sadece Türkiye’ye has değildi, dünyanın birçok yerinde hâlâ ormanlar yanıyor. Bunun ne sebeple yaşandığını tam olarak bilemiyoruz. Global bir ısınma mı, bir sabotaj mı?.. Fakat bilinen bir şey var ki, bu insanlar için bir ceza niteliğinde. İnsanlar her bakımdan acı çekiyor. Bu durumda, daha iyi bir dünya için Müslümanların da gayrî Müslimlerin de düzene karşı mücadelesini daha güçlü bir şekilde sürdürmesi gerekiyor.

***

Afganistan hakkındaki görüşlerimi de aktarmak istiyorum. Daha önce de anlattığım üzere, geçmişte Afganistan’da komünist bir idare vardı. Sovyetler tarafından desteklenen Sovyet yanlısı bir rejimdi bu ve idarecileri de Sovyet olmamasına rağmen Komünistlerdi. O günlerden beri Afganistan’da sürekli devam eden bir kargaşa hakimdi.

Afganistan’daki en önemli hava üssü olan Bagram’da Türk askerleri bulunuyor. Bagram’da Türk askerî varlığının devam edebileceği düşünülüyor. Bazıları Türk askerlerinin orada olması sebebiyle Türklerin hain olduğundan ve Müslümanlara karşı hareket ettiğinden şüphelenebilir; fakat Erdoğan hükümeti Afganistan’da kalabilmeyi başarmaya çalışıyor. Bu sayede barışçıl yollarla düzenin sağlanmasına da katkısı olabilir ve kanaatimce bu müsbet bir düşünce.

Öte yandan Taliban, son derece dikkatli bir şekilde hareket ediyor. Afganistan’da hâkimiyeti neredeyse tamamen ele geçirmesinin ardından Kabil’i de almasıyla sert bir tavır takınmasını bekleyenlere karşın Taliban, son derece yapıcı hareket ediyor. Daha önce emperyalistlerle birlikte hareket edenlerin yaşamasına, ülkeyi terk etmek isteyenlerin istedikleri yere gitmesine müsaade ediyor. Kapıları açarak istemeyenlerin gitmelerine izin verdi. Bazı Afganları emperyalist ülkelerin almasına müsaade etti. Bu hem ülkeyi terk etmek isteyenler için hem Afganistan halkı için hem de Taliban için iyi bir seçimdi.

Afganistan’da bir takım çatışmalar yaşanması muhtemel. Nüfusunun büyük çoğunluğu Ehl-i Sünnet olan Müslüman Afganistan’da, az da olsa Şiiler de yaşıyor. Şimdiye kadar böyle bir şey söz konusu olmasa da, ümid ediyorum orada Şiilere saldırmak suretiyle Şiiler ile Sünniler arasında bir gerilim oluşturma hatasına düşmezler. Ne olursa olsun İran ile de ilişki geliştirmeleri gerekecek. Elbette bu ilişkilerin çok iyi olmaması da normal karşılanabilir. Şiilerin yaşadığı bölgeler İran sınırında bulunmamasına rağmen Şiilere yönelik bir saldırı İran ile Taliban arasında gerilime sebep olabilir.

20 yıllık işgal süreci boyunca emperyalist ABD Afganistan’da milyarlarca dolar para harcadı. Gerçekten inanılır gibi değil. Öyle meblalardan bahsediliyor ki, bu para insanların iyiliği için harcansa dünyada birçok insanın sağlığına kavuşmasına, insanların açlıktan ölmesine engel olunabilirdi. Fakat bu para işgal için harcandı. Bugün ise hiçbir şey elde edememiş biçimde, çıkmak zorunda kaldıkları için Afganistan’dan çekiliyor emperyalistler. İşgali sürdürecek güçleri kalmadı. Afganistan’dan çıkmanın yolunu açan ise çılgın bir adam olarak adlandırılan Trump oldu. Kaldıkları takdirde bir hiç uğruna milyarlarca dolar harcamaya devam edeceklerini söylemişti.

***

Dünyada şu an bir savaş var. Koronavirüs salgınını bir savaş olarak adlandırıyorum. Özellikle benim gibi insanlar için zor bir savaş. Koronavirüsten dolayı ölüm tehlikesiyle karşı karşıyayız. Tüm dünyanın ve özellikle gelişmiş ülkelerin büyük sıkıntılar yaşadığı bu süreçte Venezüella koronavirüs salgından tüm Amerika kıtasında en az etkilenen ülke oldu. Zaten kolay şartlar içerisinde olmayan Türkiye de bir hayli etkilendi. Üstelik Türkiye’de bir mülteci sorunu da mevcut, milyonlarca mülteciye ev sahipliği yapıyor. Türkiye’ye doğru mülteci akını devam ediyor. Bu sorun sosyal ve ekonomik etkilerinin yanı sıra, yaşanan göç hareketleri sebebiyle koronavirüsün yayılması noktasında da menfi bir tesire sahip. Dünyadaki her insan kendisini izole edecek imkanlara sahip değil.

Bir de aşı meselesi var. Türkiye’deki gönüldaşlarım da dahil birçok kişi aşı yaptırmak istemiyor olabilir; fakat bunu yapmak zorundayız. Ben de başında ABD ve İngiltere’nin olduğu bu yozlaşmış emperyalist sistemin dayattığı aşıyı olmaktan hoşlanmıyorum. Mesela Fransa gibi ülkeler niçin kendi aşılarını yapamıyor? Çünkü, hükümetler içerisindeki yozlaşmış insanlar, bu aşı ithalatından menfaat elde ediyor ve ülkelerdeki gelişime mâni oluyorlar. Para için insanları perişan ediyorlar. Salgın döneminde milyonlarca insanın ölmesine niçin müsaade edildi? Çin, salgının ortaya çıktığı ilk ülke olmasına rağmen hızlı bir şekilde kontrol altına aldı, aşısını üretti ve diğer ülkelere de aşı ihraç etti. Diğer ülkeler de tedbirlerini alabilirlerdi. İnsanların hayatı üzerinden bir ticaret yapılıyor ve bu insanlık ile bağdaşmaz.

Önümüzdeki günlerde neler olacağını yalnızca Allah biliyor. Ümid ediyorum Türkiye’de her şey daha iyiye gider. Salgının üstesinden gelirler, orman yangınlarıyla ve diğer problemlerle uğraşmak zorunda kalmazlar. Avrupa’da sayısı sadece binlerle ifade edilen mülteciler sebebiyle sorunlar yaşanırken Türkiye milyonlarca insanı ülkesine aldı. Bu insanlar savunmasız ve yardıma muhtaçtı. Erdoğan hükümeti insani olarak yapılabilecek en iyi şeyi yaptı. Türk halkı, Türkiye’ye gelen insanların büyük Türk imparatorluğu Osmanlı’nın tebası olduğunu düşünerek hareket etmeli. Unutulmamalı ki Osmanlı tüm bölgeyi fethetmiş ve fethettiği yerlerde yaşayan insanlara saygı çerçevesinde iyi muamele göstermiştir. Batı’da fethettiği bölgelerde çocukları ailelerinden alarak İstanbul’a götürmüş ve sultana bağlı savaşçılar haline getirmiştir. Bu emperyalistler tarafından çocuk hırsızlığı gibi anlatılsa da bunların bazıları devlette çok önemli mevkilere gelmiştir. Türkiye’nin tarihteki o günlerine dönmesini ümid ediyorum.

İnşallah her şeyin daha iyi olacağı günler göreceğiz.

Allahü Ekber!

21.08.2021

Baran Dergisi 763.Sayı